nevin ulusoy

Nevin Ulusoy’un Kaleminden: Pencere

02.12.2022 © Novelius Edebiyat

Yazar: Nevin ULUSOY

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

Pencereden dışarıyı seyretmek. Hayati bir ihtiyaç. Yasaklanmış sokaklar odadadır işte. Eski, kalın tüllerin yanı başında insanlar geçidi. Saçı iki örgülü bir kız. Meraklı pırıltılarla dolu gözbebeklerinde uçuşuyor hayaller. Gökyüzü tam tepede. Her yanda beton yığınları. Tanımadığı, lakap takılmış komşular. Karşı binanın birinci katındaki dairede Sarı Gelin, üstünde Kocakarı, kocası Kambur. Yan dairede Ayhanlar. Karısı seslendiğinde içeri kaçmıştı, o kadar ürkek. Boyuna bakan da… Şu apartmanın arkasından batarmış güneş. 

Düş kaplı pamuk tarlalarına açılan pencereli, sonsuz gün batımlı ev. Yağmur içeri yağıyordu, Kurak, çöl sıcağı yazlar. Batıdan esen rüzgar uğuldayıp dururdu evde seni korkutup. Uçsuz bucaksız bir ova önündeydi, dağlara kadar. Adını bilmiyorsun dağların. Boğazdan esen poyraz öyle dehşete salmıyor seni, şehrin seni kucakladı da ondan mı? Yine dağlar, antik şehir manzaralı evin. Yine altıncı kat, çocukluğunda üst kat özlemin mi vardı acaba gizli gizli damarlarında dolaşan? Altıncı kat, ürkütücü bir hazla insanı saran, bir uçma arzusu, nereye, sonsuza? Pencereyi açınca gökyüzünün dolduğu, şairin dediği gibi, hem gün doğumlu, hem gün batımlı bir ev. Ay, pencerenin hizasında, bakışıp durduğun öyle. Ay, hep pencerede, sana göz kırpar. Sonra incir ağacın, pencerenin altında, uzanıp tutacaktın neredeyse. Sarılmayı özledin o beyaz gövdesine, bağrına basardı seni muazzam kollarıyla tutup. Geç gelir sonbahar Ege’ye, doğrudur, o enfes yapraklar, inanılmaz renklere bürünür nilüferler gibi caddeye dağılmadan önce, ıslak caddelerde nilüferler. Boğaz’ı gören bir ağacın var şimdi, tuhaf şey, ne ağacı olduğunu bilmiyorsun sahi. Ama adlar önemli değildir o kadar. Yaslıyorsun başını, gövdesini okşuyorsun, ne tadına doyulmaz anlar, bir ağacın kardeşliğinde gülümsemek ve beklemek baharı. Aralık şimdi, ağacın hiç yaprağı yok, dokunuyorsun tenine, hissediyorsun baharın yavaş yavaş gelişini. Yurdun burası işte.

nevin ulusoy
Nevin Ulusoy'un kaleminden "Pencere"

Yurdun sensin, kalbin, sarıl kendine. Kendinden başka kimseye sarılamazsın belki de. “Kristal Gemi” yok, pencerenden selamlayıp, yanına gidip halini hatırını sorduğun gözlerinle. Sokak lambalarının hüznünün yansıdığı denize bakıyorsun pencerenden. Sonra gidiyorsun ve yürüyorsun o kıyıda, kalbinin kıyılarına vuruyor ışık, bak, yalnız ve kederli, kederli ama özgür, özgür ve huzurlu. Yooo, seni anlamsız, boğan bir varoluşa hapseden bir huzur değil bu, uçmayı engelleyen sarmaşıklar bağından kaynaklanan ölümcül bir huzur değil. Kendini kendi akışına bırakmaktan alıkoyan her şeyi kesip atmak, işte senin varoluşun. Yaşam akıntısına bir türlü kendini bırakamadığın için kaşlarını çatıp izlemek akışı. İnsanların kendisini rehavetle kollarına bıraktığı zaman tüketen telaşı, seninse her anını hissetmeye çalıştığın nefes alıp verişler, yaşam uğraşı. Kendinle uğraşıp durmalar, okumalar, sokakları, adımları, kaldırımları, tek tük ya da şimdi bol bol ağaçları, çocuk hayallerini, yetişkin çocuk hallerini, denizi, düşlerdeki ve dokunulabilir, eşyaları, kokuları, kuşları, hele hele kedileri, elbette kitapları, bak gülüyorsun, gözlerin tekrar bozulmaya başlayıncaya kadar. Bazı şeylerden kaçılmıyor, gözlerin bozuksa bozuktur, yine dünyayı bulanık görmenin de bir ayrıcalık olduğu inanışları. 

Aramak, yaşsız bir eylem. O dalıp giden bakışlar neyin üzerinde durmak istiyorlar? Fakat arayan bakışlar değil midir yaşam? Sormak, düşünmek, yeniden yeniden kendini keşfetmek, varolmanın hüzünlü arayışı bu arayış bittiğinde yaşam nefesi de sona ermez mi, beden canlı kalsa da? “Değişme” aslolan, yaşam değişimse. Ne demişti o? Çalışmalıydı herkes değil mi, gelecek garanti altına alınmalıydı, nefes kesen deniz manzarasında da insan hep geleceği düşünmeliydi, cebindeki paraları saydıkça, daha çok daha çok oldukça evler, arabalar, paralar, eşyalar, işte bu kadardı. Bu kadardı yaşamak, böyle kolaydı her şey, yarındı her şey, pencereyi açınca içeri dolan denizin özgürlük, düş kokusu neydi? Baktın çocuk gözlerinle, sustun. Bir çocuk nasıl susarsa öyle. Çekildin yine kalene, sözlerin yüreğinin mücevherleri, gösterilmez öyle herkese. Penceren kalenin gözlem kulesi. Çocukluğu hep kalıyor mu insanın, pencereyle başlayan yaşamlar, kırk yıllık hasretler gelip gelip buluyor mu, kırk yılda bir gelenler avucundan kayıp gidiyor mu insanın bir anda? Pencere düşünceleri bir ömür sarıp sarmalıyor mu benliği? 

Yanında dikiliyor saçı iki örgülü kız, dönüp gülümsüyorsun ona, iri gözlerine bakıyorsun, meraklı, hayat dolu, başkaları uzak ve soğuk bulsa da, biliyorsun kalbinin engin denizini. Düşler deniziniz, gökyüzünüz, işte martılar, eskiden sadece Samatya Sahilinde gördüğünüz. Ayaklarınızı denize soktuğunuz o upuzun sahil, şimdi doldurulmuş, kenarında yürüyüp dibinde parlak gelecek yansımaları oynaşan deniz, çok temiz değil bazı yerleri, ama deniz denizdir her zaman. Elini omzuna atıyorsun beraber baktığınız pencere kenarında. Kenarları biraz kırışmış senin gözlerinin, fark etmiyor, aynı heyecan titreşiyor gözbebeklerinde.

Yazarın Arsız Sanat platformunda yayımlanan yazıları için lütfen tıklayınız…   

Yazar Hakkında:

NEVİN ULUSOY
Nevin ULUSOY

NOVELİUS EDEBİYAT Nevin Ulusoy, 1972 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitiminden sonra yabancı dilini geliştirmek üzere İngiltere’ye gitti. Burada geçirdiği bir yılın ardından ülkesine dönen Ulusoy, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi ve bu bölümden mezun oldu. Yurt dışı ve yurt içinde özel sektörde çalıştı. 2021 yılında emekliye ayrıldı. Küçük yaşlardan bu yana edebiyatla iç içe olan yazarın, şiir, deneme, öykü ve roman türlerinde çalışmaları bulunmaktadır. Hâlen kültür sanat platformu Arsız Sanat bünyesinde yazarlık faaliyetlerine devam etmekte, İngilizce yazılarını ise kişisel bloğu, artidelight.com üzerinden yayınlamaktadır. Evli ve iki çocuk annesi olan Nevin Ulusoy’un başlıca ilgi alanları arasında; kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek, tiyatro, opera ve bale gösterilerine gitmek, müzeleri ve sanat galerilerini ziyaret etmek gelmektedir. “Pencere” adlı öyküsü sitemizde yayımlanan ilk çalışmasıdır.

02.12.2022 © Novelius Edebiyat

Nevin Ulusoy’un Kaleminden: Pencere” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın