mark twain

Eser İncelemesi: İnsan Nedir, Mark Twain

24.03.2023 © Novelius Edebiyat

Yazar: Armağan CAN

Armağan Can, Novelius Edebiyat okurları için, Amerikan Edebiyatının dev ismi Mark Twain'in İnsan Nedir adlı eserini mercek altına aldı...

Armağan Can’ın kaleminden Mark Twain ve ölümsüz eseri İnsan Nedir


NOVELİUS EDEBİYAT Bir kitabı anlatmak kitabın yazarıyla derin bir sohbete girmek gibi geliyor bana. Yazarı tanımak, kitabı okumak, anlattıkları ve satır aralarına sakladıkları ile kitapla geçirilen zamanı olabildiğince uzatmak ve kendi kişisel hafızamda kalıcı bir yer bırakmak demek ve bence bu kitap hafızamda yer kaplamayı hak ediyordu.


Yazarla tanışmam pek çok çocuk gibi ismini söylemeyi hep sevdiğim Mississippi Nehri’nde Tom Sawyer ve arkadaşı Hucleberry Finn’in birbirinden heyecanlı maceralarının anlatıldığı “Tom Sawyer’in Maceraları” kitabı ile oldu.


1835-1910 yılları arasında yaşayan asıl adı Smuel Langhorne Clemens olan Mark Twain, Amerikalı mizahçı, satirist (Hiciv ustası) bir yazardır. Eserlerinde gülmenin güzelliği, esaretin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya çabalamış ve “İki kulaç derinlik” anlamında bir denizcilik terimi olan Mark Twain imzası ile otuz kitap yayımlamıştır. Halley kuyruklu yıldızın dünyadan göründüğünün on beşinci günü doğan Mark Twain otobiyografisinde bir kâhin edasıyla bu yıldızın tekrar görüneceği gün öleceğini yazmış ve bu kehaneti tutmuş. Yalnız öleceği tarihi tahmin edip de yazdığı otobiyografisini yetiştirememesindeki ironi de aklımın bir köşesinde kaldı. Yine rüyasında kardeşinin ölümünü görmesi ve kardeşinin rüyasında gördüğü şekilde çalıştığı vapurun yanması ile ölmesi onu çok etkilemiştir. Bu olaydan kendini sorumlu tutmuş ve parapsikolojiye yönelmiş.

mark twain


Hem ülkesini hem de dünyayı gezen yazar bu seyahatlerinde hep not tutmuş. İlk çalışmaları gezi yazıları ve makaleler olmuş. Sonra yazdığı kitaplar ile pek çok kişiye göre Amerikan edebiyatının temelini kurmuş.
Mark Twain’i, “Tom Sawyer’in Maceraları” kitapları ile bırakamayacağımız gibi sadece yazar olarak da bırakamayız. Çok yönlü olması ve çoklu düşünme yeteneği belki de bu kadar köklü eserler ortaya çıkarmasına neden olmuştur.


Patentini aldığı ürünlerin olması bir yönüdür mesela. Mark Twain Defteri, Mark Twain Kupür Albümü ve kadınlara mirası diye tanıtılan ayarlı kopça ( önce erkekleri pantolon askısından kurtarmak amacıyla tasarlamış sonra kadınlar için sutyen tasarımında kabul görmüş) yazarın buluşlarına örnektir. Yenilikleri yakından takip etmiş ve kullanmaktan da büyük bir zevk almış. Conklin Dolma Kalem firması Mark Twain için özel olarak bir dolma kalem üretmiş ve yazar da devamlı bu kalemi kullanmış. İlk daktilo kullananlardan olduğu da Mark Twain’i anlatan makaleler de karşıma çıktı. Yazarın hayatı bu kadar ilginç iken yazdıklarını takip etmek benim için kaçınılmazdı.


Yetişkin edebiyatında ilk okuduğum kitabı Âdem ile Havva’nın Güncesi, Âdem ve Havva’nın birbirlerini ve içine geldikleri dünyayı anlamlandırmaya çalışma çabalarını anlatır. Herkesin kendini mizahi bir dille anlattığı bir kitaptır. Mark Twain mizahla anlatılması zor olan konuları yazıya dökmüş tam bir hiciv ustasıdır.


Gelelim benim vazgeçilmezim olan kitabına: “İnsan Nedir?”


Mark Twain’in İnsan Nedir?’ isimli kitabı, uzun bir dinlenme süresinin ardından ve sadece belirli kişilere dağıtılmak üzere 250 adet basılmış. Bizim okuduğumuz kitap 240. nüsha kullanılarak tercüme edilmiş. “Güçlü Yalnızlıklara” sloganıyla basım yapan Dedalus Yayınevi bu kitabı 2019 yılında basmış. Kitap eski ama bizim için çok da yeni. Ben dipnotlarla zenginleştirilmiş 7. baskıyı okudum, birkaç harf eksikliği ve az sayıdaki kelime hataları haricinde rahatsızlık verici bir duruma rastlamadım. Kitabın kapağını Barış Şehri tasarlamış ve bir Bernard Pras çalışmasını andıran anlamlılıkta olmuş. Kitabın ismi ve kapak resminin verdiği ipucu ilgimi çekmişti ve kitabı almıştım.

armağan can


Kitap şöyle başlıyor: Yaşlı Adam’la Genç Adam muhabbet ediyorlardı. Yaşlı Adam insanoğlunun yalnızca bir makineden fazlası olmadığını iddia etti. Genç Adam itiraz ederek ondan bu görüşünü detaylandırmasını ve nedenlerini açıklamasını istedi.


Heyecan ve merakın karşısında tecrübenin yer aldığı roman tadında bir deneme. Aklıma Filibeli Ahmet Hilmi Efendi’nin A’mâk-ı Hayâl kitabı geldi. Bu kitapta iyi eğitimli Raci’nin yaşama dair aklında olan sorulara cevap arayışı ve tanıştığı Aynalı Dede ile sohbetleri anlatılır. Aynı dönemim yazarları olduklarını ve dünyayı gezen Mark Twain’in “Türkiye Seyahati” isimli bir kitabı olduğunu da burada not düşeyim.


Yaşlı Adam insan makinesini şöyle tanımlar. “İnsanın ne olduğu, kendi yapısıyla birlikte kalıtsal özellikleri, yaşam alanı ve ilişkilerinin getirdiği etkilere de bağlıdır. Sadece dış etkenler tarafından yönlendirilir, yönetilir, komuta edilir. Hiçbir şey oluşturmaz, fikir bile.” Elbette Genç Adam bu çıkarıma karşı gelir ve “Tüm bu anlattıklarının saçmalık olduğu fikrini nasıl oluşturdum o zaman?” diye sorar. Cevap çarpıcıdır. “Yüzlerce yıla yayılmış atalarının kalpleriyle beyinlerinden seninkilere geçmiş olan duygu ve düşünce akışının yanında, binlerce kitaptan, binlerce konuşmadan bilinçsizce toplanmış düşüncelerden, izlenimlerden, duygulardan artakalan ufak tefek şeyler onlar. Sen, kişisel olarak fikrini oluşturan materyallerin en ufak mikroskobik parçasını bile yaratmadın.” Yaşlı Adam insanın bir makine olduğunu, otomatik olarak çalıştığını anlatır. Tüm kitapta anlatılarını kısa hikâyelerle destekler.


Bu kitabı özellikle bu zamanda tekrar okumamın ve ısrarla anlatmaya çalışmamın bir nedeni var. Fark ettim ki duygularımızı, fikirlerimizi dolaylı olarak anlatmayı seçiyoruz. Bunda hayatımızın bir parçası haline gelen sosyal medya platformlarının kullanım alışkanlığı da etken olabilir. Kısa anlatımlar makbul. Aforizmalar, şiirlerin bir iki mısrası, başkalarının fikrinin yayılması tercih ediliyor. Acaba tüm aforizmalar tükenince duygularımızı nasıl anlatacağız? Oysaki bir kelime olsa bile bizim fikrimiz olsa dediğim noktada bu kitaba yöneldim. Bizi kim idare ediyor? Fikirlerimizi kim üretiyor?


Bu kitabı okuma zamanlamamı etkileyen sebeplerden biri de iyilik kavramını sorgulamam oldu. Herkesin hayatını bu kadar yakından görmemize sebep olan ve bunu gönüllülükle yapan insanların olduğu sanal bir dünya varken bazı kavramların sürekliliği devam etse bile içinin boşaltıldığını ve bu kofluğun yadırganmadığının ayırdına vardığımdaki şaşkınlıktı. Kitapta vicdan, ahlak, merhamet, içgüdü, düşünce, özgür irade gibi pek çok kavram tartışılıyor. Ben insanın bir makine olması savını iyilik kavramı bağlamında paylaşmakla yetindim.


Kitabın ikinci bölümünün başlığı şöyle: “İnsanın Tek Dürtüsü: Kendi Onayını Güvenceye Almak” Istırap içindeki yaşlı bir kadına cebindeki yol parasını verip kilometrelerce yolu yürümek zorunda kalan kişinin yaptığı bu hareketin iyilik olduğunu söyleyen Genç Adam’a Yaşı Adam’ın cevabı kitapta verilen tüm konulara temel teşkil ediyor. “Eğer yaşlı kadının yardımına koşmasaydı, eve dönerken vicdanı ona yol boyunca işkence edecekti. Yani yine kendi acısını düşünüyordu… Kalbindeki keskin acıdan kurtulma özgürlüğünü satın aldı, vicdan azabının işkencesinden sıyrılma özgürlüğünü satın aldı, tüm gece sürecek aralıksız uyku satın aldı…” Cebindeki yol parasıyla kendi iç huzurunu satıl almış oldu. Yaşlı Adam’a göre o kişiyi yaşlı kadına yardıma koşmaya iten dürtü, ilk önce kendi ruhunu tatmin etmekti. Kitapta makineye benzetilen insanın tüm davranışlarının temeli öncelikle kendi ruhunu tatmin etme dürtüsüne bağlanır.
“İnsan, fedakârlık ediyormuş gibi yapar. Fakat kelimenin gerçek anlamıyla böyle bir şey yoktur ve asla da var olmamıştır. İnsan sık sık, gerçekten de kendini sadece bir başkası uğruna feda ettiğini düşünür. Fakat yanılmış olur. Temeldeki dürtüsü, doğasının ve eğitiminin bir gereksinimi tatmin etmektir. Böylece, ruhu için huzur bulabilir.”

armağan can


Kitapta vurgulanan, insanın içinde bulunan mutlak ve üstün Efendiyi yani iç huzurumuzu, memnun etmeye çalıştığımızdır. Bedenimiz ruhumuzun kölesidir.


İyi dediğimiz insanların kötüyü uzak tutarak iyiyi tercih etmesi için vicdanları eğitilmiş kişiler olduğu söylenir. Kendi onayını güvence altına almak koşulu bazı durumlarda dış etkenlerin şekillendirdiği bir birey olmamızla sağlanır. İnsanın her zaman dış etkenlerin onu yarattığından fazlası olmadığı savunulur. İnsan ya ruhunu tatmin edecek ya da dâhil olduğu toplumu.


Yaşlı Adam savını şu sözlerle pekiştirir. “Bir insan, yapmak zorunda olduğu iki ya da iki düzine şey arasından tek biri için azıcık daha güçlü isteğe sahipse, iyi ya da kötü olması fark etmeksizin, kesinlikle o tek şeyi yapacaktır.” Böylece iyi dediğimiz insanların yaptığı kötülükler de anlam bulmuş olur.


Yaşlı Adam, Genç Adam’ın tüm örneklerini ve itirazlarını insanın kendi ruhunu tatmin etme teorisiyle yok ediyor. Kitapta pek çok örnek var. Roman okur gibi ilerliyor.


Kendisinin iyi, merhametli, cömert, fedakâr vs. olduğunu düşünen var mı? Bir daha düşünsün bence.


Yaşlı Adam, bilge belki biraz alaycı ve her soruya her örneğe verecek cevabı olan biridir. Genç Adam ise tecrübesiz ve heyecanlı yapısıyla karşısındakine soru sormak ve derin cevaplar verebilmek için alan yaratıyor. Benim bakış açımı oldukça genişleten ve pek çok konuda fikrimi değiştirmeme sebep olan bu kitap bildiğimiz doğruları biraz sarsıyor. Yaşlı Adam’ın dediği gibi “Fikir dile getiren kişi, her zaman ikinci el bir fikir dile getiriyordu.” Ben de bir fikri dile getirdim.


Mark Twain bu kitabı üyesi olduğu “Monday Evening Club” topluluğuna “Mutluluk Nedir?” başlığı ile sunmuştur. Üyeler büyük bir tepki gösterip, kınamışlar ve Mark Twain de bu kitabı yayımlatmaktan vazgeçmiş. 23 yıl sonra cesaretini toplamış ancak bu cesareti bile kitabı çok sayıda bastırmaya yetmemiş ve sınırlı bir sayıda çoğaltılmış. Bu olay bile bizim iç huzurumuz ve toplumsal kabulümüz noktasında tüm yazılanlara hak vermemize sebep olmuyor mu? Mark Twain kendini örneklememiş mi? İnsan bir makinedir? Ben bir makineyim. Yazdıklarımdan sorumlu değilim. Düşüncelerim bana ait değil.

Yazar Hakkında:

aramağn can

Armağan Can, Eskişehir’de dünyaya geldi. Lisans ve yüksek lisansını Gazi Üniversitesi’nde tamamladı. Ankara’da bir devlet okulunda öğretmenlik yapıyor. İki çocuk kitabı bulunmakta. Çöpsüz Köy 2020, Sessiz Bahçe 2022 yılında yayımlandı. Ağaçsız Tepe ve Kitap Kurdu isimli iki çocuk kitabı da 2023 yılı, mart ayı içinde raflarda olacak. Milli Eğitim Bakanlığı için yazdığı çocuk oyunları, çeşitli dergilerde yayımlanan yazarın, kitap incelemeleri, yazı ve öyküleri de bulunuyor. Ayrıca öyküleri, Mart 2022’de çıkan Kendine Ait Bir Öykü isimli seçki kitabında ve İshak Edebiyat 2022 Öykü Seçkisinde yer aldı. “İnsan Nedir” incelemesi, Novelius Edebiyat sitesinde yayımlanan ilk çalışmasıdır.

24.03.2023 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın