Haftanın Önerisi: Bir Delinin Anıları

11.08.2022 © Novelius Edebiyat

Yazan: Mehmet BAHÇECİ

Nitelikli edebiyatın peşinde, durmaksızın çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz. İyi kitapların iyi okurlarla buluşması gayesiyle çıktığımız yolda, her hafta yeni bir eserin tanıtımını yapmaktan kıvanç duymaktayız. Büyük önem verdiğimiz kitap incelemelerimize, makale ve röportajlarımıza, her zamanki şevk ve titizliğimizle devam ediyor olacağız.

noveliusHaftanın Kitap Önerisi” Köşemize bu hafta, Gustave Flaubert‘in erken dönem eserlerinden olan “Bir Delinin Anıları” isimli eserini taşıyoruz.

“Bir deli diyorum! Eyvahlar olsun! Peki sen nesin sayın okur? Kimlerden sayıyorsun kendini? Aptallardan mı, yoksa delilerden mi? Öyle kibirlisin ki, seç birini deseler deli olmayı seçerdin. Evet, bir kere daha soruyorum, gerçekten merak ediyorum, ne bir şey öğreten, ne gülüp eğlendiren, ne kimyacılara, ne felsefecilere, ne ziraatçılara, ne mersiye meraklılarına bir şeyler vadeden, ne koyunun derdinden anlayan, ne pire belasına çare sunan, ne demiryollarından, ne borsadan, ne yürekte gizlenenlerden, ne Ortaçağ giysilerinden, ne Tanrı’dan, ne de şeytandan dem vuran, yalnızca bir deliden, namı diğer dünyadan, asırlardır olduğu yerde dönüp duran, koskoca uzayda bağırıp çağırmaktan, salyalarını saçmaktan, kendini paralamaktan başka bir şey beceremeyen şapşalların şahından bahseden bir kitap kimin ne işine yarar?” (Bir Delinin Anıları, *Sel Yayıncılık, Gustave Flaubert, Sayfa 7)

Realist akımın öncüsü olarak kabul edilen Fransız roman ve oyun yazarı Gustave Flaubert, daha henüz on altı yaşındayken kaleme aldığı “Bir Delinin Anıları” isimli eserinde işte bu ve benzeri cümlelerle seslenir okurlarına.

Gustave Flaubert
*Ayberk Erkay çevirisiyle *Sel Yayıncılık'tan okuduğumuz eser,
kitap içine serpiştirilen Flaubert portreleriyle zenginleştirilmiş..."

Bir Delinin Anıları, yazarın hayatından otobiyografik izler taşıdığı gibi, ilerleyen yıllarda edebiyat dünyasına kazandıracağı; Madam Bovary ve Duygusal Eğitim gibi büyük eserlerini müjdelemesi bakımından da önemli bir konumdadır. Bu nitelikli eserde; çevresiyle uyumsuz, oldukça silik ve fakat yüzeysel olanın değil derinlikli olanın peşine düşmüş dertli bir yüreğin, çağdaşlarının çok ötesinde bir ufka sahip genç bir bireyin iç çekişlerini, sorgulama ve hezeyanlarını okuyacaksınız.

*SEL YAYINCILIK BASIN BÜLTENİ:

Gustave Flaubert’in 1838’de kaleme aldığı ilk romanı Bir Delinin Anıları, yazarın kendisinin de dahil olduğu burjuva toplumuna, onun sahte ilişkilerine eleştirel bir bakış, kimi zaman alaycı bir yergi.

İmkânsız fakat tutkulu platonik bir aşkın tüm yaraları, ibadet haline gelmiş bilinçli bir yalnızlığın tüm buhranları hem fiziken hem de ruhen gelişmenin tüm çalkantılarının iç içe geçtiği roman, otobiyografik özellikler de taşıyor.

Klasik edebiyatın en etkili kalemlerinden biri olan Flaubert’in Türkçede ilk kez yayınlanan bu ilk gençlik eseri, hem Madam Bovary’de zirve yapan yazınını hem de iç dünyasını anlamak için mutlaka okunması gereken bir roman.

“Aç gözlerini kibirli, aciz insan evladı, aç gözlerini toz zerresine tırmanmaya çalışan zavallı karınca! Özgür olmakla, adını iyi koyduğunu, kötü koyduğunu yapabilmekle övünüyorsun. Biliyorsun başına geleceği ve istiyorsun ki bir an evvel kesilsin cezan, zira iyiden saydığın neyi yapmasını bilirsin ki sen? Talimatı kibirden almadan, çıkarını hesap etmeden tek bir hareket yaptın mı ömründe?”

11.08.2022 © Novelius Edebiyat

Haftanın Önerisi: Bir Delinin Anıları” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın