19.03.2023 © Novelius Edebiyat
Yazan: Mehmet BAHÇECİ
Ruhşen Doğan Nar‘ın 2019’da Yitik Ülke Yayınları‘ndan çıkan İçimdeki Robot isimli öykü kitabı, son zamanlarda okuduğumuz en keyifli eserlerden biri olarak kütüphanemizdeki yerini aldı. Eser, isminden ve kapak görselinden de anlaşılacağı üzere bilimkurgu türüne ait öykülere ev sahipliği yapmakta.
Kitabın toplamda on beş kısa öyküden oluştuğunu görüyoruz. İlk on öykü birbirinden bağımsızken, son beş öyküye geldiğimizde durum değişiyor. “ZA12” gezegeniyle bağıntısı bulunan son beş öyküyü tek bir öykü olarak değerlendirip değerlendirmemek, okurların tercihine kalmış.
Naçizane incelememizde, üslupla ve edebi dille ilgili değerlendirmelerden ziyade, öykülerin içeriklerinden, okurlara ne gibi sürprizler vadettiğinden bahsetmeye çalışacağız. Bunu da seçkideki öykü sıralamasını gözeterek ve mümkün mertebe spoiler vermemeye çalışarak yapacağız. Dileriz, okuyanlar için verimli bir çalışma olur…

Dikizatör:
Dikizatör ismi verilen tuhaf ve ürkütücü bir yazılım, a’dan z’ye hepimizi gözetliyor. Koca ülke BBG evine çevirilmiş resmen. Sonrası mı? Bir dizi trajikomik olaylar dizisi bekliyor okurları… Dikizatör, irrite edici olduğu kadar okuru gülümsetmeyi başaran da bir öykü. Ve bir hayli manidar.
Ada 412:
İtiraf edelim, Ada 412’yi bir uzay mekiği, bir robot ya da futuristik bir projenin adı sanmıştık ilk başta. Yanılmışız. Hiç de aklımıza gelmeyen bir gerçeklikle alakalı imiş. Sevgili Ruhşen, kelimenin tam anlamıyla bu mini minnacık öyküsünde, keskin bir dramaya imza atmış. Hiç de zorlama görünmeyen bir şekilde, dramatik unsurlarla bilimkurgu ögelerini aynı potada eritmeyi başarmış. Peki Ada 412’nin nasıl bir konusu var? Açıklayalım hemen. Acıdan da öte, insanlığın kanayan bir yarası ele alınmış bu öyküde. Halep’ten İzmir’e, oradan da Yunanistan’a geçmeye çalışan mültecilerin trajik hikâyesi. Ne acı değil mi, anlatırken bile mültecilerin trajik hikâyesi deyip geçiveriyoruz. Elmanın en kırmızısından ya da Ege’de dağların kıyıya dik uzanmasından bahseder gibi bir rahatlıkla hem de!
2040:
Yapay zekânın marifetlerinin anlatıldığı, numerik isimli öykümüz 2040’da sıra. Tahmin edileceği üzere “2040” içinde bulunulan “yılı” işaret etmekte. Şunun şurasında ne kaldı ki, 2040’a? 2040 Yılını tasavvur eden bir öykü, ne kadar bilimkurgu öyküsü sayılır ki, şeklinde düşünenler olursa (okurken biz o hatayı yaptık çünkü) kazın ayağı hiç de öyle değil… Ayrıca bu öykünün, en sevdiğimiz İçimdeki Robot öyküsü olduğunu söylememiz de mümkün. Heyecanlı, sinir bozucu, kısacası, kelimenin tam anlamıyla, iyi bir gerilim-distopya örneği 2040. İstikbalde, 2040 öyküsündekine benzer vahim hadiseler vuku bulur mu? Maalasef, okuma deneyimimiz esnasında öyküde geçen karanlık senaryoları pek olası gördük.
Sadece Ruhşen Doğan Nar bilimkurgusu için söz konusu değil: çoğu öykü, roman ve filmde; tuhaf, dehşetli ve rayından çıkmış bir gelecek ütopyası, daha doğrusu distopyasıyla karşılaşırız. Bilimkurgucular adeta ağız birliği etmişçesine tuvallerini kapkara renklere boyamaya bayılırlar! Bu noktada, 2040 öyküsü sürprizli finaliyle ezberlerimizi bozmayı başarıyor.
Soru-Cevap:
Tuhaf mı tuhaf bir öykü daha… Soru-Cevap, tıpkı 2040 gibi, fazlasıyla beğenimizi kazanan öykülerden oldu. Klişe bir konuyu masaya yatırıyor olsa da Ruhşen Doğan Nar’ın kritik dokunuşlarıyla ilginç bir hâle evrilmeyi başarıyor. Şöyle kısacık bahsedelim konusundan…
Farklı ülkelerden insanlar, tam ölecekleri sırada, -196 Santigrat derecede dondurularak bilimsel bir projenin denekleri haline getiriliyorlar. Uzman bir heyet, muayyen tarihlerde bu kişileri, daha doğrusu bu kişilerin premature bir bebeği andıran beyinlerini uyandırıyor ve bitkisel hayatta olduğu izlenimini uyandıran bu kişilerle/zihinlerle hasbihale başlıyorlar. Öykünün adı da buradan ileri geliyor zaten: Soru-Cevap.
Deneyin amacının ne olduğunu ve bilim insanlarının ulaştığı sonuçların hangi merkezde cereyan ettiğini de okurların hayal dünyalarına bırakalım.
Etim Etindir:
Fena olmamakla birlikte diğer öykülerin ağırlığı altında kalan bir öykü, Etim Etindir.
Sanki Cennet:
Sanal Gözlük teknolojisini biraz ileriye götüren bir öykü Sanki Cennet. Özlem, özlemek, yaşlılık, hastalık ve hayatın son demleri… İşte tüm bu insani durumların üzerine sanal gözlük teknolojisini ekleyin, öyküdeki Hasan Amca’nın acıklı durumu ortaya çıkacaktır. Bir yönüyle, teknolojik nimetlerin getirdiklerinin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu sorgulatan da bir öykü. Düşünün ki, çöldesiniz, deli gibi susamışsınız, imdadınıza içme suyu değil de deniz suyu yetişiyor. İçseniz ayrı, içmeseniz ayrı dert. Hasan Amca’nın durumu tam da böyle bir arada kalmışlık.
İşte Karşınızda Filiz:
Bilimle edebiyatın harmanlandığı kurgular, beraberlerinde hukuk ve etik tartışmalarını getirmeye oldukça meyyaldir. İşte Karşınızda Filiz öyküsü bu durumu fazlasıyla sorgulatıyor okura.
Klon teknolojisine Ruhşen Doğan Nar yorumu…
Takipçi:
Tuhaf bir öykü Takipçi. Okurken, “aklına da gelmiş yazarın!” diyebilirsiniz.
Büyülü Dünya:
Olayın Gabriel Garcia Marquez’le hiçbir ilgisi yok. İntikam soğuk yenen bir yemektir.
Satlık Gezegen:
İşin doğrusunu uzmanına soralım: Satlık mı? Satılık mı?
TDK göreve!
ZA12:
Ve geldik beş parçalık final öyküsüne… ZA12, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, seçkideki son beş öykünün çatı adı. İçeriğinde sırasıyla: Ana Rahmi Rahatlığı, Cam Fanusun Anlatamadıkları, Cüceler Gezegeni Raporu, Geçmiş Şimdi Gelecek ve son olarak, Uzaylı, Biz Geri Zekâlıyız isimli öyküler yer alıyor. Bu beş öykü, kendi içlerinde yer yer farklılık arz eder gibi görünselerde, temelde ZA12 gezegeniyle ilgili farklı boyutları anlatmaktalar. Bir önceki öyküdeki kahramanın akıbetinin bir sonraki öyküde okura sunulması gibi küçük ama önemli detaylar, ZA12’yi çok daha zevkli hâle getirmiş.
Her birine tek tek değinmeyeceğimiz bu beşlinin, seçkideki en hoş öykülerden olduğunu çok rahtalıkla söyleyebiliriz.
******
Toparlayacak olursak, İçimdeki Robot, kâh yapay zekâdan, kâh dünya dışı varlıklardan ve bilimum teknolojik gelişmelerden bahsediyor olsa da özünde yine insanın temel dertlerine ve kaygılarına, oldukça farklı ve sıra dışı yöntemlerle mercek tutuyor. Bilimkurgu edebiyatına değerli katkılar sunan Ruhşen Doğan Nar’a, genelini çok sevdiğimiz İçimdeki Robot kitabı öyküleri için en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz…
Künye:
Eser: İçimdeki Robot
Tür: Öykü, Bilimkurgu
Sayfa: 87
Yazar: Ruhşen Doğan NAR
Yayınevi: Yitik Ülke Yayınları
Basım: 2019 Nisan
G.Yayın Yönetmeni: Kadir AYDEMİR
Kapak Tasarımı: Aslı SEZER
İç Tasarım: Şendoğan YAZICI
Düzelti: Gizem ÇİÇEK
19.03.2023 © Novelius Edebiyat
“İnceleme: İçimdeki Robot” üzerine bir yorum