Kitabın Öyküsü: Kavin

23.04.2025 © Novelius Edebiyat

Her kitap insanlık için yeni, taptaze bir nefes, karanlıkları boğan ümit dolu gün ışığı demek. Yazarlarsa erdemin, iyilik ve güzelliğin değirmenine su taşıyan dost ellerinden başka kim olabilirler?.. Yeni yayın serimiz “Kitabın Öyküsü”nde, işte tam da bu bakış açısıyla yazarların ve eserlerinin görünürlüğüne katkı sunmayı hedefledik. Edebiyatseverlerin ilgisine sunarız…

Kitabın Öyküsü
Bölüm 10

“Kavin”

Novelius Edebiyat:

Sayın Elif Nihal Altan, roman türüne ait  kitabınız, “Kavin” adını taşıyor ve 2024 yılı Nisan ayında Romanoku Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Kıymeti bilinen, adından söz edilen eserler arasında yerini alması temennisiyle, öncelikle sizi, sonrasında da eserinizi tanımak ve tanıtmak isteriz.

Elif Nihal Altan kimdir?

Elif Nihal Altan:

Samsun’da dünyaya geldim. KTÜ Müh. Mim. Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra eğitim hayatıma İzmir’de devam ettim. Meslek hayatıma Kıbrıs’ta başladım fakat Ankara’da kaldım. Türkiye’nin kuzeyinde doğup, doğusundan batısına, hatta güneyinden de güneyine kadar varıp oralarda yaşadıktan sonra Ankara’da sonlanmak çoğu insana tuhaf gelir ama tarifsiz bir hastalık gibidir Ankara sevdası bende. Sanatın her türlüsüne verdiği destek ve halkın göstermiş olduğu ilgi sanırım beni buraya bağımlı kılıyor.

Şu an dilediğimiz her ortamda envaı çeşit kitaba ulaşabiliyoruz fakat henüz ilkokula devam ettiğim 80’li yıllarda hem kaynakların yetersizliği hem maddi olarak bir nesneye ulaşmanın zorluğu gibi nedenlerden dolayı çok kitabımız olamazdı ama ben kitap bağımlısıydım. Ne annem ne teyzem bana kitap yetiştirebilirdi.  Alınan kitabı ne kadar kalın olursa olsun en geç iki günde bitirir sonra kitapsızlığıma ağlardım. Ortaokul ve lise çağına gelince Türk Edebiyatının klasik eserlerini okumaya başlamıştım. Annem gece defalarca odama gelir, yatmam için beni ikaz ederdi. Çok okumanın meyvesini çok yedim. Sınıfta Edebiyat dersinde düzenlenen hikâye yazma yarışmalarını ben kazanır, tüm öğretmenlerimin dikkatini çekerdim. Kompozisyon yarışmalarına katılır ve ödül alırdım, bunlar beni daha da kamçılardı.

Üniversite yıllarım, okumaktan en uzun süreli uzaklaştığım yıllar oldu maalesef. Okuduğum bölümün zorluğu başka bir şeye vakit ayırmama en büyük engeldi ama okul bitip meslek hayatıma başlayınca yeniden kitapların büyülü dünyasına girdim. Eşimle birlikte kütüphaneden kitap alır sırayla okurduk, sonra çok sevdiklerimiz rafımızda da bulunsun dediklerimizi alıp evimizin baş köşesine yerleştirdik.

Size tanıtacağım kitabım Kavin, 2. Romanım. Psikolojik tarzda yazdığım bir roman.

“Kitabın Öyküsü” serimizin onuncu bölümünde Değerli Yazar Elif Nihal Altan’a “Kavin” adlı kitabını sorduk…

Novelius Edebiyat:

Kitabınızda hangi konuları mesele edindiniz?

Elif Nihal Altan:

Bir önceki soruda bahsettiğim gibi psikolojik bir roman. 3 kuşak kadın figürler (anneanne, anne ve Kavin) arasında geçen sevgisizlik konusu kitabın geneline hâkim. Farklı dönemlerde dünyaya gelen ve farklı zamanlarda çocukluk, gençlik ve anneliği yaşayan kadınların sevgi üzerine beklentisi nedir? Bireyi kendi ayakları üzerinde duramayacak kadar çok korumak ve kollamak sevgi ile izah edilebilir mi? Eşler arasında bağlılık ve bağımlılık arasındaki ince çizgiyi geçtiğimizde nelerle karşılaşabiliriz? Çocuklukta yaşanan travmalar sonrası karşılaşılması olası davranışsal bozukluklar nelerdir? Yas sürecini layığıyla yaşayamayan bir bireyin kabul sürecine geçişinde yaşadığı zorluklar ve daha pek çok psikolojik konuya haddimi bilerek dokunmaya çalıştım.

Değinmeye çalıştığım bir diğer konu da mutlak iyilik, mutlak kötülük var mıdır? Herkesin içinde hem iyi tarafı hem kötü tarafı yok mudur? Hepimizin kendi içindeki iyiyle ve kötüyle tanışmasına vesile olacak bir roman olduğunu düşünüyorum.

Novelius Edebiyat:

Okurları nasıl bir üslup ve konu beklemektedir?

Elif Nihal Altan:

Okurlarım sade ve yalın bir dil kullandığımı söylüyorlar. Günümüzü ortak hastalıklarından birisi de odaklanmak sorunu. Konunun gereğinden fazla uzatılması ve ağdalı bir dil kullanımının okuyucuyu konudan uzaklaştıracağı kanaatindeyim. Bu yüzden sade ve anlaşılır olandan yanayım.

Konuya gelince duygusal ama hareketli, durağan bir heyecan skalası yok romanda. Her daim merak uyandıran bir noktada bitiyor bölümler. Roman geçmişe dönüş sahneleri ile daha da heyecan kazanıyor.

Elif Nihal Altan

Novelius Edebiyat:

Yazım ve yayımlatma safhalarına da değinerek eserinizin ortaya çıkış öyküsünü ve sizin için taşıdığı anlamı bizlerle paylaşır mısınız?

Elif Nihal Altan:

Yazım süreci 2.5 sene kadar sürdü. En büyük şansım, bir tesadüfün beni Nermin Bezmen ile bir araya getirmesiydi. Koçluk eğitimi aldığım süre zarfınca bu çocuğun dünyaya gelmesi ve emeklemesinden adım atıncaya kadar geçen süreçte elimi hiç bırakmadı. Romanda her biri birbirinden güçlü ve zor kadın karakterlerin her birinin suretine bürünmem, onları benimsemem, yaşatmam için yaşamam çok önemli bir süreçti. Şimdi geriye dönüp baktığımda gerçekten kolay bir süreç olmadığını yeniden hatırlıyorum. Sadece Nermin Hanım değil, dalında uzman psikolog ve psikiyatrist hocalarımdan da sıklıkla danışmanlık alarak çocuklarda kişisel gelişim bozuklukları, yas süreci, bağımlı ilişki temelleri ve hayatına etkileri, narsist kişilik bozukluğu ve etrafındaki kişilere yansıması üzerinde bilgi sahibi oldum.

Romanın tamamlanması akabinde 9 ay kadar uzun bir süre yayınevleri ile görüşmelerim devam etti. İsmi sıklıkla anılan yayınevleri maalesef yeni yazarlara şans verme konusunda çok cömert değiller. Tamamen ticari kaygılar ön planda tutularak takipçi sayınızla ve kaç kitap satabileceğinizle daha çok ilgileniliyor. Dosyanızda ne yazdığınız daha sonra merak edilen konu başlığı oluyor. Benim şansım, yolumun “Vasata İnat Yaşasın Edebiyat” sloganıyla yayıncılık yapan Romanoku Yayınları ile kesişmesi oldu. Kaç kitap satabilirsin diye sorulmadı, kaç takipçim olduğuyla da ilgilenmediler. Romanın içeriği her şeyden üste yerleşti ve ismiyle anılan bir kitap oldu. Bir ay sonra romanım bir yaşını doldurmuş olacak. Bu süreçte elimi tutan herkese teşekkürü borç bilirim.

Eserin çıkış öyküsü günümüzün hızla normalleşen sevgisizlik hastalığı oldu diyebilirim. Sadece eleştirmeye odaklı yaşayan bireylerin kendi iç dünyalarında ne kadar kusursuz olduklarını (!) bir ayna tutarak gösterme niyetindeydim aslında başında ama sonra hepimiz her karakterde biraz biz olduk, hatalarımızla yüzleştik, travmalarımızın ortak hikayelerinde yolumuzu birlikte bulduk.

Roman 3 farklı kadının hayata tutunma, güçlüklere karşı güçlü durma çabası. Ortada kazanılan bir zafer var, sevgisizlik zincirini kıran bir karakter var. İlk sayfada yazdığım gibi ben romanımı Tanrı’nın armağanı olan tüm güçlü kadınlara ithaf ettim. Kadınların güçlerini fark edebilmeleri açısından bu roman benim için çok kıymetli.

 

K ü n y e :

Romanoku Yayınları Roman • 240 s. • 13*19,5 cm • Yazar Elif Nihal AltanKarton Kapak1.Hamur KağıtNisan 2024ISBN 9786259458311

İnternet Satış Linki

Tanıtım Bülteni:

Delirmekten korkuyorum. Belki de annemin istediği bu ama anneler çocuklarının kötülüğünü istemez değil mi? Belki de benimki istiyordur. Ben de mi öyleydim? Keşke zihnimin içinden geçen çürümüş düşünceler sürüsünü kurşuna dizse birileri. Şimdi üçe kadar sayacağım ve yine çığlık atacağım! Yine bağlayacaklar beni yatağa. Bile bile bağıracağım çünkü içimdeki sesler başka türlü susmayacak. Üç, iki, biiirrr ve …”
 
Zıt duyguların, ikilemlerin, kararsızlıkların ortasında kalan küçük kahramanımızın yaşam öyküsü; Elif Nihal Altan’ın pürüzsüz, gerçekçi ve sakin dilinde filizleniyor.
Kalıtsal aile travmalarından izler gördüğümüz Kavin’de, içinde büyüdüğümüz ailenin ve özellikle anne sevgisinin önemine tanıklık ediyor, bu sevgiden mahrum büyüyen çocukların geleceklerini nasıl inşa ettiklerini, yaşamın dik merdivenlerini çıkarken nasıl zorlandıklarını şaşkınlık ve hayranlıkla izliyoruz.
İnsanın ruhsal yolculuğuna yârenlik eden romanda ilmik ilmik işlenen her bir duygu, kalbimizin derinliklerinde yankılanacak. Yeter ki o sese kulak verelim!

23.04.2025 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın