26.06.2022 © Novelius Edebiyat
Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
Eğitimci ve Yazar Hakan Sarıpolat‘la birlikteyiz. Her zaman olduğu gibi merak ettiğimiz hususları konuğumuza sormaya çalışacağız. Sözün kısası, yine geniş bir perspektifte, nitelikli sorular hazırlamaya çalıştık. Dileriz, keyifle takip edeceğiniz bir röportaj olur.
Konuğumuz, edebiyatseverlerin anımsayacağı üzere; Varlık, Notos, HeceÖykü gibi pek çok saygın dergi ve edebiyat mecrasında öykü ve yazılarıyla yer almış bir isim. Fakat Hakan Bey’i geniş okur kitleleri nezdinde asıl tanınır kılan çalışması, 2021 yılı başlarında İthaki Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan “CIS” isimli öykü kitabı oldu.
Röportaja geçmeden önce CIS öykü kitabı için aldığımız birkaç küçük nota, gelin hep birlikte bakalım.
Kurucu Editörümüz Mehmet Bahçeci’nin 04.04.2021 Tarihli notudur…
“Tüm samimiyetimle söylüyorum, beğenmediğim öykü olmadı. Kimini az kimini çok beğendim. Hatta çoğu öyküyü, bu öykü en iyisiydi hissiyatıyla okudum. Yine de birini seç deselerdi, Cıs, Leyla Kokusu ve Satılık Melek Tüyü arasında kalır, Hekim’in dokunaklı hikâyesine binaen Leyla Kokusunu seçerdim. Ha bu arada Kuyruk Acısı, Atlıkarınca ve Kelebekler de fevkalade güzellerdi. Bilhassa Atlıkarınca insanın yüreğine işliyor…
Öyküler, gerçeklikle gerçeküstü arasında bir yerlerde gezinmekte, öyle ki, yılan adamla, meleğe dönüşen anneanneyle yahut evde beliren bir çift gözle baş başa bulabiliyoruz kendimizi. Bir diğer üstünde durmam gereken konu da şudur: Öykülerin çoğunda, doğaya, kırsala ve hayvanların dünyasına açılan pencereler var. Doğal dille yazılan, bizzat doğanın ve hayvanların, öykünün ana konusu olduğu metinleri okumayı daha çok seviyorum…”

"Hakan SARIPOLAT"
Novelius Edebiyat adına Mehmet Bahçeci:
Merhaba Hakan Bey. İlk öykü kitabınızın yayınlanmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Neler değişti hayatınızda?
Hakan Sarıpolat:
Merhabalar. Zaman çok hızlı ilerliyor, Cıs’ın yayımlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmiş, tuhaf bir duygu. Öykülerimin okurların elinde olması beni fazlasıyla mutlu ediyor. Hayatımda değişen fazla bir şey olmadı elbette. Daha fazla okurla tanıştım, onlardan aldığım dönütler sayesinde ve yola çıkmış olmanın da verdiği motivasyonla daha bilinçli yazmaya başladım sadece. Benim için çok önemli bir gelişme bu.
Novelius:
Yazar Serkan Türk’le yaptığınız bir Youtube söyleşisinde, Cıs öyküsünün zihninizde nasıl doğduğundan bahsetmiştiniz. Bu öykünün yazım hikâyesini anlatır mısınız?
Hakan Sarıpolat:
Artvin- Şavşat ilçesinin Meydancık Beldesi’nde dört yıl öğretmenlik yaptım. Kültürlerini öğrenmeye çalıştım. Doğayla iç içe bir yaşantı var oralarda. İnsanlar toprağı işlemesini, hayvanlarla konuşmasını biliyor. Yaşça büyük insanlarla konuşmayı seviyorum. Köylerde tanıştığım insanlardan ilginç hikâyeler duydum. Ayının insan kaçırması ve onunla birlikte yaşamaya başlaması da bunlardan biriydi. Zamanla bu hikâyeler zihnimde evrildi ve yazdıklarıma sızmaya başladı. Cıs öyküsünün içinde de böyle izler görmek mümkün.

Novelius:
Amerikalıların “writer’s block” dedikleri bir mesele var. Türkçe mealiyle söyleyecek olursak, yazar tıkanıklığı anlamına geliyor. Bu mesele hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hakan Sarıpolat:
Ben buna yazar tıkanıklığı değil de birikenlerin tükenmesi diyorum. Bunu aşmak için de gerekli formül oldukça basit: Okumak, izlemek, araştırmak ve bunlar üstüne düşünmek. Zihninizde birikenler yeterli seviyeye ulaşınca yazmaya başlarız. Önemli olan bundan sonrası.
Yazarın işi sürekli yazmak değildir; daha iyi yazabilmek için zamanının çoğunu okumak, araştırmak, izlemek ve düşünmek için ayıran kişidir yazar.

Novelius:
Büyülü gerçekçilik akımından etkilenen bir yazarsınız. Bazı öykülerinizde bu akımın etkileri çokça hissediliyor. Bu anlatı tekniğiyle okur üzerinde bırakılmak istenen etki nedir?
Hakan Sarıpolat:
Büyülü gerçekçilikle yazayım diye bir çabam hiçbir zaman olmadı. Ben sadece gerçekliği kendime göre eğip bükmeye çalıştım. Gerçek nedir sorusu üstüne fazla düşünüyorum. Edebiyatın bize sunduğu en büyük nimet yeni bir gerçeklik yaratma yetisi. Cümlelerle oynayarak var olan şeyi başka bir forma sokmak. Bunu yapmayı seviyorum. Riskli bir çaba, komik duruma düşme olasılığı çok yüksek ama risk almadan yazılmaz diye düşünüyorum. En önemlisi, gerçeğin tam ortasındayken ve gerçek bu kadar sıkıcıyken neden onu yazmak isteyeyim ki? Okurken eğlenmeyi sevdiğim kadar yazarken eğlenmeyi de seviyorum.
Novelius:
İshak Edebiyat oluşumunu anlatır mısınız? Nasıl kuruldu, amaçları nedir, edebiyat dünyamıza neler kazandırmaktadır? Ve sizin bu oluşumdaki pozisyonunuz nedir?
Hakan Sarıpolat:
İshak Edebiyat’ı üç yıl önce yedi arkadaşla birlikte kurduk. Ayrılanlar, yeni katılanlar oldu elbette ama işleyiş hep aynı kaldı. Sadece Öykü diyerek çıktık yola. Gelen öykülerin her birini tek tek okuyup oyluyoruz, yeterli oy alanları yayım sırasına koyuyoruz, aralarından seçtiklerimizi seslendiriyoruz. Ayrıca daha önce Türkçeye çevrilmemiş öyküleri çeviriyoruz. İlk kitap soruşturmalarına, röportajlara ve kitap-öykü incelemelerine yer veriyoruz. Sevdiğimiz alanda ilerlemek istedik. Öykü. Yazar ve okur dostlarımızın desteğiyle şu an güzel bir noktada olduğumuzu düşünüyorum.

Novelius:
“Yeni kitap ne zaman çıkıyor?” soruları gelmeye başladı mı? Bu anlamda üzerinizde bir baskı oluşuyor mu? Yeri gelmişken biz de soralım, yeni kitap çalışmaları ne aşamada? Sürprizler var mı?
Hakan Sarıpolat:
İlk röportajımda bu soru sorulmuştu. Cıs çıkalı iki hafta kadar olmuştu. Ne diyeceğimi bilememiştim. Var olanı konuşmak dururken neden bir sonrakini konuşalım ki diye düşünmüştüm. Tüketim çağındayız, her şeyi anında tüketip yenisini istiyoruz. Yeni kitap, yeni film, yeni fotoğraf, yeni kıyafet, yeni araba… Bu hız beni korkutuyor açıkçası. Daha sakin ve olgun bir yaşam sürmek istiyorum. Yazdıklarımı da buna göre planlıyorum. Birikenler var, yakın zamanda yeni bir kitap düşüncem yok ama zaman ne gösterir inanın bilmiyorum. Bir novella çalışmam var, belki önce onu bitiririm.
Novelius:
Silginiz de kaleminiz kadar iyi midir? Çünkü bazen daha iyiye ulaşmanın yolu eklemekten değil çıkarmaktan geçer.
Hakan Sarıpolat:
Sildiklerim yazdıklarımdan daha fazla. Yazdığım her şeye oldu gözüyle bakmadım hiçbir zaman. Zamanla farklılaşıyor insan. Her konuda. Yazmak da dahil buna. Bir sene önce severek yazdığım bir öyküyü bir anda çöp kutusuna gönderebiliyorum. Geliştiğimi, değiştiğimi hissettiriyor bu bana. Aynı hikâyeyi onlarca farklı kurgu içine soktuğum da oluyor. İçime sinene kadar deniyorum. Kelebekler öyküsünün en az yirmi farklı versiyonu vardır elimde. Şunu da yaptım: Cıs’ta yer alan bir öyküyü, çatısını yıkmadan, yeniden yazdım. Karakteri dahi değiştirdim. Bunlar son derece olağan geliyor bana.

Novelius:
Cıs öykü kitabınızdaki öyküleri yeniden ele aldığınızı, yani revize ettiğinizi açıklamıştınız. Bu sadece içsel bir tatmin için miydi yoksa Cıs’ın yeni baskıları düşünülerek atılmış bir adım mıydı?
Hakan Sarıpolat:
Daha iyi olacağını düşünüyorsak, öykülerimizi neden değiştirmeyelim ki? Yazılanları putlaştırmamak gerekiyor. Tıpkı bizler gibi, onlar da değişip gelişiyor. Elbette üzerlerinde sürekli oynama yapmamak gerekiyor ama belirli bir süre sonra yazdıklarımıza yeni bir gözle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bunu yeni baskılar için değil kendim için yapmıştım; yine de yeni baskı olursa eğer, bu yeni versiyonlarını kullanmak istiyorum.
Novelius:
Öyküler mi sizi bulur, yoksa daha çok siz mi onlara gidersiniz? Şu yeryüzünde sadece tek bir yazarı okumak durumunda bırakılsaydınız, bu yazar, hangi yazar olurdu?
Hakan Sarıpolat:
Öyküler mi beni buluyor yoksa ben mi onları buluyorum, inanın bir fikrim yok. Bir başlangıç yakaladığımı düşündüğüm an üzerine gidiyorum, finali de yakalayabilirsem öyküyü yazmaya başlıyorum. Her şey bunlarla da bitmiyor, istediğim sonuç ortaya çıkana kadar deniyorum. Bu konuda çok seçici bir yapım var. Bir oturuşta öykü yazılabileceğini düşünmüyorum. Üstüne uzun uzun düşünmek gerekiyor. Kenara atıp bir süre sonra tekrar bakmak. Öyküyü olgunlaştırmak. Ve her yazılana öykü gözüyle bakmamak.
Tek bir yazar okumam gerekseydi bu Franz Kafka olurdu.
Novelius:
Vakit ayırdığınız için sonsuz teşekkürler. Yazar adaylarına, yazma yolculukları boyunca yol göstermesi için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Ve son olarak Novelius Edebiyat aracılığıyla okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa söz sizin.
Hakan Sarıpolat:
Değerli sorularınız için ben teşekkür ederim. Oldukça keyif aldım. Kimseye tavsiye vermeyi sevmiyorum. Kendime söylediklerimi arkadaşlara da söyleyebilirim: Okumalı, izlemeli, araştırmalı ve üstlerine çokça düşünmelisin. Ve herkes gibi olmamaya çalışmalısın.
26.06.2022 © Novelius Edebiyat
“Hakan Sarıpolat Röportajı” üzerine bir yorum