Site icon Novelius Edebiyat

İlk Ümit: Hicret Birlik – Ümit Yaban

28.09.2024 © Novelius Edebiyat - Ümit Yaban

“Yazıya sımsıkı tutunmaya çalışıyorum. Bunca çirkin gerçeğin içinde sığınabildiğimiz en güzel yer düş dünyamız. Ben bu düş dünyasına sığınmak için fırsat kollamıyorum, fırsat yaratıyorum.”

HİCRET BİRLİK

Ah ilk kitaplar, sanki yazandan bir parça kopacak da evrende yıldız gibi parlayacakmışçasına müstesna bir öneme sahiptir. Bu önem hem yazarlar hem de edebiyat tarihi için geçerlidir. Bu heyecana ortağız ve zevkle görünürlüğüne katkı sunmayı kendimize görev addediyoruz.

Röportaj: Hicret Birlik – Ümit Yaban

Ümit YABAN: Sayın Hicret Birik ilk kitabınız Yedi Yılanlı Kavuk’u kutlarım. Metinlerarası Kitap’tan elimize geçti. Alışılmışın dışında keyifli öyküler okuduk tebrik ederim. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Hicret Birik kimdir?

Hicret BİRLİK: Dünyadaki kısa yolculuğumuzda hepimizin bir görevi olduğuna inanıyorum. Bu yüzden farklı ilgi alanlarımız var. İnsanın sanatı keşfetmesi bir tesadüf olamaz. Mozart müzik yapmalıydı, Dostoyevski kitap yazmalıydı. Bir insanın müziğe, resme ya da edebiyata tutkuyla bağlı olması öğretilebilir bir şey değil. Sanatçı sanatıyla içgüdüsel bir bağ kuruyorsa bunun bir nedeni vardır mutlaka. Ben de çocukluğumdan beri edebiyata ilgi duyuyordum. Çoğu kişinin aksine büyüdüğüm evde pek kitap okunmazdı, buna rağmen ben kitaplara her zaman ilgi duydum. Okurken acemice yazılar da yazıyordum. Doğal çevremin etkisiyle doldurduğum boş levhayı akıtıyordum, içimi döküyordum yani. Uzun yıllar şiirle ilgilendim, bunu herkesin yaptığını düşünüyorum. Şiir duygusal zekâsı yüksek insanlar için tam bir sığınak. Daha sonra ufak tefek öyküler yazmaya çalıştım. Pandemi döneminde bir dergiye gönderdiğim mikro öykülerim artarda yayımlanmaya başlayınca bu işi ciddiye almam gerektiğini düşündüm. Önceleri sadece orta yaşlarda iki çocuk annesi bir öğretmendim, şimdi bir kitabım var, ne olduğumu henüz bilmiyorum, ama güzel bir şey yaptığıma inanıyorum.

Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Yolda bir atölye ya da editörden destek aldınınız mı? Bu yolculuğa yeni çıkanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?

Hicret BİRLİK: Az önce değindiğim gibi en başta bir dergiye mikro öykü gönderdim ve yayımlandı, sonra devam ettim göndermeye, böylelikle artarda yaklaşık on tane öykümü kabul ettiler. Fakat yazdıklarımın sadece bir imgeden ibaret olduğunu düşünüyordum bu yüzden bu işi öğrenmem gerektiğine karar verdim. Murat Gülsoy’un yaratıcı yazarlık atölyesine katıldım. Atölyelerin kuram öğretmediğini belirtmeliyim, zaten yazmak için kuram bilmek gerekli midir, emin değilim. Atölye insanın okur tarafını daha çok geliştiriyor bence. İyi yazabilmek için nitelikli okuma yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda atölyenin bana çok katkısı oldu. Aynı zamanda yazdığım metinlerdeki hataları görme, düzeltme, daha iyiye götürme konusunda çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bir de disipline ve motive etme yönü var, düşünsenize her hafta ders için oturup bir öykü yazmaya çalışıyorsunuz. Fakat tüm sanat dalları gibi edebi yazı uğraşı da yetenekle ilgilidir. Yeteneği olmayanlara atölyenin yazı konusunda bir şey katacağına inanmıyorum.

Bu yolculuğa yeni çıkanlar için iki kelime söyleyebilirim: emek ve inanç, bu iki kavrama sımsıkı tutunsunlar.

Ümit Yaban’la İlk Ümit röportaj serisinin 40.bölüm konuğu Metinlerarası Kitap’tan çıkan ilk kitabı “Yedi Yılanlı Kavuk” ile Yazar Hicret Birlik oluyor…

Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı? Malum yaşam büyük bir koşuşturma, bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?

Hicret BİRLİK: Ne kadar yoğun olursam olayım her gün mutlaka yazmaya çalışıyorum, kimi zaman bir paragraf kimi zaman birkaç sayfa. Fakat kalemi bırakmıyorum. Bıraktığımız her şey zamanla bizi terk eder. Yazıya sımsıkı tutunmaya çalışıyorum. Bunca çirkin gerçeğin içinde sığınabildiğimiz en güzel yer düş dünyamız. Ben bu düş dünyasına sığınmak için fırsat kollamıyorum, fırsat yaratıyorum.

Ümit YABAN: Kitabınızı raflarda gördüğünüz o ilk ân neler hissettiniz?

Hicret BİRLİK: Tuhaf bir huzursuzluk hissettim. Duygu durumu tutarsız bir insanım ben. Bazen bir şeyi çok isteyip bir süre sonra o şeyden hızla kaçınabiliyorum. Buna gerek var mıydı, diye düşündüm. Sanırım korktum. Yeni bir şeyler yapmaktan her zaman çok korkmuşumdur. Bilmediğim bir cennettense bildiğim bir cehennemi yeğleyecek kadar ahmak olabiliyorum bazen. Kitap bilmediğim bir cennetti, hayalimdi, somut olarak kavuşmak beni ürküttü. Zamanla okurlardan aldığım geri dönüşlerle rahatladım. Dediğim gibi korkmuştum, kötü bir iş çıkarmış olmaktan ödüm kopuyordu. Fakat şimdiye kadar çok şükür olumsuz bir dönüş almadım. Şimdi keyfini çıkarıyorum, nasılsa olan oldu, olana ve ölene çare yoktur 

Hicret BİRLİK

Ümit YABAN: Kimsenin okumayacağını bilseniz yine yazar mıydınız?

Hicret BİRLiK: Kesinlikle yazardım, zaten yazıyordum. Yazmak önce kişinin kendisi için yaptığı bir eylem. Konuşamadığımız o kadar çok şey var ki. Hem bu iş biraz da oyun oynamaya benziyor, çok eğlenceli. Bir çocuk tek başına da oyun oynayabilir, değil mi?

Ümit YABAN

Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler? Bize biraz kütüphanenizden bahseder misiniz?

Hicret BİRLİK: Franz Kafka’yı çok seviyorum, benim için başkadır. Dostoyevski, Jose Saramago, Nikos Kazancakis, Dino Buzzati sevdiğim isimler. Distopya çok severek okuduğum bir tür. Aldous Huxley, Margaret Atwood bu türde beğendiğim yazarlar. Fakat Doğu Edebiyatına da ayrı bir ilgim var. 1001 Gece Masalları, Tutiname gibi masallardan oluşan kitapları çok seviyorum. Muhammed İkbâl’in şiirlerini çok beğeniyorum. Türk yazarlardan en sevdiğim hatta açıkça söyleyeyim öykündüğüm, idol bellediğim isim İhsan Oktay Anar’dır. Bir de Orhan Pamuk, Haldun Taner, Bilge Karasu var ve ismi aklıma gelmeyen daha birçok yazar, gönlü geniş bir okurum.

Ümit YABAN: Yeni dosya hazırlığınız var mı? Kitabınızdaki öykülerden keşke ikinci kitaba saklasaydım bu öykümü dediğiniz bir öykü var mı?

Hicret BİRLİK: Yazmaya devam ediyorum fakat bu yazdıklarım ile ikinci dosyayı oluşturur muyum emin değilim. Aklımda bir şeyler var, yapabilirsem ne ala. Henüz ikinci dosyayı düşünmek için çok erken. Bakalım okur talep edecek mi? Bu çok önemli.
Kitabımda, keşke ikinci dosyaya koysaydım diye düşündüğüm bir öyküm yok. Hepsi de olmaları gerektiği yerdeler.

Ümit YABAN: Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.

Hicret BİRLİK: Vakit ayırdığınız için ben çok teşekkür ederim. Edebiyat dünyasının böyle zarif hareketlerle daha da güzelleşmesini diliyorum.

“İlk Ümit” Röportaj Serisinin Diğer Bölümleri İçin

Lütfen Tıklayınız…

28.09.2024 © Novelius Edebiyat

Exit mobile version