EDEBİYAT ÖDÜLLERİ GEREKLİ Mİ?

 Novelius Edebiyat olarak, edebiyatın doğası gereği, edebi eserlerin asgari düzeyde bile adilane bir şekilde seçilemeyeceğine inanıyoruz. Hele hele Türkiye gibi her alanda ciddi ahlaksal sıkıntılar yaşayan etik fukarası ülkelerde düzenlenecek yarışmaların asla ve asla adil olamayacağını öngörmüyor, adımız gibi biliyoruz.

Aslında ne oldu?

Kaçıranlar için ya da niye böyle bir yazıya gereksinim duyduğumuzu merak edenler için son birkaç günlük süreci özetleyelim:

18 Mart 2022 Günü, beş kategoride verilecek Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri’nin 10’ar eserlik uzun listeleri kamuoyuyla paylaşıldı. 483 Eserle başvurulan yarışmada, ön elemeyi geçen 50 eser yoluna devam ediyor. Uzun liste diye de anılan bu 50 eser, yeni bir elemeye tabi tutulup sayıları 25’e indirilecek ve finale kalmayı başaran 25 eser, ‘kısa liste’ adıyla 29 Nisan 2022 tarihinde duyurulacak. (Muhtemelen bir tantana da o vakit kopacak) Ve nihayet 31 Mayıs 2022 Tarihine gelindiğinde, kazanan eserlerin hangileri olduğu belli olacak ve 2022 Yılı Vedat Türkali Edebiyat Ödülleri (inşallah kazasız belasız) sahiplerini bulmuş olacak.

Tekrar gelelim bugünümüze… 5 Ödül kategorisinde, ön elemeyi geçen, 50 eserlik uzun listeler 18 Mart günü açıklandığından bu yana sosyal medyada, özellikle de twitter’da hararetli bir tartışmadır, hakaretamiz bir atışmadır aldı başını yürüdü. Bir şekilde edebiyat dünyasının içerisinde kendisine yer bulmuş, kimini az, kimini çok tanıdığım; yazar, editör, okur ve hatta yayıncılar, edebiyat ödüllerinin adil bir şekilde verilip verilmediğine ilişkin hararetli bir tartışmanın ateşli figürleri olup çıktılar.

Novelius Edebiyat olarak kör dövüşüne bezettiğimiz bu tartışmalara ve bu tartışmalarda ileri sürülen görüşlere yönelik bakış açımız şu şekildedir:

1- İnsanlar birbirlerine kırıcı yorumlarla yükleniyor da olsalar, hiç değilse edebiyat ortamına bir canlılık geldiği aşikâr. Bu yönüyle en azından edebiyatın önemli bir mesele olarak ortaya konulması ve üzerine konuşuluyor, tartışılıyor olması sevindirici.

2-Daha önce ödül almış yazarların tutumu, ödül mekanizmasının sağlıklı çalıştığı yönünde. Ödül alamayanların ise tam tersi. Bu aslında gayet doğal değil midir? Yazdığınız romanlardan biri ya da birkaçı muhtelif tarihlerde muhtelif ödüllerle onore edilmiş olsaydı, ödüller taraflı veriliyor iddiasını destekler miydiniz?

3- Tartışmalar maalesef “genel tespitler” üzerinden değil, mahalle maçlarını ya da çarşı Pazar kavgalarını andırır biçimde “kişiler” üzerinden yapılıyor. Bu çok saçma ve çocukça bir durum.

4- Eserlerini okuyup beğendiğim, başarılı bulduğum, az çok tanıdığım, tanıştığım hatta bazılarına büyük bir hayranlıkla sevgi duyduğum yazarlar var. Şimdi bu kıymetli yazarların ödüllerine de çok haksız biçimde halel getiren bir tartışmadır yaşanıyor. Onlar açısından ne yazık ki, bu da sürecin doğal bir parçası.

5- Ödüllerin (şanslı) birilerinin önünü açtığı çok açık. Diğerleri başının çaresine baksın Altta kalanın canı çıksın misali. Yani şunu demek istiyorum: birkaç tane kazanan belirleyeceksiniz diye aslında yarışmaya başvuran belki de yüzlerce yazarın kaybettiğini tescillemiş olmuyor musunuz? Kazanan birkaç kişiyi onore ederken, aslında yüzlerce kaybeden yaratmış olmuyor musunuz?

6- Edebiyat gibi iki artı iki eşittir dört denemeyecek kadar belirsiz, oldukça sofistike, kısmen göreceli ve alabildiğine soyut bir alanda hangi jüriyle hangi kriterleri gözetip tam olarak adil bir karar verebilirsiniz ki? Soruyorum sizlere, bunu değil siz, Flaubert, Tolstoy ve Goethe’den oluşan seçkin bir kurul mezarlarından hortlayıp gelse yapabilir mi? O halde neyin ödülünü kime veriyor ya da neyin ödülünü kimlerden esirgiyorsunuz?

7- Bir eleştiri de kendimize yapalım. Zaman zaman bu sitede yazar röportajları, kitap incelemeleri ve makaleler yayımlıyoruz. Fakat maalesef bizim de olaya bakışımız şu şekilde: Falan yayınevinden eseri basılan yazar, filan ödülleri almış yazar şeklinde bir tanıtım, bir söylem içerisine giriyoruz. Ki, bu da son derece yanlış bir tutumdur. Kısacası hepimiz az ya da çok etiket peşindeyiz. Hadi burası ticari kaygılarla kurulmuş bir platform değil. Tamamen safiyane hislerle bir edebiyat yüküdür sırtlanmış gidiyoruz, son derece masumuz yani, fakat bir de büyük yayınevlerinin sahne aldığı işin endüstriyel boyutu var. Onların bizim kadar masum olduklarını sanmıyorum.

8- Geri zekâlıya anlatır gibi anlatalım. X Ödüllerinin jürisinde Bay A olsun. Bu Bay A’nın önüne 3 tane eser koysunlar. Desinler ki, “hadi birini seç” Finale kalan bu üç eserin yazarları da Ayşe, Hatçe ve Orhan olsun. Juri üyesi Bay A ile finalde yarışan Orhan sıkı dostlarmış meğerse… Kıran kırana geçen final oylamasında da talihsizlik bu ya, oy eşitliğini bozup kazananı belirleyecek “kutsal oy” Bay A kulunun oyu oluversin. Soru gayet basit: Juri koltuğuna kurulan Bay A, aynı pilava kaşık soktuğu, kankası Orhan’ı mı seçer yoksa Orhan dururken, Ayşe’yi ya da Hatçe’yi mi seçer? Saf olmayalım lütfen. Bay A’nın kimi seçeceği çoktan belli. Welcome to Turkey.

9- Teknoloji çağında yaşıyoruz, madem işin içine jüri girince ödüllerin üzerine gölge düşüyor o halde jüriyi devre dışı bırakıp internet üzerinden halkın oylayarıyla kazananların belirleneceği bir yarışma formatı düzenlesek olmaz mı?.. Daha geçenlerde Kayıp Rıhtım sitesinde böyle bir formatla ödüller verildi. Kazananlara hayırlı uğurlu olsun. Çevresi geniş olanlar, moda tabirle ‘kitle’ si olanlar, bir, sıfır değil, beş sıfır değil, on sıfır önde başladılar yarışmaya. Çevresi olmayan gariplerim de yutkundular. Yine tam bir adalet tesis edilemedi yani.

10- Bir şey iyiyse iyidir. Ödül vererek ya da başka tür cilalama yöntemleriyle, zaten iyi haldeki o şeyi daha iyi yapamazsınız. Bugüne kadar ödül almış yazarlara soruyorum: ödülle birlikte yazdığınız metinlerdeki kelimeler, cümleler değişti mi? Başkalaştı mı? Daha mı güzel oldu eseriniz? Daha mı usta oldunuz?

Sonuç:

Yapılması gereken bellidir: ödül odaklı edebiyata asla ve asla yüz verilmemelidir. Ödülün öncelendiği edebiyat her şeyden önce edebiyatın kendisine zarar verir. Dostoyevskilerin, Hugoların, Flaubertlerin, yani saf edebiyatın peşinde koşmuş gerçek edebiyat ustalarının, gerçek sanatçıların ödül almak ya da övülmek gibi bir dertle kaleme sarıldıklarını sanmıyorum.

22.03.2022 © Novelius Edebiyat – Mehmet BAHÇECİ

EDEBİYAT ÖDÜLLERİ GEREKLİ Mİ?” üzerine 2 yorum

Bir Cevap Yazın