ümit yaban

İlk Ümit: Üzeyir Karahasanoğlu  |  Ümit Yaban

19.08.2023 © Novelius Edebiyat - Ümit YABAN

“Şu dünyada kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Dolayısıyla bir yazar, kimse onu okumayacak olsa bile yazmayı sürdürmeli.”

Üzeyir KARAHASANOĞLU

edebiyat Ah ilk kitaplar, sanki yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahiptir. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerlidir. Bu heyecana ortağız ve zevkle görünürlüğüne katkı sunmayı kendimize görev addediyoruz.

Ümit YABAN: Sayın Üzeyir Karahasanoğlu, ilk kitabınız Geçmişi Beklemek‘i kutlarım. Manos Kitap’tan elimize geçti. Ilk bakışta ayrı anlatıcılar ile farklı yapılarda öyküler gibi görünse de, birbiri ile ilintili ortak duygu aktarımı olan öyküler tebrik ederim. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Üzeyir Karahasanoğlu kimdir?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Novelius’un yeri hep ferah, hep taze. İlgi gösterdiğiniz için size de teşekkür ederim. “Üzeyir Karahasanoğlu kimdir?” sorusunu aşağıdaki gibi cevaplarsam benim adıma kolay olacak:

Kendimi bildim bileli hayal kuran, umut eden biriyim. Zonguldak’ta yaşıyorum. Öğretmenim. Babayım. Okuyan ve yazan biriyim.


İlkokul birinci sınıfın başlarında öğretmenim bir vesileyle beni kantine götürüp “Dilediğin şeyi alabilirsin,” demiş. Merak uyandıran onca şeyin içinde kalem istemişim. Okumaya, yazmaya meylim hep bilinmiş.


Dediğiniz gibi Geçmişi Beklemek’te farklı anlatıcıların kullanıldığı, farklı yapılarda öyküler mevcut. Aslında ilk öykümü yazdığım günden bugüne dilde, yapıda hep aradım. Sürekli bozdum, değiştirdim… Bazı şeyler sıcağıyla hissedilmiyor ama kendi edebiyatıma yakışmayacak işler peşinde de koşmuşum. Öyle ya da böyle öykülerim yayımlanmayı sürdürdükçe hep diri kaldım. Bir yerden sonra öyküler bir araya gelmeye, ortak bir ses çıkarmaya başladılar. Bu ortaklık, ilk kitapların otobiyografik yanının kuvvetli olması kadar umarım beni diğer yazarlardan ayıran, ben yapan şeye dair bir işarettir. Dilde, anlatımda bana dair bir kıvam, bir doygunluk, bir ayrılık hâli aradığımı, ulaşmaya çalıştığım yerin burası olduğunu biliyorum. İlk kitabını henüz yayımlamış bir yazar ukalalığıyla bu çabama kesinkes “özgünlük” diyerek haddimi aşmaktan korkarım. Zaman, kararını tarafsızca verecektir nasılsa.

ümit yaban

Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Yolda bir atölye ya da editörden destek aldınınız mı? Bu yolculuğa yeni çıkanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Kalemi elime aldığımdan beri bir şeyler karalamışım hep. Kalemli kâğıtlı işleri sevenler iyi bilirler ki bu ikisinin birlikteliğinde giderek daha anlamlı sonuçlar çıkmaya başlar. Ben kimseden destek almadım. Yazmayı, gerçekleri hayallerle karmayı, kendimi eleştirmeyi çok sevdim. Bu kadar sevmeseydim yolun bir yerlerinde muhakkak vazgeçerdim.

Ümit YABAN: Yazım ve yayınevi bulma safhalarında zorluklarla karşılaştınız mı? Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Geçmişi Beklemek’in kitaplaşması; Sennur Sezer’in adını taşıyan, dolayısıyla Adnan Özyalçıner’le anılan ve kıymetli bir seçici kurulu bulunan bir ödülü kazanmakla gerçekleşti. Haliyle malum zorlukları tecrübe etmeyen bir kitap oldu. Bir kitapçı rafında olsun, bir okuyucu yorumunda olsun ne zaman Geçmişi Beklemek’le karşılaşsam heyecanlanıyorum. Her ne kadar “Artık senden çıktı” deseler de o benim ilk göz ağrım. Yeri hep farklı olacak!

Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı? Malum yaşam büyük bir koşuşturma, bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Hayatın dayattığı rutinlerden arda kalan vakitlerde okuyorum, yazıyorum. Kâğıt kalem hep yanımda, hazırımda… Heyecanlandığım bir sözcüğü, bir cümleyi, bir dizeyi, bir görüntüyü, birdenbire hatırlanan bir yaşam parçasını kaydediyorum. O kayıtların vakti gelince yazdıran gücünü iyi biliyorum.

Ümit YABAN: 2022 yılında Sennur Sezer Emek ve Direniş öykü ödülünü aldınız. Tebrik ederim. İlk iki dosyanızın yayınlanmadığını ama üçüncünün yoluna ödülle başladığını düşünürsek, ilk dosyasına yayın evlerinden dönüş yapılmayanlara söylemek istedikleriniz olur mu?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Teşekkür ederim. Evet, Sennur Sezer’in güzel adıyla anılmanın bitimsiz rüyasını yaşıyorum. Ancak ödülün bir de sorumluluk boyutu var. Uyaran, niteliği hatırlatan… Dolayısıyla her yeni eser, oraya yakışacak düzeyde olmalı.


Kurguladığınız soruya bu minvalde bir cevap vereceğim. Öncelikle eserin kimliğine yakışan biçimde hareket etmeli. Bir kimliği, bir tarzı yok mu yazdığımızın? Dolayısıyla bir ödüle, bir yayınevine, hatta bir dergiye eser gönderirken eserle muhatabını bir arada düşünmeli. Birbirlerine yakışıyorlar mı diye bakmalı. Yolun başlangıcı, karşı tarafı sorgulamadan evvel eserin niteliğini sorgulamakla başlıyor elbette. Kusurlardan, kuşkulardan arınmış mı metin? Bu soruya gönül rahatlığıyla evet diyorsak içimiz rahatlamalı. Varsın muhatap bulamasın. Şu dünyada kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Dolayısıyla bir yazar, kimse onu okumayacak olsa bile yazmayı sürdürmeli.

üzeyir karahasanoğlu

Ümit YABAN: Dil kullanımı, kurgusal zenginlik hepsi harika. Ama sanırım bu öyküleri sevdiren yaşanmışlık duygusunun okura direkt geçmesi. Peki sizin içlerinde kendinize yakın bulduğunuz öykü hangisi?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Hayatın kuru gerçeğiyle kurmacanın havai gerçeğinden oluşan bir gerçeğin edebi dengesinde duruyor, Geçmişi Beklemek. Sanırım gücünü buradan alıyor. Okurun kalbinde, zihninde dolaşıyorsa ne âlâ!


On dört öykü içerisinde bazılarının yazılmasında bizzat yaşanmışlıkların rolü var ki buradan hareket edersem, çığlık çığlığa bir öykü olan Bavul’u ayrı bir yere koyabilirim.

Ümit YABAN: Kitaplarınızı ilk kime okuttunuz?


Üzeyir KARAHASANOĞLU: Eşime ve dostlarıma… Var olsunlar. İlk okumaların sevimsiz yanı pek çoktur.

Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler?

Üzeyir KARAHASANOĞLU: Hayranlık düzeyinde bir bağlılığım yok kimseye. Seveyim ya da sevmeyeyim, özellikle edebiyatımızın bugününü takip etmeye çalışıyorum. Kendi edebiyatıma, yaşam tarzıma, değerlerime hepten uzak yazarları okumaya gayret ediyorum. Aksi yönde davranmayı fanatikçe, partizanca buluyorum!


Elbette beslendiğim kaynaklar var. Söz gelimi Geçmişi Beklemek’te Erdal Öz’e, Kadri Öztopçu’ya ve İrfan Yalçın’a bu nedenle öyküler ithaf ettim.

Ümit Yaban’la “İlk Ümit” Röportaj Serisi Novelius Edebiyat’ta…

19.08.2023 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın