11.11.2022 © Novelius Edebiyat
Yazan: Pınar ÖZÇELİK
Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
Pınar Özçelik, Melisa Kesmez‘in İletişim Yayınları‘ndan çıkan öykü türündeki son kitabı Küçük Yuvarlak Taşlar‘ı Novelius Edebiyat okurları için inceledi…
“Yağmur yağınca daha da karardı gök. Nihal’i düşündüm. Nihal’i düşündükçe aydınlandı içim. Kafamın patırtısı dindi. Kalbim çiçeklendi. Yaşam benden vazgeçmemiş. Bana yeni bir sevme ihtimali yollamıştı. Yeni bir sevme, sevilme ihtimali. Lekesiz ellenmemiş, yorulmamış bir ihtimal. Basılmamış kar. Girilmemiş bahçe. Kaçırmadığım, henüz kaçırmadığım bir tren.”
Küçük Yuvarlar Taşlar, Melisa Kesmez, İletişim Yayınları
İyiden Umuttan Yana Öyküler…
Hayatımız için de ne çok vardır yerine oturmamış küçük yuvarlak taşlardan. Bazen önümüzden sekerek yuvarlanıp giderler. Farkına bile varmayız. Tesadüfler de böyle değil midir? Hayatımız içinde yuvarlanırlar fark edilmek için, hayatımıza yön vermek için ışık yakarlar bize. Ama nafile! Hayatta onları görmez, bildiğini okumaya teşneyizdir.
Melisa Kesmez’in ‘Küçük Yuvarlak Taşlar’ adlı öykü kitabında iç içe geçmiş hayatlardaki taşların er ya da geç nasıl yerli yerine oturduğunu anlatır. Nergis’in hikayesi, Elif’in hikâyesi ve Mehmet’in hikâyesinde, Kesmez, örümcek ağı gibi birbirini saran hayatlara tanrısal bir açıdan bakmıştır. Üç hikâye birbirinin devamıdır. Küçük bir roman gibide okuyabiliriz, bağımsız öyküler olarak da.

Nergis’in baba sendromu, annesi ile hikayesi Mehmet’e çok benzer. İkisi de anne sevgisiyle büyümüşlerdir. Mehmet’in babası onları terk etmiş, Nergis’in babası ise hayatlarının kötü adamıdır. Annesinin ölümüne sebep olacak derece de baskıcı, sert ve sorunludur. Maalesef bu ortak geçmiş onları bir arada tutmaya yetmez. Nergis, annesinin ölümüyle yalnız kalınca, içinde annelikle ilgili içgüdüsel duygular solmuştur. Mehmet de ise terk eden baba, babalık duygularını geliştirmiş, gerçekten de sıra dışı bir baba ve eş olmuştur.
Nergisin Hikayesi diğer iki hikâyenin de ana eksenini oluşturur, en geniş alan da Nergisin hikayesine ayrılmıştır. Orada diğer iki öykünün de anahtarları mevcuttur. Her türlü annelik halinin sakin, yargılayıcı olmadan verilmesi özlenen bir tablodur. Anne olmak istemeyenler ve doğuştan anne olanlar aynı yakınlıkta resmedilmiştir.
Nergis, Gülsüm’e anneliği şöyle anlatmıştır: “Çok zor. Çok ağır bir sorumluluk. Manyakça bir şey. Çok korkutucu. Bir kadının kendi çıplak gerçeğiyle bu kadar karşı karşıya kaldığı, kendini ne yapsa kimselere anlatamadan böyle bir başkalaşımı tek başına göğüslediği başka bir hayat olayı var mıdır, bilmiyorum.“
Hikâyeler annelik, aşk, terk edilme, ilişkiler üzerine kurulmuş gibi gözükse de babalık halleri de çok iyi verilmiştir. Terk eden babalar, kötü ve sert davranan babalar, en iyi babalar ve sıra dışı babalar da vardır öykülerde, kenarlarda kalmış. Mehmet ne kadar zamansız bir baba ise Evren de o kadar sıra dışı bir babadır. Birisi sevdiği kadının çocuğuna taparak babalık yapmış, diğeri de sevdiği kadının başkasından olan çocuğunu kabul edip babalık yapmıştır.
Nergis’le, Elif’in annelik ve kadınlık yaşamları da tesadüfler olmasa hani neredeyse birbirine benzeyecek. Elif de onu seveni sevmemiş, terk etmiştir. Ama Elif’in hikayesinde ustalıkla örülen tesadüfler zinciri, iyilik halleri Elif’in kaderini annesine benzemekten kurtarmıştır.
Elif gittiği sahil kasabasında Evren’le yan yana yürürken şunları düşünmüştür: “Evren’le tıkır tıkır işlerken her şey, beni raydan çıkartan ne olmuştu? Serüven arayışı? Aile kurma korkusu? Özgürlüğümü kaybetme kaygısı? Çünkü içine doğduğum aile arızalanmış, beni yarı yolda bırakmıştı. Çünkü henüz büyük hayallerim vardı. Çünkü önümde denenmemiş bir sürü ihtimal uzanıyordu. Çünkü toydum. Çünkü akılsızdım. Kalbim koş demiş, koşmuştum işte. Kalbimiz bizi her zaman doğru yöne götürmüyor. Burak beni kendimden uzak bir yere savurmuştu. Karanlık, nefessiz, hayal kırıklıklarıyla dolu bir yerdi orası. Şimdi bu kutu içinde kutu açılan yaz gecesinde bir kara perde aralanmış, oradan içeriye biraz ışık girmişti.”
Melisa Kesmez, üç öyküde de umudu, biten yerde başlayan yenileyici hayatları ustalıkla vermiştir. Farklı zamanlarda geçen öyküler, art arda okunduğunda paralel zamanlarda geçiyor gibidir. Nergis’in torununun haberiyle aylarca hayata kapaması kendini, Elif’in bebek haberiyle çıktığı yolculuk, Mehmet’in dede olacağı haberiyle yeniden yeşillenen hayatı, yan yana bir resimdir.
Atmosfer olarak üç öyküde aynı yerde nihayete eriyor. Gabeyemiş Koyu bütün kahramanların arındığı yeniden hayat bulduğu, şifalı bir yerdir öykülerde.
“Hayatın bozmayı unuttuğu ya da ne yapsa bozamadığı insanlar vardı hala. Dünya arkalarında yıkılırken onlar kurbağalar gibi nilüfer yapraklarından seke seke sakince uzaklaşıyorlardı enkazdan, toz duman bulaşmıyordu onlara.”
Melisa Kesmez’in hikâye kurgularında, iyilik hep köşe başlarında gülümsemiş, umut hep tomurcuklanıp yeşermeyi beklemiş ve kahramanlarını da çıkmazda bırakmamıştır.
Diğer eser incelemelerimiz için lütfen tıklayınız…
MELİSA KESMEZ HAKKINDA:
Melisa Kesmez, Eylül 1980’de İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sosyoloji okudu. Yazarlık, gazetecilik ve fotoğrafçılık alanında eğitim aldı. Yazılı basında kültür sanat yazıları, söyleşileri yer aldı. Tiyatro projelerine çevirmen ve dramaturg olarak dahil oldu. Bir dönem Londra’da yaşadı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları ve söyleşileri yayımlandı.
E s e r l e r i :
- Nohut Oda, İletişim Yayınları, 2019 (İlk Basım Sel Yayıncılık, 2018)
- Bazen Bahar, İletişim Yayınları, 2019 (İlk Basım Sel Yayıncılık, 2015)
- Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz, İletişim Yayınları, 2019 (İlk Basım Sel Yayıncılık, 2013)
- Küçük Yuvarlak Taşlar, İletişim Yayınları, 2022
- Yazarın diğer eserleri için lütfen tıklayınız…
K Ü N Y E :
Eser Adı: Küçük Yuvarlak Taşlar
Tür: Edebiyat/ Öykü
Yazar: Melisa Kesmez
Yayınevi: İletişim Yayınları, 2022
Sayfa Sayısı: 84s.
PINAR ÖZÇELİK HAKKINDA:

Pınar Özçelik, 1979, Ankara doğumludur. Yaşamını Ankara’da sürdüren yazar, Kütüphaneci olarak çalışıyor. Emre’nin annesi… Yüksek Lisansını Hacettepe Üniversitesi’nde Sağlık Bilişimi dalında yapan Özçelik, aynı zamanda Ankara Üniversitesi’nde Kütüphanecilik üzerine eğitimler aldı. Sonrasında yaşamın anlamını edebiyatta buldu. Kurmacaların izini sürdü, gizemini çözmek için eğitimlerine devam ediyor. Mehmet Eroğlu, Beliz Güçbilmez, Gürsel Korat, Aslı Tohumcu, Hakan Bıçakçı, Karin Karakaşlı ve Jale Sancak gibi yazarların atölye çalışmalarına katıldı. İyi bir okur, iyi bir anne, iyi bir insan, olmak için yaşıyor. Yaşamın kötülüklerine bulaşmamak için edebiyata, sanata sığınanlardan. “Küçük Yuvarlak Taşlar, İyiden Umuttan Yana Öyküler” sitemizde yayımlanan ilk incelemesidir.
11.11.2022 © Novelius Edebiyat
“İnceleme: Küçük Yuvarlak Taşlar” üzerine 2 yorum