15.07.2023 © Novelius Edebiyat - Ümit YABAN

“Yazarken kendi yarattığım evrende kendi yarattığım karakterlerle birlikte olmayı çok seviyorum. İçime sinen bir metin yazmışsam da mutlu oluyorum.” ÇAĞDAŞ KÜÇÜK

Ah ilk kitaplar, sanki yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahiptir. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerlidir. Bu heyecana ortağız ve zevkle görünürlüğüne katkı sunmayı kendimize görev addediyoruz.

Ümit YABAN: Sayın Küçük, ilk kitabınız Yarın FM’i kutlarım. Mehmet Fazlı Gök editörlüğünde Epona Yayınları’ndan elimize geçti. İnce derinlikleri, sakin sonları olan öykülerle tanıştık. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Çağdaş Küçük kimdir?

Çağdaş KÜÇÜK: 1978 yılı Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi burada tamamladıktan sonra 1999 yılında Kocaeli Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik Ve Bilgisayar Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. O yıldan beri İzmir’in Dikili ilçesinde öğretmenlik yapıyorum.

Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Üslubunuzu oluşturmanızda bir yol göstericiniz oldu mu? Dahil olduğunuz atölyeler oldu mu? Size katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çağdaş KÜÇÜK: Spora çok meraklıydım. Blog furyasının estiği dönemde ben de yazmaya heves ettim. Yazdıklarımı daha etkili nasıl anlatabilirim diye düşünürken bunları bir hikâyenin eksenine oturtma fikri beni bugünlere kadar getirdi. Evet, atölyelere katıldım, faydalarını da gördüm ancak atölyeler bu işin olmazsa olmazı diyemem.

Ümit YABAN: Yazım ve yayınevi bulma safhalarında zorluklarla karşılaştınız mı? Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?

Çağdaş KÜÇÜK: Öykü yazmaya, dosya oluşturayım da yayınevlerine göndereyim diye başlamadım. Dolayısıyla yazım sürecinin sancılı olduğunu söyleyemem. Ancak içinize sinecek bir öykü yazmanın insanı dert sahibi yaptığını da eklemem lazım. En azından durum benim için böyle.

Yayınevi bulma safhası gerçekten de beklediğimden zor oldu. Dosyamı yayınevlerine göndermeye başladığım dönemde yaşanan döviz krizi ve kâğıt maliyetindeki artışlar sebebiyle çoğu yayınevi dosya alımını durdurmuştu. İki yıla yakın süren bu bekleyiş oldukça yıpratıcıydı. Gelen olumsuz cevapların ardından ümidimi kaybetmiş bir halde artık ne yapsam diye düşünürken Epona Yayınevi‘nden aldığım e-posta her şeyi bir anda değiştiriverdi. Yayıncım Sedat Demir ile yaptığım telefon görüşmesini hiçbir zaman unutmayacağım.

E tabii, kitabımı raflarda gördüğümde yaşadığım mutluluğu tarif etmem mümkün değil. Hak eden herkesin bir gün kitabına kavuşmasını dilerim.

Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı? Malum yaşam büyük bir koşuşturma bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?

Çağdaş KÜÇÜK: O dönem oturmuş bir yazma rutinim olmadı. Şu anda da yok.

Ümit YABAN: Yazmak sizce hastalıklı bir durum mu yoksa terapötik bir yolculuk mu? Siz nasıl başlayıp, kim olarak çıktınız bu yolculuktan?

Çağdaş KÜÇÜK: Yazmak benim için ne hastalıklı bir durum ne de tedavi edici bir yolculuk. Sadece şunu söyleyebilirim, yazarken kendi yarattığım evrende kendi yarattığım karakterlerle birlikte olmayı çok seviyorum. İçime sinen bir metin yazmışsam da mutlu oluyorum. Hepsi bu. Başladığım yerdeyim açıkçası, yazmak beni başka bir insana dönüştürmedi. Kitabım çıktığı için daha mutlu bir insan olduğumu söyleyebilirim tabii.

Ümit YABAN: Öykülerinizin kahramanları erkek, duygu aktarımları da kendilerine yaraşır şekilde derin, yüzümüze vuran duygular değil, içine dalmadan göremeyeceğiniz nitelikte. Sizi futbol yazılarınızdan da tanıyor okuyucularınız. Şahsen ben sevdim, duyguyu kadın üzerinden aktarmak hep daha kolaydır, biz daha dışa dönük yaşadığımızdan. Eserleriniz bu minvalde mi ilerleyecek? Üzerine çalıştığınız dosyanız var mı?

Çağdaş KÜÇÜK: Herhangi bir hikâye yazmaya oturunca kahramanım özellikle erkek olsun diye bir önceliğim olmuyor. Beni öykü yazmaya itecek fikir bir kadın üzerinden ilerleyecekse kahramanım kadın olur. Evet, elimde bitmiş bir roman dosyası var.

Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler?

Çağdaş KÜÇÜK: Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Kemal Tahir, Yusuf Atılgan, Vedat Türkali, Stendhal, Tolstoy, Dostoyevski, Gorki, John Fowles, Iris Murdoch, Philip Roth, Erich Maria Remarque gibi isimleri sayabiliriz.

Ümit YABAN: Kör okuma yapsam, yani yazar ismi bilmeden okusam sizin öykülerinizi tanırım sanırım, çok daha fazlasını da okumak isterim. Yeni öykücülerden sizin de tadı damağınızda kalanlar var mı?

Çağdaş KÜÇÜK: Yazdıklarım üzerine sözleriniz çok güzel, teşekkür ederim. Yeni öykücülerden tadı damağımda kalan kimse yok.

Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.

Bu güzel söyleşi, güzel sözler ve dilekleriniz için esas ben teşekkür ederim.

Ümit Yaban’la “İlk Ümit” Röportaj Serisi Novelius Edebiyat’ta…

15.07.2023 © Novelius Edebiyat