mehmet bahçeci

2023 Edebiyat Soruşturması – Bölüm: 17 – Cabir Özyıldız

23.12.2023 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

17. Bölüm: Cabir Özyıldız

edebiyat Editörün Notu: 2023 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

Soru 1:

2023 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize Cabir Özyıldız‘ın 2023 yılı panoramasını çizer misiniz?

Cevap 1:

Açıkçası üretim açısından bu yıl kendimden hayli ümitliydim. Ocak ayı bu programa koşut ilerledi. Yazılacak onca yazı ve okunacak bir hayli kitap vardı, hedeflerime uygun hareket ediyordum. Fakat Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketi bütün bu yapmak istediklerime elimde olmayarak ket vurdu. Hem deprem bölgesinde yaşayan hem de yıkımı yerinde gören bir yurttaş olarak ruhsal açıdan olumsuz etkilendim. Ardından gelen seçim süreci, ekonomik zorluklar derken üstüne bir de ilk kitabım Eski Zaman Türküsü’nün çıkmasıyla yılın başında hedeflediğim amaçlarımın hayli gerisinde kaldım.

Sonuç olarak bu yıl hayli verimsiz geçti. Fakat önümüzdeki yıldan kendi adıma oldukça umutluyum.

cabir özyıldız

Soru 2:

2023 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?

Cevap 2:

Yukarıda da belirttiğim üzere bu yıl yaşadıklarımızdan ötürü yeni çıkan kitapları takip etme hususunda maalesef geri kaldım. Ama yine de büsbütün kopmamaya çaba harcadım. Okuduklarım içerisinde en çok etki bırakanlar arasında; Türk edebiyatından, M. Özgür Mutlu’nun Güzel Seferler Süvarisi, Türker Ayyıldız’ın Sin, Onur Çalı’nın Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler, dünya edebiyatından ise Halid Halife’nin Ölmek Zor İş kitaplarını sayabilirim. 

Soru 3:

2023 Yılı edebiyat tartışmaları yönünden de hararetli bir yıl oldu. Tartışmalarda şu üç başlığın öne çıktığını görmekteyiz; birincisi, kitaplara yönelik sansür uygulamasıydı, bir diğer tartışma çeviri eserlerde yapay zekâdan yararlanılmasıydı. Ve üçüncüsü de aslında hep var olan ve dönem dönem alevlenen intihal konusunda yapılan tartışmalardı…

Bu üç başlıktan dilediğiniz biri hakkındaki değerlendirmelerinizi paylaşır mısınız?

Cevap 3:

Ben müsaadenizle kısaca intihal konusuna değinmek istiyorum. Aslında edebiyatın varoluşundan bu yana tartışılan bir konudur, intihal. Sanatın tüm dallarında (özelde edebiyatta) ürün veren kimseler hem kendi öncüllerinden hem de çağdaşlarından etkilenebilir, onlara öykünebilirler. Fakat etkilenmek/öykünmek başka şeydir, birebir alıntılamak, kopyalamak başkadır. Bilindiği üzere üç aşağı beş yukarı yazılacak şeyler genelde benzerlikler taşır. Aşk, ölüm, yalnızlık, toplumsal olaylar, ayrılık, anlam arayışı vb. Sanatçıyı (yazarı) diğerlerinden farklı kılacak şey, eserini yaratırken ki üslubu, dili kullanışı, düşünüş biçimi, dünyayı, insanları, olayları kavrayış şekli ve bütün bu özellikleri yazdığı esere yansıtımıdır. Yazar yukarıda saydığım özelliklere sahipse zaten ne intihale ihtiyaç duyar ne de bu suçlamayla karşı karşıya gelir.

Soru 4:

Okumayı hep düşlediğiniz, ama bir türlü elinizin varmadığı, dolayısıyla da sürekli ertelediğiniz o kitaplara gelelim… Bu kitaplardan 2023’te, “Nihayet okudum,” dedikleriniz var mı? Okuma deneyiminizden kısaca bahseder misiniz?

Cevap 4:

Dürüst konuşmak gerekirse edindiğim, okumayı çok istediğim fakat en uygun zamanı kolladığım kitapların hiçbirini bu yıl okuyamadım.

Soru 5:

Deprem, ekonomik kriz ve savaşların gölgesinde yiten “sevimsiz” bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2024 sizce neler getirir, nasıl bir yıl olur? Yeni yıldan neler bekliyorsunuz? 

Cevap 5:

Bugünden baktığımızda bizi hiç de iç açıcı bir yeni yıl beklemiyor. Açgözlü kapitalizm durmadan doğanın dengesiyle oynayıp doğayı ve onun ve içinde yaşayan canlıları geri dönüşü olmayan bir sona doğru sürüklüyor. Bu durumdan kaynaklı doğal felaketler önümüzdeki yılda da karşılaşacağımız olasılıklar arasında. Dahası kırılgan, laçka bir ekonomik sisteme sahip ülkemizde gelir dağılımındaki uçurum, sömürünün gitgide daha da vahşileşmesi, büyük kitlelerin alım gücünün günden güne düşmesi yalnızca günlük iaşe derdine düşmüş büyük bir toplumsal kitle yaratıyor. Bu durum insanların sosyal, kültürel yaşamdan, sanatsal katılımlardan uzaklaşmasına yol açıyor. Genelde durum böyleyken edebiyat dünyamızı da yukarıda saydıklarımdan bağımsız düşünemiyorum. 2000 sonrası gitgide düşen okuma oranlarından, kâğıtta dışa bağımlı hale getirilmiş olmamızdan kaynaklanan fahiş fiyatlardan, teknolojinin insanları dijital oyalanma araçlarına yöneltmesine kadar bir dizi sorundan kaynaklı genel anlamda edebiyatımızın hali de pek iç açıcı değil.

Açıkçası her yeni yılın bir öncekini arattığı bu dönemsel koşullar altında yeni yılın bize çok da olumlu şeyler getireceğini sanmıyorum.

Yukarıda saydığım bütün olumsuzluklara rağmen kendi adıma şöyle düşünüyorum; Gerçekçi fakat karamsar değilim. İnsanın olduğu her yerde mutlaka umut vardır. Çünkü umut olmadan ne bu acımasız çağa katlanır ne de edebiyat yapabiliriz.

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

23.12.2023 © Novelius Edebiyat

Bir Cevap Yazın