İlk Ümit: Duygu Terim – Ümit Yaban

14.04.2024 © Novelius Edebiyat - Ümit Yaban

“Aslında Her Şey Yolunda’nın basılı hali yayınevim tarafından gönderilince ağlamak ve kahkaha atmak arasında bocaladım. Kitabı elime aldım, avcumdaki boşluğu dolduracak tek şey buymuş diye düşündüm.”

DUYGU TERİM

novelius Ah ilk kitaplar, sanki yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahiptir. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerlidir. Bu heyecana ortağız ve zevkle görünürlüğüne katkı sunmayı kendimize görev addediyoruz.

Röportaj: Duygu Terim – Ümit Yaban

Ümit YABAN: Duygu Hanım, ilk kitabınız Aslında Her Şey Yolunda’yı kutlarım. Notos Kitap’tan elimize geçti. Her biri ayrı keyifle okunan on üç öykü, kaleminiz daim olsun. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Duygu Terim kimdir?

Duygu TERİM: Tek çocuk olduğumu söyleyerek başlamak, hem bir biyografi metnini çağrıştırması hem kitaplarla kurduğum ilişki açısından kayda değer sanırım. Çalışkan bir öğrenciydim hatta ders çalışmaktan başka bir şey yapmayı beceremiyordum. Ne bir sanat dalına yatkınlığım vardı ne el becerim. Sokakta oyun oynamayı pek bilmezdim. Boş zamanlarında, gazetelerin kupon karşılığı verdiği ansiklopedileri okuyan çocuk klişesinin içindeydim.

Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Finans geçmişinden yazarlığa nasıl uzandı yaşamınız?

Duygu TERİM: Yazma yolculuğu ilkokulda ödev olarak verilen Cumhuriyet şiirleriyle başladı. Yaş geçtikçe boyut değişse de şiir iç dökme alanı olarak hayatımda hep yer aldı. Hem iyi bir şiir okuru olduğumu düşünüyorum hem de şiirlerimi kendime saklamakla doğru karar verdiğimi 


Bankacılıkta onuncu yılıma girmek üzereyken, çoğumuzun kendisine sorduğu “Ben ne yapıyorum, ne için yapıyorum,” sorusunu fazla ciddiye aldım sanırım. Hayatın beni sürüklediği bankacılık mesleğinden ani sayılacak bir kararla ayrıldım, okur olarak devam ettirdiğim yolculuğa yazıyı eklemek istedim.

ümit yaban
Ümit Yaban, “İlk Ümit” röportaj serisinin 28. bölümünde “Aslında Her Şey Yolunda” adlı kitabıyla Duygu Terim’i ağırlıyor…

Ümit YABAN: Yazım ve yayınevi bulma safhalarında zorluklarla karşılaştınız mı? Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?

Duygu TERİM: Yayınevi konusunda birçok çağdaşıma göre şanslıydım. Semih Gümüş’le devam ettiğim Notos Atölye süresince oluşan öykülerim beğenilince, uzun bekleme süreçlerini atlatmış oldum. İyi ki de öyle oldu, her işi yarıda bırakmaya meyyal biri olduğum için yazarlık maceram daha başlamadan bitebilirdi.


Aslında Her Şey Yolunda’nın basılı hali yayınevim tarafından gönderilince ağlamak ve kahkaha atmak arasında bocaladım. Kitabı elime aldım, avcumdaki boşluğu dolduracak tek şey buymuş diye düşündüm.

Ümit YABAN: Yaşanmışlıklar, gözlemlediklerimiz, iç dünyamız yazdıklarımızın bel kemiği olsa da sizin yazarken ilham kaynaklarınız neler oldu?

Duygu TERİM: Dalgın bir insanımdır, konsantre olmam uzun sürer. Öykü yazmaya başladığımda nesnelere daha kolay odaklanabildiğimi, birinin diğerlerinden üzerine sahne ışığı tutulmuş gibi ayrıldığını, gerideki tüm görüntünün bulanıklaştığını fark ettim. Uzun uzun ona baktım, neredeyse her öyküde böyle oldu, nesneler yazmak istediğim fikirle birleşti. İlla bir ilham kaynağı arayacaksak doğru zamanda baktığım nesneler diyebilirim.

Aslında Her Şey Yolunda

Ümit YABAN: Hangi öykünüze kendinizi daha yakın hissediyorsunuz? O öykünüz film olsa oyuncuları kim olsun isterdiniz?

Duygu TERİM: Yazarken karakterlerle duygusal bağ kurmam kendi ayağıma sıkmak demek olurdu, yapmadığımı düşünüyorum. Ama şimdi ilişkimiz bittiğine, geçmişimde hoş birer seda bırakarak beni terk ettiklerine göre rahat olabilirim. Sarı Duvar Kağıdı’ndaki Müge ve öyküsüne başka bir ad vermemi kabul etmeyen Melike benim için özeldir.

Yakın zamanda Jean Seberg’in oynadığı birkaç film izledim, sanırım o yüzden aklıma gelen ilk isim o oldu. Başına buyruk duruşuna hayran kaldığım bir kadın, Sarı Duvar Kağıdı’ndaki Müge ve Melike’ye çok yakışırdı.

Bir de yaşayanlardan örnek vereyim. Demet Evgar, Kocamın Güneşi Terazi Burcu’nda öyküsündeki Nesrin’in, kendisinin bile farkında olmadığı gücünü ortaya çıkarırdı.

Duygu Terim
Duygu TERİM

Ümit YABAN: Düzenli takip ettiğiniz edebiyat dergileri, web siteleri var mı? Önerilerinize seviniriz.

Duygu TERİM: Fotokopicide çoğalttırılmış, sokaklarda satılan fanzinleri özlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum. Yayınlayanların coşkusunu, cesaretini yansıtan fanzinlerin yerini online mecraların aldığını düşünüyorum, memnuniyetle takip ediyorum. Kıyıda köşede kalmış, ben keşfettim dediğim bir adres vermeyi isterdim. Ancak sizin de içinde bulunduğunuz internet sitelerinin isimlerini tekrarlamış olacağım. Oggito, Parşömen, Litera, Ve Veya/ Öykü Gazetesi, Panzehir, İshak, Karnaval, Bizim Çağ Edebiyat ve Yazı İşleri.

Basılı dergilerdense yüzüncü sayısını henüz yayınlamış olan Notos Dergi’nin iyi edebiyat adına sürdürdüğü mücadeleye değinmeden geçemem.

Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler?

Duygu TERİM: Klasikler diye çok genel bir tarif vermiş olacağım ama onlardan vazgeçemiyorum. Charles Dickens’ı, Jack London’ı, Oscar Wilde’ı – örnekleri çoğaltmak mümkün- defalarca okuyabilirim. Keşke ben yazsaydım dediğim çok metin oluyor, ama bunu ondan başkası yazamazdı dediğim, beni okurken oturduğum yerden kaldıran Leyla Erbil, Sevim Burak, Latife Tekin ve Cem Akaş’ın isimlerini anmalıyım. Jonathan Safran Foer, Ralf Rotmann, David Constantine bende çok yer etmiş diğer isimler.

ümit yaban
Ümit YABAN

Ümit YABAN: Kimsenin okumayacağını bilseniz yine de yazar mıydınız?

Duygu TERİM: Yazmaya okunmak için başladığımızı düşünmüyorum, bir arayışın sonucu oluyor çoğu zaman yazmak. Aksi de doğru değil, okurun karşısında çıkmayı arzu ettiğimiz gerçeğini göz ardı etmiyorum. Bu karışık fikirler içinde en net bildiğimse, kimsenin okumayacağını düşünseydim ya da isteseydim günlük yazardım.

Ümit YABAN: Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.

Duygu TERİM: Söyleşi serinizde Aslında Her Şey Yolunda’ya yer verdiğiniz için Novelius Edebiyat’a ve size teşekkür ediyorum.

“İlk Ümit” Röportaj Serisinin Diğer Bölümleri İçin

Lütfen Tıklayınız…

13.04.2024 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın