2024 Edebiyat Soruşturması –  Bölüm 24 – Enver Karahan

22.12.2024 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

24. Bölüm: Enver Karahan

edebiyat Editörün Notu: 2024 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

Soru 1:

2024 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?

Cevap 1:

Mümkün olduğunca takip etmeye çalıştım. Merak edipte not aldığım çok sayıda kitap var. İçlerinden edindiklerim de oldu. www.besincisanat.com sitesinin yöneticiliğini yaptığımdan dolayı, çok sayıda kitap tanıtımı ve incelemesi gerçekleştirdim. 

Soru 2:

2024 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize 2024 yılı panoramanızı çizer misiniz?

Cevap 2:

2024 yılı benim için daha çok yazma ağırlıklı geçti diyebilirim. İlk kitabım ‘’Zamana Yenik Düşler’’ (şiir) ve ikinci kitabım ‘’Bir Yanılsamanın Tragedyası’’ (öykü) adlı kitaplarımın ardından üçüncü kitabımın yazım süreciyle meşgul oldum. Ayrıca ‘’Beşinci Sanat’’ (www.besincisanat.com) oluşumuna dair yeni projeler geliştirmek için çalışmalar yürüttüm. İleriki zamanlarda Beşinci Sanat’ı basılı dergi olarak edebiyatseverlerle buluşturmak için bir takım girişimlerde bulundum.

Soru 3:

Türk Edebiyatı mı, Türkçe Edebiyat mı? Türkiyeli Edebiyatı mı?.. 2024’te de ısıtılıp önümüze konulan bu kavram kargaşası hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Nedir doğrusu?

Cevap 3:

Son günlerde gittikçe artan bir tartışma. Karşılıklı atışmalar, örneklendirmeler ve yer yer hakarete varan söylemler, sosyal medyada sıkça karşıma çıkmaktadır. Konuya hakim olanın da katıldığı, olmayanın da dahil olup birkaç cümleyle fikrini beyan ettiği, gittikçe önemli bir sorun haline gelmeye başlayan ve üzerinde ciddi bir şekilde bir fikir birliğine varılması gerektiğini düşündüren bu konuya, politik/ideolojik bağlamından sıyrılarak, dil/edebiyat bağlamında yaklaşılması gerektiğine inanmaktayım.

Farklı görüşlere ait bir konu hakkında tartışmanın önemli olduğu kanaatindeyim. Farklı düşünceler ve farklı bakış açıları, düzeyli bir şekilde ilerlerse, mutlaka ortak paydada buluşmuş oluruz. Fakat bu durum kimlik savaşına dönüşürse, ne bir uzlaşı sağlayabiliriz; ne de edebiyatımızın gelişmesi noktasında bir yararımız olabilir.

Üzerinde durulması gereken sözün doğru kullanılıp kullanılmadığıdır ve ne kadar kapsayıcı olduğudur. Ayrıca her kullanım birbirini ne kadar dışlar, ya da dışlar mı? Önce bu soruyu sormamız gerekir. Acilen ortak bir fikir birliğine varılması kanaatindeyim, yoksa bu konuya takılıp kaldıkça ayrışmalar ve çatışmalarla edebiyatımızın zarar görmesi kaçınılmazdır.

Enver Karahan

Soru 4:

Son on yılda yayımlanan verilere baktığımızda, kitap okumak, ihtiyaçlar hiyerarşimizin 235. sırasında kendine yer bulabilmiş. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan vaktin günlük ortalama 5 dakika ile sınırlı olduğunu da düşünürsek, çıkan sonuca hiç de şaşırmamalı.

Gelelim sorularımıza…

Kitaba ve okumaya olan talebin bu denli kısır, entelektüel beğenilerin de bu denli diplerde olduğu bir ülkede “yazma” motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?

Yayımlanmayacağını, kimsenin okumayacağını bilseniz de yine de yazar mıydınız?

Cevap 4:

Yayımlanmayacağını veya kimsenin okumayacağını bilsem, yine de yazardım. Bu, üzerinde hiç düşünmeden cevap verebileceğim bir soru. Benim yayımlanmış iki kitabım var, fakat yayımlamaya değer gördüğüm veya görmediğim çok sayıda yazım mevcut. Yazınca kendimi iyi hissediyor ve ayrıca düşünce ufkumu genişletiyorum. İnsanın kendisini ifade etmesinin en iyi yoludur diyebilirim. Okumak nasıl ki insanı geliştirirse, yazmakta insanın gelişimine katkı sağlar.

Bilinç ve bilinçaltımızdaki duygu, düşünce ve imgeler yazı yoluyla somutlaşır. Topluma kazandırmakta bunun en güzel sonucudur. Tabi ki kitaba olan talebin az olması, toplumun gelişimini olumsuz etkilemektedir. Yine de umutluyum. Çocuk edebiyatı kitaplarındaki artış ve bu kitaplara olan yoğun ilgiyi gördükçe, geleceğe dair umutlanmaktayım.

Soru 5:

Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2025 Yılından beklentileriniz nelerdir?

Cevap 5:

Nitelikli edebiyat denilince ilk akla gelen, dil kullanımının güçlü ve yerinde olmasıdır. Ama bana göre en önemlisi farklı okumalara yöneltiyor olmasıdır diyebilirim. Tabi bunun için de nitelikli bir okurdan bahsetmemiz gerekecektir. Ne yazık ki maddi olarak kitaba ulaşımın zorlaştığı bir zamandayız. Bunun en temel sebebi de ekonomik sıkıntılardan ötürü önceliklerimizin değişmesidir. Ekonomik kaygılar her alanda olduğu gibi, edebiyat ortamında da etkisini göstermektedir. Sektöre en fazla yatırım yapan yayıncılar olduğu için, en çok sıkıntıyı da onlar çekmektedir. Maliyet artışları yayıncıları seçici olmaya yöneltmektedir. Bu da edebi değeri olan eserleri olumsuz etkilemektedir. Ekonomide yaşanan olumsuzluk nasıl ki yayınevlerini etkiliyorsa, bunun yazara ve okuyucuya yansıyor olması kaçınılmazdır. Özellikle bizi yönetenlerin bu sorunu dert olarak benimsemeleri ve önemsizleştirmemeleri sorunun en temel çözümüdür.

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

22.12.2024 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın