25.05.2024 © Novelius Edebiyat - Ümit Yaban
“Her toplumsal ve siyasal sorunların altından çıkan olayların/meselelerin bir ucu da kadına dokunuyor maalesef. Dünya düzeni içerisinde hegemonik devlete karşı mücadele veren özneleriz. Bu anlamda kadın meseleleriyle olan ilişkim, kendime dert edindiğim noktalar öykülerimle gün yüzüne çıkıyor.”
MELTEM DAĞCI
Röportaj: Meltem Dağcı – Ümit Yaban
Ümit YABAN: Sayın Meltem Dağcı ilk kitabınız Dünyanın Öteki Yüzü’nü kutlarım. İthaki Yayınları basımı ile okuyucusuyla buluştu. Alışılmışın dışında çarpıcı bir kitap tebrikler. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Meltem Dağcı kimdir?
Meltem DAĞCI: Çok teşekkür ederim Ümit Hanım. Samsun doğumluyum. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı’ndan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldum. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Araştırmaları Tezsiz Yüksek Lisans Programı’na devam ediyorum. Edebiyat Haber’de “Yazarın Odası” söyleşi köşemde her Perşembe bir yazarı konuk alıyoruz.
Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Kitabınızın yazım aşamasında özel bir editöryel yardım aldınız mı? Üslubunuzu oluşturmanızda nasıl bir yol izlediniz?
Meltem DAĞCI: Öykü kitabımı zaman zaman unutuyorum. Hali hazırda bir okurum, bu benim için çok şey ifade ediyor. Okuduğum kitapları sığdırmaya çalıştığım küçük yerler, yıllar içerisinde kendi boyutunu aşarak öykü yazmaya dönüştü. Yazmanın kendisini eylemsel olarak da seviyorum. Öykü kısmına dönersem üniversite yıllarımdan beri öykü yazıyorum. Ortalama on üç yıldır yazıyla haşır neşir haldeyim. Kitabın dosya haline gelmesi ve yayımlanmasıyla ilgili geçen uzun süreçte dergilerde öykülerim yayımlandı. Buna ek olarak kitap inceleme yazılarım, kitap söyleşilerim devam etti. Öykülerimin biraz da kendi yolculuğunu ve değişimini tamamlaması için bilinçli olarak bekledim. Dosya haline geldiğinde, editörüm Melisa Ceren Hasmeden’in de kabulü ile beraber çalıştık. Buraya yazması kolay ama tecrübe etmesi zor bir bekleyiş ve heyecanla geçti.
Ümit YABAN: Yazım ve yayınevi bulma safhalarında zorluklarla karşılaştınız mı? Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?
Meltem DAĞCI: Yazdığım öykülerin türünü ve temalarını düşündüğümde ilk aklıma gelen yayınevi İthaki olmuştu. Dosyayı birlikte çalıştığım editörüm Melisa Ceren Hasmaden ile ortak fikrimiz bu yönde oldu hatta. İlk dosyamı sadece bu yayınevine gönderdim ve tam bir yıl bir hafta bekledim. Bu süreçte sabretmem gerekiyordu. Olumlu ya da olumsuz herhangi bir dönüş için bekledim aylarca. Arada birkaç maille dosyanın okunup okunmadığına dair bilgi aldım. Karşı tarafa fazla rahatsızlık vermek istemedim o vakitlerde. Dosyanın kabulüyle ilgili haberi almama son iki ay kala umudumu yitirmeme ramak kalmıştı. Olumsuz haber alacağım diye bir duyguya kapılmıştım. Bu stresli ve heyecanlı bekleyişin sonucu hepsine değmişti doğrusu.
Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı? Malum yaşam büyük bir koşuşturma, bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?
Meltem DAĞCI: Günlük olarak yazı yazabilen, o yazının devamını her gün getiren biri değilim. Her gün aynı rutinle yazmaya devam eden yazarlara ayrı bir hayranım. Öykü yazmadığım zamanlarda kurgu notlarımı derleme yapıyorum kâğıt üzerinde. Makale yazıyorum ve varsa onun düzeltilerine bakarak geçiyor zamanım. Ucundan kıyısından yazıyla uğraşıyorum yine. Öykü yazma rutinimde eğer kurgu zihnimde/notlarımda tamamlanmışsa o vakit masaya oturanlardanım. Yaptığım okumalar, yazmaya zemin hazırlıyor aslen. Okudukça farklı kapılar açılıyor. Bu kapıların sonsuz olma ihtimali yazmanın en tılsımlı tarafı bana göre.
Ümit YABAN: Bazı kitapları diğerlerinden daha çok seviyorum. Buna pozitif ayrımcılık denirse evet öyle ‘’Kitapları yırtılan, fırlatılan, yakılan bütün kız çocuklarına ve kadınlara…’’ diye başlayan bir kitap benim için tabii ki diğerlerinden bir tık önde olacak… Kadının derdi biter mi bu dünyada? Biraz dertleşsek nasıl böyle bir cümleyle başlayan distopik, fantastik öyküler fikri nasıl doğdu?
Meltem DAĞCI: Her toplumsal ve siyasal sorunların altından çıkan olayların/meselelerin bir ucu da kadına dokunuyor maalesef. Dünya düzeni içerisinde hegemonik devlete karşı mücadele veren özneleriz. Bu anlamda kadın meseleleriyle olan ilişkim, kendime dert edindiğim noktalar öykülerimle gün yüzüne çıkıyor. Burayı eşelerken, oyarken ya da kanırtırken güzel bir tablo çizemiyorum. Çünkü gerçek diye bir durum var. İşte, bunu yaşıyoruz zaten.
Tarihte kadınları birçok şeyden mahrum ettiler. Tarih yazdı ama hatta ne kadarını yazabildi acaba. Kitapların yasaklandığı, toplatıldığı ve yakıldığını dönem, simsiyah bir leke. En çok da buna maruz kalan kız çocuklarına ve kadınlara ithaf ederek başlamak istedim kitabıma.
Ümit YABAN: Öykülerinizden biri film olsa hangisi olsun isterdiniz ve ünlülerden kimler oynasın isterdiniz?
Meltem DAĞCI: Bu soru üzerine epeyce düşündüm. Sinema zevkime ve bakış açıma göre yanıtlamam gerekirse kitapta yer alan korku atmosferi oldukça hissedilen Şoapeldeki Gölge öyküm diyebilirim. Başroldeki kadın karakteri silik ve solgun yüz hatlarıyla acıyı/hüznüyü iyi aktardığına inandığım Merve Dizdar canlandırmalı. Merve Dizdar mistik atmosferi iyi yansıtır bence. Diğer karakteri anneyi yani, Işıl Yücesoy’un oynamasını çok isterdim. Işıl hanıma da duyguyu aktarma açısından ayrıca hayranım.
Ümit YABAN: Yazmak sizce hastalıklı bir durum mu yoksa terapötik bir yolculuk mu? Siz nasıl başlayıp, kim olarak çıktınız bu yolculuktan?
Meltem DAĞCI: Yaşama katlanabilmenin ve anlamlı kılabilmenin binbir çeşit eylemlerinden biri benim için yazmak. Yazmaya başlarken de kendim değildim, aynı durum yine devam ediyor. Zihinde/ruhta birden fazla meltem varoluş içerisinde başkalaşıyor. Bazı zamanlarda yazı yazarken bir başka versiyonumla karşılaşıyorum. Kıs kıs gülerek sana da “merhaba” diyorum. Bu durum nevrotik gibi görünüyor henüz delirmedik ama yazıyla haşır neşir olanların yaşadıkları ortak duygu bu. Keşke delirseydik de şu orta çağ yangınının farkına varmasaydık. Başka türlü mutlululuk mümkün olurdu sanki. Neyse yazarak sağaltmaya devam.
Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler?
Meltem DAĞCI: Margaret Atwood, Ursula Le Guin, George Saunders, Lou Andreas-Salomé, Charlotte Perkins Gilman, Ray Bradbury, Asimov, Dino Buzzati, Onur Bütün, Latife Tekin, Mine Söğüt, Leyla Erbil gibi yazarlar etkilemiştir beni.
Ümit YABAN: Yeni dosya hazırlığınız var mı? İlk kitap tecrübesini yaşamış biri olarak, ikinci dosya hazırlığında mutlaka buna dikkat edeceğim dediğiniz başlıklar neler?
Meltem DAĞCI: Notlarımı, taslaklarımı henüz derlemeye başladığım ve bazı sahneleri anlamlandırma açısından kendimce çizim yaptığım kurguyla uğraşıyorum. Sürecin nasıl başlayıp devam edeceğini zaman gösterecek bana da. Bir yolculuğa çıktım şimdi.
“İlk Ümit” Röportaj Serisinin Diğer Bölümleri İçin
25.05.2024 © Novelius Edebiyat


