03.11.2022 © Novelius Edebiyat
Yazan: Ruhşen Doğan NAR
Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
Güneş sonunda dağların ardında gözden kayboldu. Dolunay göğe tırmandı sabırla. Dağdan inmenin tam vakti. Altı çocuğum boy sırasıyla arkamda dizili. Avı başlatmamı bekliyorlar. Onların kara gözlerine baktığımda sadece bitmek tükenmek bilmeyen açlığı görüyorum. Attığım çığlıkla koşumuz başlıyor.
Ormanlık arazide yokuş aşağı ilerliyoruz. Sağımızdan solumuzdan, önümüzden arkamızdan başka homurtular geliyor. Diğer gruplar da dağdan iniyor. Köpek havlamaları duyuluyor uzaklardan. Demek ki ilk gruplar çoktan şehre girdi. Hızlanmalıyız. Atalarımızın dediği gibi, geç kalan aç kalır. Ve açlık ölüm demektir.
Ormanlık araziden çıkıp asfalt yola geçiyoruz. Yavaşlayıp arkama bakıyorum. Eksiğimiz yok. Kokluyorum havayı. Bir çöp kutusuna gidiyorum. Kahretsin, daha önce başka bir grup uğramış ve tüm yiyecekleri silip süpürmüş. Durmak yok, yürümeye devam. Köpekler havlıyor durmadan. Gürültücüler. Havlamak dışında başka bir işe yaramayan korkaklar. İnsanların sadık köleleri.
Bir sonraki sokağa girerken aniden bir araba geliyor üstümüze. Farlar gözümü alıyor. Can havliyle kendimi yolun karşısına atıyorum. Araba geçip gidiyor. Arkamı döndüğümde sadece dört çocuğumu görebiliyorum. İkisi kayıp. Kanım donuyor. Büyük ihtimalle araba yüzünden korkuya kapılıp başka yöne gittiler. Çığlıklar atarak onları çağırıyorum. Kokularını almaya çalışıyorum burnumu havaya dikerek.
Yolun tekrar karşısına geçtiğimde onları görüyorum. Sesimi duyup gelmişler. Korkudan titriyorlar. Yanıma gelip öpüyorlar beni. Öpüşüp koklaşmanın sırası değil. Şehir çok tehlikeli bir yer. Karnımızı doyurup dağlara çekilmeliyiz.
Bir sonraki sokakta da şansımız yaver gitmiyor. Sonrakinde de… Ne yapacağımı şaşırıyorum. Köpekler hâlâ boğazlarını yırtarcasına havlıyorlar. Başım ağrıyor. Zaman daralıyor. Bir çözüm bulmam lazım. Acilen. Aklıma iyi bir fikir geliyor. Sokak lambasının zar zor aydınlattığı bir mahalledeki çöp kutusunu gözüme kestiriyorum. Son hızla koşarak kovaya kafa vuruyorum ve kova yan yatıyor. İçindeki tüm yiyecek artıkları ortalığa saçılıyor. Ziyafet vakti.
Karnımızı güzelce doyuruyoruz. Geri dönme zamanı geldi de geçiyor. Çöp kovasının arkasındaki bahçe duvarının üstünden sadece kafası gözüken beyaz bir köpek havlıyor. Ona bakarken bu öykünün yazarı olan insanla göz göze geliyorum. Kucağında bir bebek, yanında bir kadın var. Korkuyla bizi izliyorlar.
“Ruhşen, domuz nasıl kovayı devirdi, gördün mü?” diyor kadın.
“Eee… eee… eee!” diye sesleniyor bebek. Açık, dişsiz ağzından salyası akıyor.
“Evet, gördüm. Açlık yüzünden. Açlık her şeyi yaptırır,” diye cevap veriyor yazar. Sanki kimsenin bilmediği bir şeyi söylüyormuş gibi hava atıyor.
Kadın cep telefonunu çıkarıp gördüklerini videoya alıyor. “Babayla anne çok büyük. Ama yavruları ne kadar tatlı. Minik minik…”
“Hayır, baba yok orada. Yaban domuzu gruplarını anne domuz yönetir. Babalar tek takılır,” diye açıklama yapıyor yazar. “Anneleri gerçekten kocaman, çirkin ve korkunç,” diye ekliyor. “İnsan akşamları sokakta yürümeye korkuyor şu domuzlar yüzünden.”
Evet, yazar bey; açlık insana ve tüm canlılara her şeyi yaptırır. Kusura bakmayın, sizleri de rahatsız ediyoruz akşam akşam. Ama siz insanlar, yaşam alanlarımız olan ormanları yakıp yıktınız. Ev, yazlık, otel yaptınız onun yerine. Bize başka çare bırakmadınız. Hayatta kalmamızın tek çaresi sizin attığınız çöplerden beslenmek.

Çirkinlik konusuna gelirsek güzellik ve çirkinlik göreceli bir şeydir. Biz yaban domuzlarına göre insanlar hem çirkin hem de alçaktır. Birlikte yaşadığımız dünyayı yaşanmaz hâle getirdiniz. Sanki doğanın tek sahibi sizmişsiniz gibi. Neyse, size derdimi anlatmaya çalışarak vaktimi öldürmeyeceğim. İyi akşamlar yazar bey!
***
Anne yaban domuzu ve altı yavrusu sağ salim yuvalarına geri döndüler. Tok karınlarıyla rahat bir uykuya yattılar.
Yazar, anne yaban domuzuyla birkaç saniyelik göz göze gelişi sırasında aklına gelen öykü fikri yüzünden bir türlü yatamadı ve bu öyküyü kaleme aldı.
S O N
Sitemizde yayınlanan makalelere göz atmak için lütfen tıklayın…
Yazar Hakkında:

Ruhşen Doğan Nar, 1988, İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mütercim-Tercümanlık okudu. İngilizce öğretmenliği yapıyor. 2016 Şerzan Kurt Öykü Yarışmasında Türkçe öykü dalında ödüle layık görüldü. İtalya’da yayımlanan ve Türk Bilimkurgu öykülerinden oluşan Futurchia derlemesinde yer aldı. Öyküleri İngilizce, İtalyanca ve Esperanto gibi dillere çevrildi. “Açlık” Yazarın sitemizde yayımlanan ilk öyküsüdür. Daha fazla bilgi için Ruhşen Doğan Nar‘ın resmi web sitesine bu linkten erişebilirsiniz….
Kitapları: İçimdeki Robot (öykü, 2019) Bir Gün Mutlaka Delireceğim (öykü, 2020) Cesur Şubat (çocuk romanı, 2021) Kıyamet Geliyorum Der (uzun öykü, 2021)
Derlemeler: Mutsuz Aşk Vardır (Yitik Ülke Yayınları, 2014) Yeryüzü Müzesi (İthaki Yayınları, 2018) Esrarengiz Hikayeler (Mantis Kitap, 2021) Yaz Öyküleri (Kitap Cumhuriyeti, 2021) Futurchia (Future Fiction, 2021)
03.11.2022 © Novelius Edebiyat
“Öykü: Açlık” üzerine bir yorum