11.01.2023 © Novelius Edebiyat
Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
Editörün Notu: 2022 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...
2022 Yılı Edebiyat Soruşturması –
Bölüm 15: Umut TAYAN
Soru 1:
2022 Yılında çıkan kitaplardan en beğendikleriniz hangileri oldu?
Cevap 1:
2021’in son ayında basılan ancak 2022 yılında okuduğum Mümin SEKMAN’ın “Rağmenciler” kitabını beğendim. Yaşam felsefemin ve aldığım kararların bir nevi tasdiklenmesi olarak gördüğüm için kitabı sanki iç sesimle sohbet ediyormuş gibi okudum. Hayat her şeye ve herkese rağmen güzeldir ve onu güzel kılmak da bizim elimizde. Hayatınızda ne kadar az “keşke” ve ne kadar fazla “iyi ki” varsa o kadar mutlusunuzdur demektir.
Tarihi okumayı ve gizli kalmış ayrıntıları keşfetmeyi severim. Bu tür kısa ama önemli gördüğüm bilgileri de hem yayınlanan hem de halen üzerinde çalıştığım kitaplarımda kurguya yedirerek aralara serpiştirmeye özen gösterdim. Bu anlamda Zülfü LİVANELİ’nin kaleme aldığı “Kaplanın Sırtında” kitabını en beğendiklerim arasında sayabilirim. Tarihsel bir figürü, yaşadığı saltanat ve sürgün hayatının etkileyici yönleri ve hissiyatı ışığında büyük bir ustalıkla işlemiş.
Yabancı kitaplardan ise Jean Cristophé GRANGÉ bütün kitaplarını okuduğum favori yazarlarımdan biridir. Son kitabı “Mermer Adam”da da bilindik GRANGÉ romanlarından birisini buluyorsunuz ama farklı olarak ikinci dünya savaşı döneminde geçiyor. Kitabı okurken, “Acaba gelişen teknolojiler ışığında günümüzde polisiye roman yazmak daha mı zorlaştı?” diye düşünmeden edemedim. Artık her yerde güvenlik kameraları var. Yüz tanıma programları, parmak izi veri tabanları, simülasyonlar, DNA analizleri, GBT kayıtları, GPS takibi ve daha aklıma gelmeyen onlarcası. Fail üzerinde gizem yaratmak ve okuyucuda merak uyandırmak için tarihi cinayet romanları bu anlamda daha avantajlı hale gelmiş olabilir.
Soru 2:
2022 Yılında okurlarla buluşan ama hak ettiği ilgiyi göremediğini düşündüğünüz kitaplar hangileridir?
Cevap 2:
Her kitap, çok daha iyi yerlere gelmeyi hak eder. Anlatılan hikâye özgünse ve yazar bu hikâyeyi ustalıkla sayfalara dökmüşse ama buna rağmen kitap hak ettiği yere gelmemişse bunda sorumluluğu yazarda değil, yazar haricinde aramamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak gelinen noktada bir sorumlu arayacak durumda değilim. Bazen şartlar sizi istediklerinizin tam tersini yapmaya zorlar. Bu anlamda, 2022 yılında çıkan kitapların hemen tamamının hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. Okurun kitap alabilme imkânı azaldı. Bir kitabı ortaklaşa alanlar, bir süre sonra sahaftan alıp okuyanlar ya da kitap alım/sipariş listesinde mecburen eleme yapanlar sebebiyle satış adetlerinin tahminlerin altında kaldığı su götürmez bir gerçek.

Soru 3:
2022 Yılında, edebiyat gündemini meşgul eden konulardan biri de edebiyat ödüllerinin gerekli olup olmadığı tartışmasıydı. Bu konuda neler düşünmektesiniz?
Cevap 3:
Ödül almayan bir kitaba nasıl kötü diyemezsek, ödül alan bir kitaba da mutlak iyi diyemeyiz. Bu durumda ödül sisteminin, kitabın edebi kalitesi üstünde çok da belirleyici olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Bir kitabın satışında yazarın dil kalitesi ve aklındaki coşku dolu kelimeleri yazıya dökebilme hâkimiyeti elbette çok önemlidir. Lakin pazarlama stratejileri, sosyal medya görünürlüğü ve kapak tasarımı gibi pek çok etken de kitabın başarısında yadsınamaz bir rol oynar. Bu durumda verilecek ödülün edebiyat alanında değil de, satış ve pazarlama alanında olması daha mantıklı olacaktır. Yok, eğer gerçekten bir kitabın edebi yönü dikkate alınıyorsa, edebiyatın kişiden kişiye farklı algılanabileceğini ve belirli kalıplara sokulamayacağını da unutmamak gerekir. Aksine edebiyat, kalıplara uyabilme değil, kalıpların dışına çıkabilme yeteneğidir.
Soru 4:
Edebiyat mirası açısından dikkate değer bulduğunuz üç ülkeyi, nedenleriyle sıralamanızı rica etsek?
Cevap 4:
Birincisi Rusya. Özellikle realizm akımının benimsendiği 19. yy dönemi Rus edebiyatı, günümüze kadar gelen ve muhtemelen çok daha ötesine de geçecek olan eserlerin yazıldığı bir dönem olmuştur. Ezilen bireylerin ruh halleri ve kendi küçük sosyal çevrelerindeki yaşantıları, yine ezilen toplumdaki yozlaşmış ve kokuşmuş yönler ile aristokrat kesimin yaşantıları eleştirel ve biraz da ağdalı bir dille anlatılmıştır.
İkincisi İtalya. Ancak çağdaş dönem değil, Rönesans hatta daha öncesi 14. yy dönemi. Bugün bile birçok yazar, kitaplarında hep bu dönem yazarlarına ve eserlerine atıf yapar. Cehennem denince aklımıza gelen görseller bile Dante’nin “İlahi Komedya” adlı eserinde tasvir ettiği cehennemden ibarettir.
Üçüncüsü ise İngiltere. Bilimkurgu yazmayı sevdiğim için, Arthur C.Clarke ve H.G.Wells gibi yazarların olduğu İngiliz edebiyatını yazmadan geçemeyeceğim. İleri görüşlülük ile kaleme aldıkları eserler; tüm bilimkurgu yazarlarına örnek, okurlarına ise başucu kitabı olmuştur.
Soru 5:
Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2023 yılından beklentileriniz nelerdir?
Cevap 5:
2023’ü doğru bir şekilde öngörebilmek için öncelikle 2022’yi iyi anlamamız ve yorumlamamız gerekiyor. Geride bırakmaya hazırlandığımız yılda kağıt fiyatlarındaki artışın kitap satış fiyatlarına da yansıması kaçınılmaz oldu. Bu durum, nitelikli fakat yeterli/bağımsız ekonomik gücü olmayan okuru fazlasıyla etkiledi. En büyük okur kitlelerinden biri olan öğrenciler, eskiden harçlıklarından biriktirerek haftada bir kitap alabiliyorken, günümüzde ayda bir kitabı alamaz oldular. Ulaşılabilir kitaptaki bu yoksunluk; sahaf kültürünün yeniden yükselmesine vesile olsa da yayınevlerinin yeni bir kitap yayınlamadan önce ekonomik gerekçeleri çok daha fazla gözetmesine neden olduğunu düşünüyorum. Bazı yayınevleri bu açmazı aşabilmek adına klasik kitaplar ile eskiden çok satılmış kitapları yeniden basma yoluna giderken, yeni yazarlara çok daha mesafeli bir duruş sergilemeye başladılar.
Nitelikli edebiyat ortamı, zengin içerikle mümkündür. Zengin içerik de, sürekli kendini tekrar eden bir yapıyla değil, bünyesine yeni ve taze kan katımıyla mümkün olacaktır. Edebiyat, bir ülkenin en önemli kültür varlıklarından biridir ve asla ticari kaygılara alet edilmemelidir. Ancak yayınevlerinin birer ticari kuruluş olduğunu da unutmamak gerek. Var olabilmek ve var edebilmek için kâr etmeleri gerekli. Çözüm anlamında yayınevlerine devlet teşviki verilmesi değerlendirilebilir. Vergi muafiyeti, şans tanınan yeni yazarlar için prim sistemi, basılan her yeni kitaptan, devlet tarafından kütüphanelere ve okullara dağıtılmak üzere belli bir sayıda satın alınması aklıma gelen fikirlerden birkaçı.
2023 yılından beklentime gelince; öncelikle yukarıda belirttiğim sorunların çözüme kavuşturulmasını umut ediyorum. Sorunlar kartopu gibidir, zamanında müdahalede bulunmazsanız; birleşir, büyür ve önüne çıkanı yutan bir çığ halini alır. O sebeple henüz geç değilken ve çözümü görece basitken gerekli önlemlerin alınması; hem yayınevi, yazar ve okur bağlamında hem de edebiyatımızın geleceği açısından faydalı olacaktır.
2023 yılı için bir diğer beklentim ise, şu an basım için yayınevinde olan yeni kitabımın bir an önce okurla buluşması. Önceki kitabım Ambrosia’nın devamı niteliğindeki bu kitapta, kötü ve karanlık tetikçimizin (Pinhole) çocukluğundan başlayarak aldığı suikast eğitimleri, çocuk bedenine uygulanan acımasız deneyler sebebiyle hatırlayamadığı geçmişini bulma çabaları ve günümüze kadar gelen ilginç, şaşırtıcı ve aksiyon ağırlıklı hikâyesini anlattım. Okurların kitabı bitirip kapağını kapattıklarında, uzun bir süre etkisinden çıkamayacaklarına eminim.
Yazar UMUT TAYAN‘ın Eserleri İçin Lütfen Tıklayınız…
Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…
11.01.2023 © Novelius Edebiyat
“2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 15: Umut Tayan” üzerine bir yorum