2024 Edebiyat Soruşturması –  Bölüm 29 – Ebuzer Kalender

29.12.2024 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

29. Bölüm: Ebuzer Kalender

edebiyat Editörün Notu: 2024 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

Soru 1:

2024 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?

Cevap 1:

Bu senemi daha çok yerli öykücülere ayırdım. Okuduklarım arasından Fatih Selvi’nin “Kavanoz Fenomeni” ve Hicret Birlik’in “Yedi Yılanlı Kavuk”u oldukça tatmin ediciydi.

Soru 2:

2024 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize 2024 yılı panoramanızı çizer misiniz?

Cevap 2:

Kasım ayında ilk öykü kitabım DÜŞ BERBERİ Metinlerarası etiketiyle çıktı. O yüzden yazma eylemi açısından tatmin edici bir sene olduğunu söyleyebilirim. Bir yandan da akademik çalışmalar derken bu sene okumaya kâfi derecede vakit ayıramadım ne yazık ki.

Soru 3:

Türk Edebiyatı mı, Türkçe Edebiyat mı? Türkiyeli Edebiyatı mı?.. 2024’te de ısıtılıp önümüze konulan bu kavram kargaşası hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Nedir doğrusu?

Cevap 3:

Bu tartışmalar bana anlamlı gelmiyor. Ama ben Türk Edebiyatı demeyi tercih ederim. 

Ebuzer Kalender

Soru 4:

Son on yılda yayımlanan verilere baktığımızda, kitap okumak, ihtiyaçlar hiyerarşimizin 235. sırasında kendine yer bulabilmiş. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan vaktin günlük ortalama 5 dakika ile sınırlı olduğunu da düşünürsek, çıkan sonuca hiç de şaşırmamalı.

Gelelim sorularımıza…

Kitaba ve okumaya olan talebin bu denli kısır, entelektüel beğenilerin de bu denli diplerde olduğu bir ülkede “yazma” motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?

Yayımlanmayacağını, kimsenin okumayacağını bilseniz de yine de yazar mıydınız?

Cevap 4:

Yazmak aslında anlatmanın başka bir yolu. Karşında dinleyen olmayınca bu da kendi kendine konuşmak oluyor. Kendi kendine konuşana da deli diyorlar. O yüzden ülkemizde yazar olmak biraz deli işi. Zaman zaman motivasyonu kaybetmemek elde değil. Lakin her şeye rağmen yazmak lazım. Kendi adıma popülerlik ve çok satmak kaygılarını aştığımı söylemek isterim. Bu da bana kısmen rahatlık veriyor. Amacım motivasyonumu kaybetmeden yazmaya devam etmek. Bir gün pes eder miyim bilmiyorum, zaman gösterecek.

 

Soru 5:

Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2025 Yılından beklentileriniz nelerdir?

Cevap 5:

Popüler kültürün ve lobiciliğin bu denli ön planda olduğu bir ortamda açıkçası beklentim yüksek değil. Zaman zaman biz de bu kültürün parçası oluyoruz ne yazık ki. Okuma oranları oldukça düşük, görsel ön planda. Tabi burada biz yazarlar tarafından ne kadar nitelikli iş üretildiğinin de sorgulanması gerekiyor. Yazarların yanı sıra birçok yazma meraklısı mevcut. Bunca iş arasından sıyrılmak kolay değil. Diğer yandan olaya ticari yaklaşan yayınevi çok fazla. Böyle olunca işin niteliğinden çok ne kadar satacağıyla, yazarın takipçi sayısı ya da bağlantılarıyla ilgileniyorlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen az da olsa iyi bir okur kitlesi her zaman olacak. Sadece onlar için bile yazmaya değer.

 

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

29.12.2024 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın