03.12.2022 © Novelius Edebiyat
Yazan: Mehmet BAHÇECİ
Yazar ve Editör Fatma Türkdoğan’ın 2022 eylül ayında Nikea Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan öykü türündeki eseri “Dilsizin Ağıdı” bugün ki incelememize konu olan kitabımız.
İçerisinde yer alan öykülerden, ayracına, arka kapak yazısından, kapak görseline kadar her anlamda üzerinde çalışılmış bir eser Dilsizin Ağıdı…
Birbirinden bağımsız yirmi öyküden müteşekkil seçkide, öylesine yazılmış tek bir öykü dahi yok. Evet, yerli edebiyattan okuduğumuz öykü seçkilerinde sekiz ila on iki arasında öyküye rastlarız çoğunlukla ama bu defa hem nicelik hem de nitelik bakımından memnuniyet verici bir artışla karşılaştık. Bu konuyu biraz açalım ki, ne dediğimiz daha iyi anlaşılsın.

Dilsizin Ağıdı kitabındaki yirmi öykünün hemen tamamı da derdi olan, içimizdeki ya da çevremizdeki insanlarda gözlemlediğimiz yaraları konu edinen öyküler. Yazarın; tıp, hukuk, eğitim gibi mecralardan çekip çıkardığı karakterler de var, daha sokaktan, daha alt tabakalardan yarattığı öyküler ve karakterler de. Fakat zenginlik sadece bu çerçeveyle sınırlı değil. Eseri post hümanist bir bakışla değerlendirmek de gayet mümkün. Zira “Mutlu Kedi” ve “Doğanın Çığlığı” öyküleri gibi; hayvanlarla, doğayla, hülasa bütün bir evreni kapsayıcı ve gözetici bir bakışla kaleme alınmış öyle tadında öyküler var ki, doğrusu bu öyküleri okurken keyif almamak mümkün değil. Diğer yandan seçkideki öykülerin önemli bir kısmının “sen” anlatıcı ağzından kaleme alınmış olduğunu görmekteyiz. Bilindiği üzere ikinci tekil şahıs anlatımı olan “sen” anlatıcı tekniğinin yerli edebiyatımızdaki örnekleri yavaş yavaş artıyor olsa da hâlâ “kahraman anlatıcı” ve “tanrı anlatıcı” tekniklerine yaklaşabilmiş değil. Fatma Hanım’ın eserinde ise ikinci tekil şahıs anlatımı yönünden tam bir şölen durumu söz konusu. Zenginlik konusuyla alakalı olarak son birkaç şey daha söyleyip bu bahsi kapatalım… Öykülerde yer alan kelimeler ne naftalin kokulu ne de farklı kelime kullanmış olmak adına fazlaca özentili. Son derece doğal bir zenginlikteler. Belki de yazarın editör oluşu, belki de öğretmen kökenli olması bu duruma katkı sağlamıştır. Kim bilir…
Pek çok açıdan güzel bir ritim ve ahenk yakalanmış kitapta. Yer yer çok bilindik, hatta klişeye kaçan hikâyeler ve yaşamlar resmedilmiş olsa da Fatma Hanım’ın demegojiye prim vermeyen ustalıklı anlatımı sayesinde bu öyküler de zevkle okunur hâle geliyor.
Öykü kitapları için klasik hâle gelen inceleme tarzımızla devam edelim. Kitaptan sizler için seçtiğimiz öykülere kısacık değinerek yazımızı nihayetlendirelim.


Kız Oktay:
Seçkinin dördüncü sırasında yer bulan “Kız Oktay” isimli öykü, adından da anlaşılacağı üzere bir bireyin cinsel yönelimini hikâye ediniyor. Çift cinsiyetli Oktay’ın, Okşan’a dönüşmesinin ve maruz kaldığı zorlukların anlatıldığı bir öykü, Kız Oktay. Ayrıca günümüzde homofobik baskıların, nefret söylemlerinin arttığını da görmekteyiz. Bu öyküyü bu açıdan da anlamlı buluyoruz.
K-1 Koğuşu:
Seçkinin on birinci öyküsünü, isminden yola çıkarak hapishanede geçen bir öykü olabileceği düşüncesiyle okumaya başlamıştık. Lakin çok da yanılmadık çünkü resmen hapishaneleri aratmayan bir hastanede bulduk kendimizi. O veciz atasözümüzle dile getirdiğimiz gibi: “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar,” İşte bu atasözü tam da bu öykünün omurgasını oluşturuyor. Ve öyküde yer alan psikolojik gerilim unsurları metni daha yukarılara taşımış.
Dilsizin Ağıdı:
Kitaba ismini de veren “Dilsizin Ağıdı”, Yeşilçam’da ve klasik romanlarımızda fazlaca örneklerini gördüğümüz bir konuyu, tecavüzü mesele ediniyor. Okunur mu? Kesinlikle okunur ama kitapta çok daha orijinal ve çok daha estetik öyküler olduğu su götürmez.
Doğanay:
Kocası mahpusta olduğu ve evini geçindirmek yükü omuzlarına bindiği için yakışıksız ortamlarda bulunmak zorunda kalan bir kadının hikâyesidir Doğanay. Dilsizin Ağıdı için sözünüzü ettiğimiz durumlar bu öykü için de geçerlidir.
Deli Çeçilya:
Kitaptaki en uzun öykülerden biri olan “Deli Çeçilya” farklı ve gizemli konusuyla, bilinç akışı tekniğinden izler taşımasıyla dikkatimizi çeken öykülerden.
Diğer eser incelemelerimiz için lütfen tıklayınız…
KÜNYE
Eserin Adı: Dilsizin Ağıdı
Türü: Öykü
Yazar: Fatma TÜRKDOĞAN
Yayınevi: Nikea Yayınları
Basım Yılı: 2022 Eylül
Sayfa Sayısı: 124
YAZAR HAKKINDA:

Fatma TÜRKDOĞAN, Kütahya doğumlu. Emekli öğretmen. Nikea Yayınları editörü. Son okuma, Cüneyne dergisi. Deneme ve hikâyeleri Acemi, Temrin, Berceste, Cüneyne ve Mevsimler dergisiyle çeşitli, blog ve edebiyat sitelerinde yayınlandı. Temrin Düşünce ve Edebiyat dergisindeki köşesinde beş yıl boyunca kitap tanıtım yazıları yazdı.
Acemi dergisi ve Yazarlık Akademisi Derneği’nin birlikte düzenlediği 1.YAZAK Öykü Yarışması’nda (2013) Kesişen Yollar adlı öyküsüyle birincilik ödülü aldı. Yazarlık Akademisi Derneği (YAZAK) üyesidir. Evli ve iki çocuk annesidir.
Yayınlanmış eserleri:
Kybele’nin Vârisleri, Öykü, 1. Baskı Nisan 2015, Ferfir Yayınları, 2. Baskı Ocak 2020, Yılkad Yayınları
Kırıldığım Yerden Büyüdüm: Öykü, Mart 2021, Anatolia Kültür Yayınları
03.12.2022 © Novelius Edebiyat
“İnceleme: Dilsizin Ağıdı” üzerine bir yorum