everestyayınları

İlk Ümit: Gamze Efe – Ümit Yaban

18.11.2023 © Novelius Edebiyat - Ümit Yaban

“Kimse okumadan yazdığım uzun yılları düşünürsek derdim ne anlatmak ne anlaşılmak. Derdim merak ve kendime sorduğum sorular. Cevaplarını kitaplarda ya da zihnimde aramak.”

GAMZE EFE

edebiyat Ah ilk kitaplar, sanki yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahiptir. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerlidir. Bu heyecana ortağız ve zevkle görünürlüğüne katkı sunmayı kendimize görev addediyoruz.

Röportaj: Gamze Efe – Ümit Yaban

Ümit YABAN: Sayın Gamze Efe ilk kitabınız Yine de Bir Şansımız Olmalıyı kutlarım, Everest Yayınları’ndan elimize geçti.  Gerçeklik ve umut içeren öyküler okuduk, tebrik ederim. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Gamze Efe kimdir?

Gamze EFE: Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederek sözlerime başlamak isterim. Avukatım ancak mesleği yaklaşık yedi yıl önce kendi isteğimle bıraktım. Altı yıldır insani yardım alanında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunda çalışıyorum. Ankara’da yaşıyorum ancak seyahatlerimin yoğunluğu sebebiyle pek çok şehir ikinci evim diyebilirim, uzun zamandır yerleşik değilim ve bunu seviyorum.

Yazmak, daha çok okumak hayatımda hep vardı. Yazmayı bir iş gibi görmeden bendeki yerini korumak önceliğim. Edebiyatla kurduğum ilişki bağlamında kendimi tanıtmak beni biraz zorlayan bir konu. İşimde ya da özel hayatımdaki benden çok farklı bir Gamze var orada. İçeri bakan, sorgulayan, cevapları yazarken arayan ve oldukça sessiz ama epey hareketli. Elimi kolumu bir yere sığdıramadığım bir ilişkilenme biçimindeyim edebiyatla. Aynı zamanda dünyaya, hayata, hepimize dair soruları sansürsüz düşünmeye izin veren bir yer benim için. Gördüklerimi düşünerek ama daha çok da yazarak kendime anlatabiliyorum.

ümit yaban
Ümit Yaban, İlk Ümit röportaj serisinin 18. bölümünde Yazar Gamze Efe’yi ağırlıyor…

Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı?  Yolda bir atölye ya da editörden destek aldınız mı? Bu yolculuğa yeni çıkanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?

Gamze EFE: Kitaplar, yazma eylemi tam olarak hayatımın hangi noktasında başladı, buna tam olarak cevap verebileceğim bir zaman dönemi yok sanırım. Belki şunu söyleyebilirim, lise yıllarında okuma alışkanlığım biraz daha düzene girdi, hukuk fakültesi bunu fazlasıyla besledi. Derin okuma, doğru metinlere ulaşarak nitelikli okuma ve buna bağlı olarak yazmaya cesaret etme sürecim yaklaşık sekiz, dokuz yıl öncesine denk geliyor sanıyorum. Yazdıklarımı insan içine çıkarma, bir nevi insanın daha iyiyi bulma ve hep dahasını isteme güdüsüyle atölyeler de dikkatimi çekmeye başladı. Ethem Baran, Emrah Polat, Fadime Uslu ve Semih Gümüş’ün yürütücülüğündeki atölyelere katıldım. Yazmak ciddi bir emek isteyen bir işçilik ve nitelikli okuma olmadan bu işçiliğe devam edebilmek pek mümkün değil. Dilin kendisini çözmeden, yapı sökümcü bir yaklaşımla irdelemeden sorgulayıcı, rahatsız edici (bunu düşünmeye sevk eden anlamında kullanmak istiyorum) ve nitelikli metinler yazılabileceğine inanmıyorum. Bunu yapabilmek, buna eğilebilmek için de sayısı oldukça az olan edebiyatçılarımızla birlikte bu yolu yürümenin faydalı ve önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple yazmak isteyenlerin bu atölyelerden doğru olanı bulmak koşuluyla faydalanmasının önemli olabileceği kanısındayım.

gamze efe

Ümit YABAN: Yazım ve yayınevi bulma safhalarında zorluklarla karşılaştınız mı? Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?

Gamze EFE: Yayınevlerine ulaşmanın ve kabul sürecinin zor ve sabır gerektiren bir süreç olduğunu söylemeliyim. Dosyamın kitap haline getirilmesiyle birlikte yayımlanma aşamasının tamamlanması arasında toplam bir buçuk sene var. Pes etmeden sabırla beklemek ve yazmaya devam etmek gerek, ben de bunu denedim. 

Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı?  Malum yaşam büyük bir koşuşturma, bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?

Gamze EFE: Günlük yazma rutini oluşturmak yazı işçiliği için önemli, diyebilirim. Fakat bence ondan daha önemli ve öncelikli olanı günlük okuma rutini oluşturmak. Sizin de söylediğiniz gibi yaşam büyük bir koşuşturma ama aslında bu koşuşturmayı fikre dönüştürmek de yazmak isteyenin elinde. Bu çerçevede ben de yoğun bir iş temposu içinde yeri geldiğinde ve biraz da kendimi durduramadığımdan gecelerimi yazıya ve okumaya ayırdım. Bu yorucu ama tatmin edici bir süreçti. Dolayısıyla uzun bir süre geceyi rutinim haline getirsem de sürdürülebilirliği olmadığından yazarken belirli bir rutinim var diyemiyorum şu an. Kurguyu az çok zihnimde oluşturduktan sonra herhangi bir yerde ve zamanda yazabiliyorum.

Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarları gerçekten çok merak ediyorum. Bizimle paylaşırsanız sevinirim. 

Gamze EFE: Birinin adını saymayı unuturum diye bu soruyu cevaplamaktan korkuyorum ancak benim dönüp dönüp okuduklarım arasında şu yazarlar var: Sait Faik, Bilge Karasu, Ethem Baran, Barış Bıçakçı, Vüsat O’Bener, Ferit Edgü, Yusuf Atılgan, Füruzan, Oğuz Atay, Tarık Dursun K., Onat Kutlar, Cemil Kavukçu, Murathan Mungan, Fadime Uslu, Behçet Çelik, Abdullah Ataşçı, Kathrine Mansfield, Raymond Carver, Gospodinov, Philiph Roth, John Cheever, Salinger, Murat Gülsoy, Ayfer Tunç, William Faulkner, Cortazar, Ralf Rothmann, David Constantine, Juan Rulfo, David Vann, Mario Bellatin, Mario Vargas Llosa, Tim Parks, Rachel Seiffert, Samantha Schweblin, Bruna Schulz, Claire Keegan, Grace Paley, Tim Winton öyküleri; Semih Gümüş eleştiri kitapları; Terry Eagleton, Ursula Le Guin, Ricardo Piglia, Robert D. Richardson, Umberto Eco, Roland Fishman, Rianer Maria Rilke, Berger, Cioran, Jung, Lacan, Engin Geçtan, Oruç Aruoba, Byung-Chul Han, Rollo May, Adam Philips denemeleri… Sanırım burada durmam gerekiyor.

gamze efe
Gamze EFE

Ümit YABAN: Sizi izlediğimiz kadarıyla röportaj yapan kişiden, ilk kitabı takiben röportaj veren kişi oldunuz. Hangi tarafta daha rahat hissediyorsunuz kendinizi?

Gamze EFE: Evet, Edebiyat Haber’de 5 sene yazdım, orası bir okul gibiydi benim için. Başka bir söyleşim de de aktardığım gibi, aslında o 5 sene okuduklarımı kenara koymadan sorgulamamı sağladı. Yazarın arzusuyla okurun bundan ne anladığını anlama fırsatı sundu. Değerlendirme yazıları yazarken, söyleşiler yaparken karşı tarafa geçmek ise elbette hayalini kurduğum bir durumdu. Sanırım bulunduğum tarafta daha rahatım ama aynı zamanda bazı sorular karşısında çıplak kaldığımı hissettiğimde huzursuzlanıyorum.

Ümit YABAN: Anlatmak mı, anlaşılmak mı derdiniz? Kimse okumasa yine de yazar mıydınız?

Gamze EFE: Kimse okumadan yazdığım uzun yılları düşünürsek derdim ne anlatmak ne anlaşılmak. Derdim merak ve kendime sorduğum sorular. Cevaplarını kitaplarda ya da zihnimde aramak. Kitabım yayımlandığından bu yana yazdıklarımı henüz kimse görmedi. Şu an için onları açmak gibi bir niyetim de yok. Biraz daha zamanı var, öyle hissediyorum. Dolayısıyla sanırım kimse okumasa da yazarım.

Ümit YABAN: Yine de bir şansımız olmalı yayınlandıktan sonra ah keşke farklı yapsaydım dediğiniz aşamalar oldu mu? Yeni dosya hazırlığınız var mı? Var ise o da öykü kitabı mı olacak?

Gamze EFE: Çok değerli bir editörle çalıştım, Devrim Çakır. Onun sayesinde keşke farklı yapsaydım dediğim hiçbir şey olmadı, diyebilirim. Yeni dosya hazırlığım biraz yavaş ilerlese de var, yazıyorum. Öyküyle devam edeceğim, evet.

Ümit YABAN: Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.

Gamze EFE: Ben de bu fırsatı verdiğiniz için size çok teşekkür ederim.

“İlk Ümit” Röportaj Serisinin Diğer Bölümleri İçin

Lütfen Tıklayınız…

18.11.2023 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın