tayfun topraktepe

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 3: Tayfun Topraktepe

22.12.2022 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

NOVELİUS EDEBİYAT Editörün Notu: 2022 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 3: Tayfun Topraktepe

tayfun topraktepe

Soru 1:

2022 Yılında çıkan kitaplardan en beğendikleriniz hangileri oldu?

Cevap 1:

Köstebek Yolları (İletişim Yayınları)

Sevgili Günay Çetao’nun çevirmenlikteki ustalığına daha önceden aşinaydık, ancak ilk öykü kitabında da hemen herkesi şaşırtan ustalığına tanık olduk. Günay’ın öykülerine bilgelikten gelen bir tevazu hakim diye düşünüyorum. Büyük laflar etmiyor, aforizmalar patlatmıyor ama sözden, cümleden bir okur olarak, onun arkasındaki bilgeliği sezebiliyoruz. Şu slogan-aforizma yığını dergilerden ve onların “light” kopyası öykülerden sıkılmıştık, Günay’ın öyküleri ilaç gibi geldi.

Sevdiğime Gece Öyküleri (Kibele Yayınları)

Pek ortalıklarda görünmeyen (görünmeyi de tercih etmeyen) ve dolayısıyla da ismi pek bilinmeyen İzmirli şair yazarlardan Yıldız İlhan’ın üçüncü öykü kitabı, Sevdiğime Gece Öyküleri. Diyebilirim ki kitapta neredeyse bir tane bile fazla sözcük yok. Yıldız İlhan’ın şairlikten gelen o damıtılmış, en az ile en çoğu ifade etme gücünü her satırda hissedebiliyoruz. Ne yazık ki butik yayınevlerinden çıkan kitapların da  görünürlüğü sınırlı oluyor. Bu pek çok yazar için geçerli bir durum. Nitekim ne yayınevinin ne de yazarların, çağımızın gerektirdiği(!) reklam-tanıtım imkanları yok. Hâl böyle olunca da üç-dört ay sonra bu tür kitapların ismi bile anımsanmaz oluyor. Burada görev gene maalesef biz okurlara düşüyor. O kitapların sığındıkları yerleri bulmak, bir arkeolog titizliğiyle arka raflarda, tezgâh altlarında aramaktan başka çaremiz yok diye düşünüyorum.

Balık Ölecek (Monokl Yayınları)

Sevgili Hasibe Özdemir’in bir görüntü yönetmeni titizliğiyle anlattığı, resmettiği enfes öykülerden oluşan ikinci öykü kitabı Balık Ölecek. Malumumuz, pozitif bilimlerde bir kural vardır. Bir deney sırasında, ölçüm araçları deneyin sonucuna da etki eder, denilir. Hasibe, yukarıda anlattığım üzere, öykülerinde anlatıcıyı öyle görünmez kılıp öylesine “hayatın ta kendisi” gibi anlatıyor ki, öykü bittiğinde bile bir süre kitabı kenarı koyup bizleri düşünmeye sevk ediyor. Tıpkı iyi bir film izleyip de sinemadan çıkan izleyicinin durumu gibi, etkisi bir süre daha devam ediyor okurun üzerinde. Hasibe’nin kitabı da butik bir yayınevinden çıktı. Yıldız İlhan’ın kitabı hakkında yazdıklarım, Hasibe’ninkiler için de geçerli diye düşünüyorum.

Dolunay İki Gece Sürer (Can Yayınları)

Edebiyat camiasının tabiri caizse “haşarı abisi” Başar Başarır’ın bildiğim kadarıyla ikinci romanı Dolunay İki Gece Sürer. 2000’li yılların başında Türkiye, Yunanistan ve Girit özelinde geçen bir kurgusu var. Yazarın niyeti muhtemelen bu değildir ama, göç, göçmenlik ve ırkçılık konusunda biz okurlara inceden bir ders veriyor. Aslında hepimizin içinde, gizli bir yerlerdeki o gizli ırkçılığın aslında o kadar da derinlerde olmadığını, ortaya çıkması için küçük bir nedenin bile yeterli olacağını, belki de insanın bu karanlık tarafından korkup kendisiyle yüzleşmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor bizlere.

Her ne kadar büyük bir yayınevinden çıkmış olsa da yeterince ilgi göremediğini düşündüğüm bir kitap Dolunay İki Gece Sürer. Bunda kısmen yayınevinin etkisi olabileceği gibi, sevgili Başar Başarır’ın da “pop yazarlar” gibi, her yerde görünmeyi sevmemesinden kaynaklı da olabilir gibi geliyor bana.

Soru 2:

2022 Yılında okurlarla buluşan ama hak ettiği ilgiyi göremediğini düşündüğünüz kitaplar hangileridir?

Cevap 2:

İlk soruda buna cevap vermiş olduğumu düşünüyorum.

tayfun topraktepe

Soru 3:

2022 Yılında, edebiyat gündemini meşgul eden konulardan biri de edebiyat ödüllerinin gerekli olup olmadığı tartışmasıydı. Bu konuda neler düşünmektesiniz?

Cevap 3:

Edebiyat camiası ve ödüllendirme sistemi bence “devir daim makinesi”nin  en iyi örneklerden birini oluşturuyor. Şöyle ki, bir takım jüriler bir takım yayınevlerine (istisnalar olmakla birlikte, yazarlara değil, yayınevlerine) ödüller veriyorlar. Yayınevleri de bu jürilerin bulunduğu dergilere, kitap eklerine reklam veriyorlar. Reklam gelirleri ile dergilerin, kitap eklerinin devamlılığını sağlayan bu jüriler de gene yayınevlerine ödül vermeye devam ediyorlar. Nasıl ki fizik kanunlarına göre devir daim makinesi en azından bu Dünya koşullarında olanaklı değilse, bu ödüllendirme sistemi de edebiyat camiasında sürdürülebilir değil. Ben, naçizane yakın gelecekte bu çevrimin kırılacağını, başka oluşumlarla birlikte daha hakkaniyetli bir yapıya kavuşacağını düşünüyorum.

Soru 4:

2022 Yılını öykü türü açısından ele alırsak, son derece zengin bir yılı arkamızda bıraktığımızı söyleyebiliriz. Yıl içerisinde çıkan öykü kitaplarından, en beğendiğiniz üç öykü hangileriydi? (Yazar adı, yayınevi adı, eser adı ve öykünün adı mutlaka yazılmalı)

Cevap 4:

Tekrara düşmemek için birinci sorunda cevapladıklarıma aşağıdakileri ilave edebilirim:

  1. Behçet Çelik / İletişim Yayınları / Patikaların İyi Yanı / İnce U öyküsü
  2. Öznur Unat / Vacilando Yayınları / Palaçinka / Buruşuk Gömlek öyküsü
  3. Ela Kiçik / Notabene Yayınları / Zenan Kayboldu / Zenan Kayboldu öyküsü

Soru 5:

Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2023 yılından beklentileriniz nelerdir?

Cevap 5:

Bence sosyal medyadaki nitelikli okur grupları gerek yayınevlerinin gerekse de yazarların eninde sonunda kulak vermek zorunda kalacakları bir odak haline geliyor, gelecek. Bilindiği üzere, yazar ve yayınevi gibi okur da bu çevrimin bir parçası, hatta belki de en önemli parçası diyebiliriz. Buradan bir okur merkezli, popülist hatta fetişist bir yönelim anlaşılsın istemem. En nihayetinde edebiyat ve sanat (o malum tartışmaya girmeden diyebiliriz ki) toplumun “dönüşümüne” katkı sağlayacak en önemli olanaklardan biridir. (Özellikle dönüşüm sözcüğünü seçtim, zira “değişim” geriye doğru da olabilir, ama dönüşüm daha pozitif bir yönü işaret ediyor bana göre.)

Bence bir diğer önemli konu da Parşömen Edebiyat, Novelius Edebiyat, vb. internet siteleri, basılı ve geleneksel edebiyat dergilerinin, neredeyse her yıl birbirini taklit eden edebiyat soruşturmalarına farklı bir kapı aralıyor olması. Bu soruşturma özelinde örneğin ben ve benim gibi  okurların da görüşlerinin talep edilmesi, farklı yazar ve kitapların okur görüşüne sunulması açısından da önem teşkil ediyor. Ve açıkçası bu soruşturmaların söz ettikleri kitap ve yazarlara karşı daha adil ve hakkaniyetli yaklaştıklarını düşünüyorum. Zira bizlerin angajmanları yok, hiçbir yazar ya da yayınevinin yükünü taşımıyoruz sırtımızda. Söylediklerimizden, önerdiklerimizden bir çıkarımız da yok.

Politik gündem izin verirse eğer, 2023’te çok daha güzel bir edebiyat ortamı olacağını umuyorum.

Kemal Burkay’ın o sevilen şiiriyle tamamlamak isterim sözlerimi:

Hadi gülümse bulutlar gitsin

İşçiler iyi çalışsın, gülümse

Yoksa ben nasıl yenilenirim

Belki şehre bir film gelir

Bir güzel orman olur yazılarda

İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.

TAYFUN TOPRAKTEPE‘nin Sitemizde Yayımlanan Yazıları İçin Lüften Tıklayınız…

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

22.12.2022 © Novelius Edebiyat

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 3: Tayfun Topraktepe” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın