Site icon Novelius Edebiyat

Tiyatro Oyunu İncelemesi: Güzel Son

22.05.2024 © Novelius Edebiyat

Yazar: Ümit YABAN

Değerli Yazar Ümit Yaban‘ın keleminden, makale tadında bir tiyatro oyunu incelemesi: Güzel Son. Novelius Edebiyat okurları için şimdi yayında…

Güzel Son  |  Ümit YABAN

Tiyatro Oyunu İncelemesi:

Nevizade Sokak 13 numaradaki gibi eski masif raflardan çıkan ağaç kokusunun içeri girer girmez insanın yüzüne vurduğundan emin olduğumuz, basit ama gerçeğine çok yakın görünen sahneye Mösyö Lambo’nun da dâhil olmasıyla başlıyor oyun.

İçeri kafası kelimelere takılmış bir adam giriyor. Az sonra anlıyorsunuz, denemenin kıymetli büyüklerinden, Öz Türkçeciliğin büyük savunucularından Nurullah Ataç bütün ağırlığıyla sahnede. Elindeki göndericisi meçhul davetiyeyi Lambo’ya gösterirken – kartta yazdığı gibi – içmeden geldiğinden ve sisli, soğuk havadan bahsediyor. Böylece iç dinamiğini hiç kaybetmeyen bir oyunun içinde buluveriyorsunuz kendinizi.

Kapıdan ikinci girenin kimliği hakkında tereddütte düşmüyorsunuz. Oyuncunun Orhan Veli’ye benzerliği oyuna dâhil olmayı kolaylaştırıyor. Seyircinin kendini bu denli aşina bulması oyunla bütünleşmesine katkıda bulunuyor.

Orhan Veli ve Nurullah Ataç’ın kelimelerden tutun hayatın her alanında ekseri surette inattan olduğunu düşündüren didişmeleri izleyicide sıklıkla ve toplu hâlde gülüşmelere neden olacak.

Onlar çekişedururken, Melih Cevdet Anday esrarengiz davetiye elinde, sisli havadan şikâyet ederek içeri giriyor. Oktay Rıfat da meyhanenin kapısında dolanıp duruyor. Oyun boyunca merakımızı diri tutan öğe olarak Rıfat da dâhil oluyor oyuna…

Davetiyesi olmayan ama güzel bir tesadüfle anılarını yâd etmeye gelen Suat Derviş tüm nefaseti ile sahneyi dolduruyor. Beylerin şaşkınlığı ile oyunun keyfi artıyor, oyun bambaşka bir yere taşınıyor. Oyun boyunca Suat Derviş’in İstanbul sevdası şehre aşkınızı tazeleyecek.

Lambo’nun sıklıkla dostluk göstermek amaçlı sarılışları, veresiye defterini pek da önemsemeyişi, cömertçe yaptığı servisler, oranın sadece bir meyhane değil, bir dost meclisi ve Mösyö Lambo’nun da ev sahibi olduğu duygusunu veriyor.

Sonra, adanın tuzlu suyunu ve güneşi yiyerek eskiyen simgeleşmiş hasır şapkası ile Sait Faik Abasıyanık meclise dâhil oluyor. Böylece sahne dostluk, sevgi ve insana, insanlığa dair güzellikleri ile doluveriyor. Tam da bu noktada, o dönemde yaşamak, Varlık dergisini taze taze elinizde tutmak, Türk edebiyatının bel kemiğini oluşturan onca kıymetli yazar ile aynı havayı solumak vardı diyerek iç çekiyorsunuz.

Ümit YABAN

Yahu arkadaş kim bu davetiyelerin gizemli sahibi derken, Halim Şefik Güzelson olduğu ortaya çıkıyor. Sonra her şey güzel bir sona evrilmekte.

Halim Şefik’ten sonrası, oyunu izleyecekler için tatlı bir sürpriz olsun!

Tek perdelik oyunda, yazarın dahiyane anlatımı ile bütün karakterlerin kişisel özellikleri, edebî duruşları, birbiri ile ilişkileri, dönemin iktisadî durumu, her şey yerli yerinde aktarılıyor. Bir de İstanbul sevgileri, edebiyata düşkünlükleri…

Oyunda yazarlardan yapılan alıntılar, şiirler, duyguların aktarılışı o kadar etkili ki insan bir edebiyat külliyatının belgesel versiyonunu izliyormuş gibi hissediyor.

Oyun çıkışı; oyuncu performanslarını ve yönetmenin başarısını takdir dışında senaryonun bu kadar kısıtlı bir sürede bu kadar çok şeyi aktarmasına şaşırıp kalıyorsunuz.

Benim için dostluğun bu kadar güzel verildiği Güzel Son’a umut, merak ve birbirini uzun yıllardır tanıyan arkadaşlar ile eşlik etmek unutulmaz bir deneyimdi. “Güzel Son” mutlaka izlenmeli. Emeği geçen herkesi kutluyorum.

S O N

Ümit YABAN

22.05.2024 © Novelius Edebiyat

Exit mobile version