Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU, Stefan Zweig, Kitap İncelemesi:

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Yazar: Stefan Zweig 🇦🇹
Kırmızı Kedi Yayınevi - 69 Sayfa
STEFAN ZWEIG

✏️ Pazar günümü Mihail Bulgakov’un Köpek Kalbi isimli eserine ayırmıştım fakat gelin görün ki, evdeki hesap çaşıya uymadı ve kendimi Stefan Zweig’in Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu isimli eseri kucağımda uyuklarken buldum.

✏️ Bir kitabın ismi, bu kadar mı güzel konusunu açık eder? Cidden de, kitabın ismi konusunu özetler mahiyetteydi.

✏️ Eser boyunca (içi yanan) çok dertli bir kadının kaleme aldığı uzunca mektubunu okuyoruz. Hem de ne mektup, ne aşk, ne tutku!..

✏️ Yer yer abartılı bulduğum kısımlar olmadı değildi, Sık sık, “hadisene artık, neyi bekliyorsun, seviyorsan git konuş” bile dedim, ama kime dedim? Zweig’in kurmaca karakteri dinler mi hiç? Oralı bile olmadı, resmen bildiğini okudu… Uzun lafın kısası, edebiyatla yatıp edebiyatla kalkan dostlarım, çile çekmeye teşne bir roman karakterinin daha acısıyla içim parçalandı.

✏️ Zweig’in alışkını olduğumuz coşkulu anlatımı bu eserde de fazlasıyla ön plana çıkıyordu. Bazı kısımları abartılı bulduğumu söylemiştim lakin okuyacakların hevesini kırmamak için değinmiyorum bunlara.

✏️ Yanlış anlaşılmamak adına, şu abartı mevzusunu biraz açmak da fayda var. Bana kalırsa, (ki bana kalmaz, bırakmazlar bana) romanda abartının olması gerekli, hatta zaruridir. Elbette dozu iyi ayarlanmak kaydıyla! Haksız mıyım? Böyle de bir gerçeklik var. Mesela ayıla bayıla okuduğumuz klasik eserleri ele alalım, onlarda da bir yığın abartı yok mu?.. Kısacası, romana konu edilen olaylarda ya da karakterlerin tutum ve davranışlarında, bir şeyler abartılacak, mübalağa edilerek anlatılacak ki, okuma zevki artsın, eser çarpıcı bir hale bürünsün.

✏️ Onun için dostlarım, kadehimi (kadehim dediysem, çay bardağımı) mübalağa sanatının büyük ustalarına kaldırıyorum!

🌈 Bir başka gamsız, kedersiz okumada daha görüşmek üzere.

Tek evladı ölüm döşeğinde olan bir kadın yalan söylemez.

Biz kendi küçük burjuva yoksulluğumuza gömülmüş, sessiz sedasız yaşıyorduk.

Sen benim için… Nasıl söyleyeyim bilmem ki? Yapacağım her karşılaştırma yetersiz kalacak… Sen benim her şeyimdin, tüm dünyamdın.

Kaderine boyun eğenler gerçek anlamda bilge kişilerdir.

Ve insanların arasında öylece tek başına kalmaktan daha korkunç bir şey olamaz.

Tanrı’ya yumruklarımı sıktım ve onu katil ilan ettim, duygularım bulanık ve karışık.

…ve herkes herkese karşı nefret doluydu.


Novelius Edebiyat

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU, Stefan Zweig, Kitap İncelemesi:” üzerine bir yorum

  1. Çok güzel bir inceleme olmuş yazılarınızın devamını bekliyorum

Bir Cevap Yazın