İnceleme: 1922 Kan ve Kül

13.06.2022 © Novelius Edebiyat

Yazan: Mehmet BAHÇECİ

1922 Kan ve Kül, Yazar Gökçe Doğan tarafından kaleme alınan, tarihi gizem türünde yazılmış bir “ilk” roman.

Birkaç yıl önce Sapiens Yayınları etiketiyle okurlarla buluşturulan eser, şu anda üçüncü baskısıyla ve tamamen yenilenen kapak çalışmasıyla raflardaki yerini almakta. Bizim elimizde de kitabın üçüncü baskısının bulunduğunu sözlerimize ekleyelim.

İçerik hakkında bilgi vermeden önce, bir kitabın tartışmasız en önemli bileşenlerinden biri olarak gördüğümüz kapak mevzusuyla ilgili bir şeyler söyleyelim. Anlaşılacağı üzere, hemen üstteki görselde, sol tarafta ilk ve sağ tarafta da güncel kapağıyla, 1922 Kan ve Kül eserini temaşa etmekteyiz. Soldaki görsele, yani eserin ilk baskısına baktığımız vakit, dikkatimizi çeken ilk unsur, kırmızı renk tonlarının tüm sayfaya hâkim olduğudur. Kitabın adında geçen 1922 tarihinin üstte ve büyük puntolarla vurgulanıyor oluşu da ilk dikkatimizi çekenlerden. Genel olarak uyumlu, belki biraz da kırmızının albenisi sayesinde göze çarpmayı başaran bir kapak çalışmasına imza atılmış. Fakat romandan ziyade bir tür araştırma kitabı (sanki akademik bir metin) havası da yaratılmamış değil. En azından bizim üzerimizde böyle bir tesir oluştu. Rahmetli Turgut Özakman’ın tarihi kurguları geldi hatırımıza. Kapağın son hâline, yani hâli hazırdaki güncel hâline geldiğimizde ise, çok daha “fresh” sade ve sofistike bir kapak görseliyle karşılaşmaktayız. O ders kitabı, o sıkıcı akademik-politik kitap havası gitmiş, yerine çok daha sade, çok daha havalı bir kapak görseli gelmiş. Önceki versiyonda büyük puntolarla vurgulanan 1922 tarihi, yine üstte ama bir hayli küçültülmüş olarak karşımıza çıkıyor. Kan ve Kül yazısı ise büyütülmüş, üstelik yazı karakteri de mistik çağrışımlara gebe pek hoş bir yazı stiliyle değiştirilmiş. Beyaz zemin üzerine dikkat çekici yoğunlukta bir alev görseli kondurulmuş. Hem sade hem de çarpıcı. Fakat alevlerin ucundan etrafa yayılan küllere baktığımızda, bu küller, sanki külden ziyade kan gibi durmaktalar. Tıpkı eserin adında geçen, “ve” bağlacının iki yanındaki kelime gibi: Kan ve Kül.

1922 Kan ve Kül, aynı zamanda bir tarihçi olan Yazar Gökçe Doğan’ın yayınlanmış ilk eseri. Tarihi gizem türündeki eserde, yazarın tarihçi kimliğinden ve tarih bilgisinden çokça yararlanmış olduğu aşikâr. Tabii, iş bunlarla sınırlı değil. Yazarın dedesi Mehmet Galip Zorba, İsmet İnönü’nün yakın koruma polisliğini yapmış bir devlet memuru. Yani dededen toruna sadece genler değil, 1922 Kan ve Kül’ ün fikri altyapısı da geçmiş gibi görünüyor. Fakat iyi ki de geçmiş ki, ortaya bu hacimli sayılabilecek, oldukça sürükleyici, merak unsurlarıyla ve daha çok romanın baş karakteri Azra Zorba’nın iç sesiyle ilerleyen bu güzel roman çıkmış. Dahası, kitabın sonunda da zikredildiği üzere “devam edecek” bir serinin ilk halkası 1922 Kan ve Kül. İlk kitap belli başlı düğümleri ortaya serip, bu düğümleri finalinde çözümlemeyi başardı. Bakalım devam kitaplarında ne gibi sürprizlele karşılacağız.

1922 Kan ve Kül hakkında dikkatimizi çeken bir diğer unsur da Colin Dale isimli karakter oldu. İngiliz Gizli İstihbaratı MI6 için çalışan ve oldukça tecrübeli bir ajan olan Colin Dale, romanımızın baş karakteri Azra Zorba’nın kalbini kazandığı kadar, sanıyoruz ki, hepimizi de kendisine hayran bırakmayı başarmıştır. En son bu denli karizmatik bir karakteri Jane Austen’ın Gurur ve Ön Yargı isimli eserinde deneyimlemiştik. Okuyanlar Mr. Darcy karakterini ve onun o iyilik meleği hallerini, (büyüleyici erdemlerini) hatırlayacaktır. Çok zengin, çok kültürlü, neredeyse bir melek kadar günahsız ve dahası, bir popstar kadar yakışıklı ve bir hanedan mensubu kadar soylu bir salon erkeği… Mr. Darcy tüm bu özellikleriyle, fazlasıyla idealize edilmiş bir erkek tipiydi aslında. Ve bu yönüyle, yani her konu da insanı kendisine hayran bırakacak bir mükemmellikte oluşuyla, kimilerinin nezdinde antipatik olma tehlikesine de düşüyordu ya, neyse… Gerçi Colin Dale çoğu yönden Bay Darcy’den ayrılan bir karakter. En başta, istihbarat operatifi oluşu onu yarı salon yarı sokak adamı yapmakta. Kaldı ki, zenginliği ya da soyluluğu ile tanıtılan bir karakter de değildi.

Bir de Jeff isminde, yine İngiliz Gizli İstihbaratı MI6’e mensup bir karakterimiz var. Romanda hatırı sayılır bir yer tutan Jeff de, tatlı sert mizacıyla ilgimizi çeken önemli karakterlerden biriydi. Jeff’in romandaki konumu, bir filmdeki iyi bir yardımcı oyuncunun durumuna benzetilebilir. Olmasa da olan ama varlığıyla filme çok şey kazandıran bir performans oyuncusu…

1922 Kan ve Kül hakkında yapılan yorumlara baktığımızda, daha çok ünlü Da Vinci Şifresi romanıyla ilişki kurulduğunu gördük. Yani eser, bu kült romana benzetilmiş. Açıkça söylemek gerekirse, Dan Brown’ın kalemiyle tanışma şerefine henüz nail olamadık, bu da bizim ayıbımız olarak burada kayıtlı kalsın, fakat Da Vinci Şifresi romanından uyarlanan sinema filmini beğeniyle izlediğimizi söyleyelim. Romanıyla değilse bile romandan uyarlama filmiyle kıyasladığımız vakit, ezoterik ögeler, simgelerden ve notlardan yola çıkılarak yapılan şifre çözümlemeleri, merak ve heyecan unsurlarıyla ilerleyen kurgusal yapıları gibi faktörlere baktığımızda, ağızlarda bıraktıkları tat yönünden benzeştiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.

392 Sayfalık hacimli sayılabilecek bu eser hiç de gözünüzü korkutmamalı zira bir çırpıda okunabilecek kadar akıcı bir anlatıya imza atılmış. Diyalog, monolog ve anlatıma dayalı bölümler arasında uyumlu bir denge gözetilmiş. Paragraf aralarının ve bölüm uzumluklarının kısa tutulması da okuma hızınızı artıracak önemli unsurlardan. İşlenen konunun tüm ciddiyetine rağmen kimi yerlerde insanı gülümsetmeyi başaran cümlelere imza atılmış. Bilhassa italik yazılarla takip ettiğimiz Azra’nın iç sesi, bu sesin karşılaştığı olaylara verdiği tepkiler de ironi ve mizah izlerini yakalamanız mümkün. Hâsılı, heyecan temposu ilk sayfadan itibaren neredeyse hiç düşmeyen bu güzel romanı keyifle okuduk, sizlere de tavsiye ederiz.

Sapiens Yayınları Basın Bülteni:

Üç hiçlik iki defa geçtiği vakit arz yeniden nur ile dolacak.” “Demirin ahşapla buluşmasından bu kez kutsal şarap akmayacak.” Casuslar dolaşıyor şehrin sokaklarında. İngiliz istihbaratı, kadim tarikatlar ve özel kuvvetler operasyon üzerine operasyon düzenliyor. Konuşulmaması gereken sırlar dökülüyor ortaya bir bir. Kulaklara fısıldanan kehanetler neyin habercisi? Genç ve zeki tarihçi Azra Zorba geçmişin sır perdesini aralıyor. Sırlar, imkânsız bir aşkı doğuruyor. Şifreler çözülüyor. Tarih yeniden yazılıyor. Kan ve Kül, soluksuz okuyacağınız bir macera. Nefessiz kalmaya hazır mısınız?

13.06.2022 © Novelius Edebiyat

İnceleme: 1922 Kan ve Kül” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın