meltem terzioğlu

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 2: Meltem Terzioğlu

20.12.2022 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

novelius edebiyat Editörün Notu: 2022 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması –

Bölüm 2: Meltem TERZİOĞLU

Soru 1:

2022 Yılında çıkan kitaplardan en beğendikleriniz hangileri oldu?

Cevap 1:

Yoğun bir yıldı benim için 2022, herkes gibi kaygılarımın had safhada olduğu bir dönem geçirdim. Malum yaşanılan ekonomik sıkıntılar yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkiliyor ve kitapların etiketleri de bundan nasibini alıyor. Bu yüzden okuma anlamında çok verimli bir yıl yaşamadığımı düşünüyorum. Yine de kendimi okumalardan mahrum etmemek için gayret ettim. Şiirlerin dinlendirici bir yanı olduğuna inanıyorum, fırsat buldukça şiirlere kaçtım.  2022’de okurları ile buluşan bir şiir kitabına kısaca değinmek istiyorum; Elemlerin Nefesi. Serkan Türk’ün bir kez daha Yitik Ülke Yayınları vasıtasıyla okurlarıyla buluştuğu eser. Sevgili Türk acıyı, kederi, çaresizliği pastoral bir dille okurlara ulaştırmış. Somut ve soyut kavramlarının harmanlandığı bir dil yaratmış. Şiirlerde deneysel çalışmalar elbet olmalı; ancak farklı olabilmek adına anlam bütünlüğünün dikkate alınmadığı ve kelimelerin birbirine yama olduğu çalışmaları hoş bulmuyorum. Kendi adıma konuşmak gerekirse hisler ölüyor, duygu ölüyor. Bu durumda şiir yaşayabilecek mi? İşte ben Elemlerin Nefesi’nde o hissi duyumsadım. Şiirler dışında öykülerle besliyorum kendimi, yazınsal hayatımda katkıları olacağına inanıyorum okuduğum her öykünün ki bunları okurken aldığım haz da cabası. Türk edebiyatından devam edecek olursam, okuduğum öyküleriyle beni etkileyen bir diğer yazar Mustafa Okumuş. İlk öykü kitabı Kâtibin Kitabı’ndan sonra 2021 yılında bir başka öykü kitabı, genel yayın yönetmenliğini yaptığı Vacilando Kitap ile okurlarını buluyor. Eserin içerisindeki 11 öyküden biri olan Belki de Gerçekten Mümkündür Dönmek kitaba adını vermiş. Eser diyalektik materyalizm ile örülmüş; yaşam-ölüm, geçmiş-gelecek gibi zıtlıklar dikkat uyandırıyor. 2022 yılında ise 2. Baskısına ulaşıyor öykü kitabı, umarım nice başarılar peşinden gelsin.

Soru 2:

2022 Yılında okurlarla buluşan ama hak ettiği ilgiyi göremediğini düşündüğünüz kitaplar hangileridir?

Cevap 2:  

Aslında bakarsanız 2022 öncesi okurlarıyla buluşup hâlâ hak ettiği değeri göremeyen kitaplar da var. Mesela Ayça Erkol’un kalemini öyle büyük bir keyifle okuyorum ki 2019’da basılan Sonra Sincaplar Geldi adlı öykü kitabının bu kadar az okura ulaşmasına şaşıyorum. 2020’de basılan Bir Kış Gecesi Misafiri adlı öykü kitabının da aynı şekilde hak ettiği değeri göremediğine inanıyorum. Bulunduğumuz yıla gelecek olursak Erkan Karaaslan’ın Kaplumbağalar Ölmesin adlı öykü kitabı Sel Yayınları ile okurlara ulaştı. Geçmişle gelecek arasında düşsel bir yolculuğa çıkarıyor eser. Öykü severler tarafından okunması gerekten bir kitap olduğuna inanıyorum.

meltem terzioğlu
“Meltem TERZİOĞLU”

Soru 3:

2022 Yılında, edebiyat gündemini işgal eden konulardan biri de edebiyat ödüllerinin gerekli olup olmadığı tartışmasıydı. Bu konuda neler düşünmektesiniz?

Cevap 3:

Gereklilikten ziyade faydalı olup olmadığı konusunda düşüncelerim var doğrusu. Öncelikle söylemek istediğim, birbirini ağırlayan körler ve sağırlar bu yarışmaları amacından saptırıyor. Diyeceğim o ki hak yok, hakkaniyet yok. Yazım kuralları hiç puan, kurgu hiç puan, anlatım ve başlık hiç puan, ahbaplık 100 puan. Bir yandan bu yarışmalarla yazarların başarılı olup olmadığı kanısına varılıyor. Ödülü olan başarılı, olmayan ise tu kaka. Çok yanlış bir yaklaşım. Aslında iş bu boyutlara uzanmasa belki de yazarlar ve yazanlar için bu yarışmalar bir adım öteye gidebilmenin umudu olacak. Ama hâl böyle olunca yazan insanın bu yarışmalara bakış açısı değişiyor.

Soru 4:

2022 Yılını öykü türü açısından ele alırsak, son derece zengin bir yılı arkamızda bıraktığımızı söyleyebiliriz. Yıl içerisinde çıkan öykü kitaplarından, en beğendiğiniz üç öykü hangileriydi?

Cevap 4:  

Zor bir soru, seçmek kolay olmuyor. Tabii burada sayacağım üç öykü dışında da mutlaka beni sarsan öyküler olmuştur ama aklımda olanları ele alacağım. 2022 yılında İthaki Yayınları‘nın sunumuyla bizlere ulaşan Polat Özlüoğlu’nun Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar adlı eserindeki Kılçık Babam ve Gardiyan hikâyeleri oldukça etkileyiciydi. Söyleyeceğim bir diğer öykü ise son zamanlarda oldukça sıkı çalışan KDY tarafından basılmış, İki Kıyı adlı eserden olacak. Değerli Fatma Nuran Avcı’nın kaleminden. Kara Önlük Olsaydım adlı öyküde kumaşın ağzından bir anlatım kullanmış yazar ki ben başarılı bir şekilde kişileştirme yapılan metinleri etkileyici buluyorum. Bu, yazarın o nesne-canlı gibi düşünüp empati kurabildiğini gösteriyor kanımca. Son olarak kalemini çok sevdiğim Mehmet Fırat Pürselim’in kitaba ismini veren Akılsız Sokrates adlı öyküsünden bahsetmek istiyorum. Başımıza gelen kötü olayların sorumluluğunu almamız gerek diyor hikâye, kulak vermek gerek. Eser yine edebi çalışmalarıyla ön planda olan İthaki Yayınları tarafından sunuluyor. Öyküleri tekdüzelikten kurtaracak birçok değerli kalem var, biliyorum. Kalemleri tükenmesin.

Soru 5:

Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2023 Yılından beklentileriniz nelerdir?

Cevap 5:

Keşke ile başlayan bir cümle kurmak istemiyorum ama umudum o kadar tükenmiş ki farklı bir söylem bulamıyorum. Keşke daha nitelikli bir ortam yaratılabilse ancak bu mümkün müdür bilemiyorum. En azından farkında olmak gerek, hataları kabul etmek gerek. Şu sürece baktığımızda yaşadığımız sıkıntıların en büyük sebeplerinden biri ekonomik kriz. Birçok oluşum bu sebepten dolayı veda ediyor edebiyat ortamına. Öykü Gazetesi, Buluntu Kutusu, Sakin Yurt ve niceleri… Bu verimliliği öldürüyor elbette, ekonomik sıkıntıları aşacak güç elimizde değil. Bizlerin yapabileceği şeyler de var elbet. Mesela yayınevlerinin ticaret kaygısından ziyade edebi kaygılar beslemesi gerekir, maalesef ticari kaygılar edebiyatın önüne geçiyor. Buna bağlı olarak kitabını bastırmak isteyen kişilerden yüklü para alınıp dağıtım, reklam ve basım için sözleşme imzalanıyor. Neticede bu şekilde herkes yazarlık vasfına ulaşıyor sözüm ona. Yanlış bir yaklaşım, dosyanın niteliği göz ardı edildiği takdirde ne yayınevinin kalitesi kalır ne de edebiyatın. Parayı verip dosyasını çıkaran kişi tatmin olur, birkaç okuma grubuna kitabını yollayıp sosyal medyada hava atar ve sonrası zaten gelmez. Edebiyata tutkuyla bağlanan insan üretime açtır. Okurlarınsa çağdaş yazarlara fırsat tanıması gerektiği kanaatindeyim, hep adını bildiğimize gidiyor elimiz. Başarı kıstaslarını gözden geçirmek gerek. Kaç adet ödül alınmış, kaçıncı baskıymış, ne kadar satmış… Bunlar baz alındığı vakit çağdaş olan ve bilinmeyen yazara ön yargıyla yaklaşılıyor. Yazarlarınsa; sırf arkadaşına, yakınına, eşine, dostuna ait diye temeli iyi olmayan bir metne methiyeler döşemesine anlam veremiyorum. Bitsin artık bu pohpohlamalar. Doyurucu eleştirilere ihtiyaç var. Konuşacak konu çok ancak uzatmak istemem. 2023’ten çok fazla enerji, bolca zaman istiyorum. Bir gün 35 saat olsun mesela. Hem işe gidip hem okuyayım, hem öyküler-şiirler yazıp hem tezimi bitireyim, hem dizler-filmler izleyip hem uykumu alabileyim. Başka da bir şey istemem kendisinden. Bir de iyilik, güzellik, sağlık.

Şair ve Yazar Meltem TERZİOĞLU‘nun Eserleri İçin Lütfen Tıklayınız…

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

20.12.2022 © Novelius Edebiyat

2022 Yılı Edebiyat Soruşturması – Bölüm 2: Meltem Terzioğlu” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın