11.12.2024 © Novelius Edebiyat
Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ
10. Bölüm: Dr.Defne Çizakça
Editörün Notu: 2024 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...
Soru 1:
2024 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?
Cevap 1:
Eski kitaplar da en az yenileri kadar heyecan verici benim için. Genelde okuma listelerimi yayın yılına bakmadan, sevdiğim konulara eğilen romanlarla dolduruyorum ama tesadüflerin ve kitapçıların büyüsü kaçınılmaz. Dikkatimi çeken birçok harika kitap oldu bu sene. En sevdiğim üç tanesini paylaşmak isterim:
Esra Kahya’nın öykü derlemesi Benim Rüyalarım Hep Çıkar ile başlayayım. Hikâyelerinin her biri efsunlu ve karanlık. Batıl inançlar birbirine bağlıyor karakterleri. Yavaş okunması, hazmedilmesi gereken bir kitap çünkü tecavüz, kumalık, devşirmelik gibi zor konuları işliyor. Dili oyunbaz ve zengin. Ayrıca Seda Mit’in kapak tasarımı da başlı başına bir masal bence.
2024’te beni en çok etkileyen roman Venezuela’lı yazar Rodrigo Blanco Calderón’un Simpatía’sı oldu. Henüz dilimize çevrilmedi, ben İspanyolca okudum. Venezuela, içinde bulunduğu politik durumdan dolayı 8 milyon göç vermiş bir ülke. Kitap aslında bu çöküşü anlatıyor ama insanların değil, geride kalan köpeklerin gözünden. Ne yazık ki bu sene ülkemizde değiştirilen kanunlarla hayvanlara edilen eziyetlerin benzerleri orada da yaşanmış. Her açıdan çürümüş bir düzen içinde, o düzene rağmen masumları korumaya çalışan karakterleri anlatıyor Calderón. İç parçalayan detaylarla dolu, ibretlik bir kitap.
Bir diğer favorim Samantha Harvey’nin Orbital’ı. Booker ödülünü henüz kazanmadan okuma fırsatım oldu. Harvey, vahşi doğayı, el değmemiş yerleri seven, araştıran bir yazar. Alzheimer ve uykusuzluğun bizi götürdüğü gizemli mekânları incelemişti diğer kitaplarında. Orbital, dünyayı çok uzaklardan izleyen altı astronotun hikâyesi. Pandemi sırasında yazılmış. Evlere kapandığımız o uzun ve yalnız aylar boyunca uzayı ve uzaydan nasıl göründüğümüzü hayal etmiş Harvey. Adeta bir kamera gibi bazen incelediği nesne, insan ve doğa parçalarına yakınlaşması, kimi zaman da onları kuş bakışıyla seyretmesi ve altı karakterin farklılıklarıyla birbirlerini tamamlamaları bana Virginia Woolf’un Dalgalar’ını hatırlattı.

Soru 2:
2024 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize 2024 yılı panoramanızı çizer misiniz?
Cevap 2:
Benim için kitaplar açısından çok güzel bir seneydi 2024. Haziran ayında büyülü gerçekçi romanım Melankolik Cinler Kılavuzu çıktı İthaki Yayınları’ndan. Uzun zamandır kalbimin en sıcak köşesinde duran bir projeydi Melankolikler. Yayınlandıkları gün hem çok mutluydum hem de duygu yoğunluğundan bol bol ağladım.
Yılın geri kalanında iki kitabım daha yayın sürecine girdi. Birincisi, yaratıcı yazarlık üzerine bir baş ucu kitabı. Sıdıka Hanım’ın Büyüleri bilinçdışıyla buluşmamıza vesile olacak atölye çalışmalarından oluşuyor. Doktora sürecimde ve yıllar içinde ders verirken geliştirdiğim pratik tekniklerle dolu. İlham perileriyle iletişime geçmek isteyenlere arkadaş olacağını umuyorum.
İkincisi ise feminist masallardan oluşan, üç dilli bir derleme, ismi Ansuz. Türkçe ve İngilizce yazdığım masallarımı Erika Cosenza İspanyolca’ya çevirdi. Kitap yeni yılda Barselona’da basılacak ve ülkemizde de satışa sunulacak. Çok heyecanlıyım.
Soru 3:
Türk Edebiyatı mı, Türkçe Edebiyat mı? Türkiyeli Edebiyatı mı?.. 2024’te de ısıtılıp önümüze konulan bu kavram kargaşası hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Nedir doğrusu?
Cevap 3:
Naçizane görüşüm en doğru ve basit seçeneğin Türkçe Edebiyat olduğu yönünde… Türkçe yazan herkes Türk olmayabilir ve Türkiyeli edebiyatı Türkçe dışındaki dilleri de içerir. Ayrıca yurt dışında yazılmış ve yazılacak harika Türkçe edebiyat örnekleri de var. Yani Türkçe Edebiyat isteyen herkesi içine aldığı, ayrışmak isteyen yazar ve şairlere de alan açtığı için bence en uygun kavram.

Soru 4:
Son on yılda yayımlanan verilere baktığımızda, kitap okumak, ihtiyaçlar hiyerarşimizin 235. sırasında kendine yer bulabilmiş. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan vaktin günlük ortalama 5 dakika ile sınırlı olduğunu da düşünürsek, çıkan sonuca hiç de şaşırmamalı.
Gelelim sorularımıza…
Kitaba ve okumaya olan talebin bu denli kısır, entelektüel beğenilerin de bu denli diplerde olduğu bir ülkede “yazma” motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Yayımlanmayacağını, kimsenin okumayacağını bilseniz de yine de yazar mıydınız?
Cevap 4:
Evet, 235. sıra gerçekten de çok gerilerde… Ama bence edebiyata aslında ne kadar da çok ihtiyaç duyduğumuzun farkında değiliz. Hayatlarımızdaki tüm zorluklara rağmen öykülerin, asla tanışmayacağımız karakterlerle empati kurmanın bize iyi geldiğini hissediyorum. Kitaplar, paltomuzun cebine sığabilen, sevdiklerimizle paylaşıp çoğaltabileceğimiz ufak mucizeler aslında. Yazmak ve okumak farklı dünyalarda yaşamak olasılığını sunuyor bize, boğucu gerçeklerden kimseye zarar vermeden kaçabiliyoruz sayelerinde. Sanırım tam da bu yüzden yazma şevkini kaybetmiyorum. Melankolik Cinler Kılavuzu’nun karışık ve uzun bir yayın süreci oldu. O belirsizlik döneminde hayal kurma isteğim dinmedi, ikinci ve üçüncü kitaplarımı yazdım.
Soru 5:
Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2025 Yılından beklentileriniz nelerdir?
Cevap 5:
Bu gerçekten de çok güzel ve önemli bir soru. Acaba yayınevlerinin yazarlarını tanıtmak konusunda daha aktif bir rol oynamaları edebiyat gündemini zenginleştirir mi? Çoğumuz utangaç varlıklarız. Arka planda kalmayı, bir odaya çekilip yazmayı tercih ediyoruz ve birçok kitaptan bu sebeple yeteri kadar kişinin haberi olmuyor. Romanların tanıtımı konusunda yapılacak her türlü destek çok değerli. Şu an yazarlar ve okurlar arasındaki en incelikli köprüyü kitap kulüpleri kuruyor. İyi ki varlar!
2025’e gelince: beni şaşırtacak, derinden etkileyecek, hem okur hem de yazar olarak kendimi geliştirmeme yardımcı olacak yeni kitaplar okumayı diliyorum. Yepyeni bir romanın taslağını bitirmeyi bir de.
Umarım hepimiz için sağlıklı, bol kahveli ve kitaplı bir yıl olur 2025. Mutlu seneler!
Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…
11.12.2024 © Novelius Edebiyat

