28.12.2024 © Novelius Edebiyat
Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
28. Bölüm: Esra Yüksel
Editörün Notu: 2024 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...
Soru 1:
2024 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?
Cevap 1:
Aslında bilinçli bir tercih olmasa da son dönemlerde okuduğum ve hatta izlediğim ne varsa bir şekilde Güney Kore’ye çıkardı yolumu. Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü’nü de alan yazar Han Kang’ın Vejetaryen ve Çocuk Geliyor kitaplarının ardından Veda Etmiyorum da unutulmazlar arasında yerini aldı. Yine Güney Koreli yazar Bora Chung’un Lanetli Tavşan’ı ve Kim Young-Ha’nın Bir Katilin Güncesi kitapları bu yıl okuduğum en iyi kitaplardandı. Ayrıca Veronica Raimo’nun Yalan Dolan’ı, Eva Baltasar’ın Permafrost’u ve Jamaıca Kincaid’in Annemin Otobiyografisi benim için en iyiler arasındaydı.

Soru 2:
2024 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize 2024 yılı panoramanızı çizer misiniz?
Cevap 2:
2024 yılı benim için özel bir yıldı çünkü ilk romanım Suretler İzler Gölgeler, Romanoku Yayınları tarafından yayımlandı ve okuyucuyla buluştu. Okuyucudan gelen kıymetli yorumlar da aslında yepyeni yazılar için en büyük motivasyon kaynağım diyebilirim. Ayrıca Varlık Dergisi, İshak Edebiyat, Mahal Edebiyat, Edebiyatist gibi birçok basılı ve dijital mecrada öykülerim yayımlandı. Cumba Edebiyat Öykü Yarışması 3.’lük ödülüne lâyık görüldüm. Tüm bunlar benim için çok kıymetliydi. Şimdiyse tamamlanmak üzere olan öykü dosyamın çalışmalarına ağırlık vermiş durumdayım.
Soru 3:
Türk Edebiyatı mı, Türkçe Edebiyat mı? Türkiyeli Edebiyatı mı?.. 2024’te de ısıtılıp önümüze konulan bu kavram kargaşası hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Nedir doğrusu?
Cevap 3:
Sık sık ısıtılarak önümüze getirilen bu tartışmayı doğrusu son derece suni buluyorum. Edebiyatın evrensel olduğuna inanıyorum ve bu tür politik tartışmaların edebiyatın “öz”üyle çeliştiği kanısındayım. Çünkü edebiyat bize din, dil, ırk gibi kavramlarla sınırlandırılamayacak geniş bir perspektif sunar. Zaten bu sınırsızlık nedeniyle de büyülüdür. Benim kullandığım kavramsa Türk Edebiyatı’dır. Nasıl ki Rus Edebiyatı, İngiliz Edebiyatı, Alman Edebiyatı varsa bu da Türk Edebiyatı’dır.

Soru 4:
Son on yılda yayımlanan verilere baktığımızda, kitap okumak, ihtiyaçlar hiyerarşimizin 235. sırasında kendine yer bulabilmiş. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan vaktin günlük ortalama 5 dakika ile sınırlı olduğunu da düşünürsek, çıkan sonuca hiç de şaşırmamalı.
Gelelim sorularımıza…
Kitaba ve okumaya olan talebin bu denli kısır, entelektüel beğenilerin de bu denli diplerde olduğu bir ülkede “yazma” motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Yayımlanmayacağını, kimsenin okumayacağını bilseniz de yine de yazar mıydınız?
Cevap 4:
“Okumak mı yazmak mı?” diye sorulsa hiç şüphesiz okumayı seçerim. Çünkü okumak benim için yemek yemek gibi, uyumak gibi olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Yazmaksa hayatı okumanın, insanları okumanın, kitapları okumanın getirdiği doğal bir süreç, bir taşma hâli gibi. Bu yüzden yazarken okunup okunmayacağını hiç düşünmem. Uzun yıllar boyunca da asla yayımlamayacağım yazıları, yazmaya “ihtiyacım” olduğu için yazdım. Kimse okumayacak olsa bile bir hikâye zihnimde belirdiğinde ve kendini dayattığında yazmadan rahat edemem.
Soru 5:
Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2025 Yılından beklentileriniz nelerdir?
Cevap 5:
Aslında son yıllarda, özellikle pandemi sonrası nitelikli edebiyat ortamlarının hızla arttığını görebiliyoruz. Yazı atölyeleri, okuma grupları, dijital içerikler… Bu ortamların daha verimli bir hâle gelmesi içinse eleştiriye daha fazla yer açılması gerektiğini düşünüyorum. Dozunda eleştiri bizi besler ve büyütür, şekillendirir. Farklı tekniklerle, farklı bakış açılarıyla yazılmış metinleri eleştirel bir zihinle okumanın da nitelikli edebiyata ulaştıran en kısa yol olduğunu kanısındayım.
Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…
28.12.2024 © Novelius Edebiyat

