Haftanın Önerisi: Kör Baykuş

16.05.2022 © Novelius Edebiyat

Yazan: Mehmet BAHÇECİ

novelius edebiyat Nitelikli edebiyatın peşinde, durmaksızın çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz. İyi kitapların iyi okurlarla buluşması gayesiyle çıktığımız yolda, her hafta yeni bir eserin tanıtımını yapmaktan kıvanç duymaktayız. Büyük önem verdiğimiz kitap incelemelerimize, makale ve röportajlarımıza, her zamanki şevk ve titizliğimizle devam ediyor olacağız.

“Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen kemiren yaralar.” Bu cümleyle başlar Sâdık Hidayet’in ünlü eseri Kör Baykuş. Herhalde düzyazıda yazılmış en iyi giriş cümlelerinden biri olsa gerek…

“Sâdık Hidayet” 17 Şubat 1903 Tahran, İran – 09 Nisan 1951 Paris, Fransa

İran’ın en büyük yazarlarından Sâdık Hidayet ve onun kendisiyle özdeşleşmiş hacimce küçük ama okuyanların üzerinde bıraktığı etkiler bakımından dev eseri Kör Baykuş’la sizlerleyiz.

Düş, gerçek ve hayâl arasında gidip gelen metin, karamsar, kasvetli ve müphem anlatımıyla okurları en çok zorlayan kurgu metinlerin başında geliyor.

Yazar, eserlerine hâkim olan bulantılı havayı kendi yaşamında da solumuş olsa gerek. Paris’te kaldığı evde doğalgazla yaşamına son verirken, Goethe’nin şu meşhur tespiti, bir kez de Sâdık Hidayet eliyle doğrularınır gibidir: “Dünya, hassas kalpler için bir cehennemdir.”  

Bu durum, yani Sâdık Hidayet’in yaşadığı gibi yazması ya da yazdığı gibi yaşamış olması durumuna kaynak teşkil etmesi açısından Yapı Kredi Yayınlarının Kör Baykuş baskısı ayrıca kıymetlidir. Bu baskıdaki çeviri, ünlü edebiyatçımız Behçet Necatigil’in enfes çevirisi olup, yayıncının kitapta yer verdiği şu ilginç anekdota gelin hep birlikte bakalım:

Bugünkü İran’ın en büyük yazarı, (Sadık Hidâyet) ölümünden birkaç yıl önce böyle demişti. 9 Nisan 1951’de Paris’te canına kıyarken, çok dar bir tanıdıklar çevresinde biliniyor, beğeniliyordu…

“Hayat hikâyemde önemli bir şey yok, başımdan ilginç olaylar geçmedi. Ne yüksek bir mevki sahibiyim ne de sağlam bir diplomam var. Okulda hiçbir zaman örnek bir öğrenci olamadım, başarısızlıklar her yerde buldu beni. Nerede çalışırsam çalışayım silik, unutulmuş bir memurdum; şefleri memnun edemedim. İstifa ettim mi seviniyorlardı… Bırak gitsin, yaramaz! Çevrem böyle görüyordu beni, haklıydılar belki de.”

“Görseldeki pasaj, YKY, Bozorg Alevi’nin sonsöz’üne aittir.”

Yapı Kredi Yayınları Tanıtım Bülteninden:

Kör Baykuş 1977’de Behçet Necatigil’in unutulmaz çevirisiyle Varlık Yayınları’ndan çıkmıştı. Philippe Soupault’nun “Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt”, Andre Breton’un ise “Başyapıt diye bir şey varsa o da budur” sözleriyle nitelediği bu kült romanı, yine Necatigil’in çevirisinden, Necatigil’in “önsöz”ü (“Türkçede İran Edebiyatı ve Doğumunun 75. Yılında Sadık Hidayet”) ve Bozorg Alevi’nin “sonsöz”ü (“Sadık Hidayet’in Biyografisi”) ile sunuyoruz.

16.05.2022 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın