27.04.2024 © Novelius Edebiyat - Ümit Yaban
“Mühendislik alanında edindiğim analitik düşünme yeteneği, yazma sürecimde de bana yardımcı oldu. Özellikle konuları detaylı bir şekilde inceleme ve mantıklı bir sıra ile düşünceleri aktarma becerisi, mühendislik eğitimimin bir parçası olarak kazandığım yeteneklerdi ve bunlar yazma sürecimde de işime yaradı. Ancak bazen aşırı analitik düşünme, yazma sürecimi yavaşlatabilir veya yaratıcı akışımı engelleyebilir. Bu durumda, bilinçli bir şekilde analitik düşünmeyi bir kenara bırakarak daha yaratıcı ve özgür bir şekilde yazmaya odaklanmayı öğrenmem gerektiğini fark ettim.”
HASAN KILIÇ
Röportaj: Hasan Kılıç – Ümit Yaban
Ümit YABAN: Sayın Hasan Kılıç, ilk kitabınız Çekmece’yi kutlarım. Kitabınız Parma Kitap basımı ile okuyucusuyla buluştu. Çok emek verilmiş bir kitap tebrikler. Öncelikle merak ettiğim sizsiniz, edebiyatla kurduğunuz ilişkiye de değinerek kendinizi tanıtır mısınız? Hasan Kılıç kimdir?
Hasan KILIÇ: Ümit Hanım, size samimiyetimle ifade etmeliyim ki, edebiyat benim için bir sığınak, bir ruhun derinliklerine yolculuk demek. Sözcükler, benim için duygularımı, düşüncelerimi ve hayallerimi ifade etmenin aracı. Edebiyatla olan ilişkim, çocukluktan itibaren başladı ve hayatımın her anında varlığını hissettim. Elektronik mühendisi olmam, bir yönüyle beni somut gerçekliğin labirentlerine sürüklerken, edebiyat ise ruhumun derinliklerinde dolaşmama, soyut düşüncelerin peşinden gitmeme olanak tanıdı. Ben, bir elektronik mühendisiyim, evet; ama aynı zamanda kelimelerin büyülü dünyasında kaybolmayı seven bir rüyaperestim.
Ümit YABAN: Yazma yolculuğu nasıl başladı? Kitabınızın yazım aşamasında özel bir editöryel yardım aldınız mı?
Hasan KILIÇ: Evet, yazım ve yayınevi bulma süreci oldukça meşakkatli geçebiliyor. Birçok yayınevi, kitaplarını yayınlamak isteyen yazarlardan çok fazla başvuru alıyor ve bu nedenle kabul edilme oranı düşük olabiliyor. Ancak pes etmeden, sürecin getirdiği zorlukları aşarak ve kitabıma olan inancımı koruyarak doğru yayıneviyle anlaşmayı başardım.
İlk kez kitabımı raflarda gördüğümde karmaşık duygular içindeydim. Öncelikle büyük bir mutluluk ve gurur duydum çünkü uzun bir sürecin sonunda bunu başarmıştım. Ancak bir yandan da heyecan ve biraz da endişe hissettim. Artık eserim herkesin önünde, değerlendirmelerine açılmıştı ve bu beni biraz huzursuz etmişti. Ancak genel olarak, büyük bir memnuniyet ve tatmin duygusuyla dolmuştum.
Ümit YABAN: Günlük yazma rutininiz var mıydı? Malum yaşam büyük bir koşuşturma bu koşturma arasında yazmaya günlük ne kadar zaman ayırabiliyordunuz?
Hasan KILIÇ: Evet, günlük yazma rutinim vardı. Genellikle sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde, gündelik işlerimi hallettikten sonra zaman ayırırdım yazmaya. Haftada birkaç gün, özellikle hafta sonları daha fazla zaman ayırabiliyordum yazma işine. Ancak tabii ki, yaşamın koşturmacası bazen yazma zamanını kısıtlayabiliyordu. Özellikle iş yoğunluğu veya diğer kişisel sorumluluklar zamanımı kısıtladığında, yazmaya ayırabileceğim zamanı kısaltmak zorunda kalıyordum. Ancak ne olursa olsun, yazma tutkumdan vazgeçmedim ve elimden geldiğince her gün bir miktar zaman ayırmaya çalıştım.
Ümit YABAN: Bir mühendis olarak bakış açınızın, düşünce yeteneğinizin yazar tarafınızı beslediğini düşündüğünüz alanlar oldu mu? Yoksa analitik düşünce sizi yazın hayatınızı baltaladı mı?
Hasan KILIÇ: Her iki alanın da birbirini beslediği noktalar oldu. Mühendislik alanında edindiğim analitik düşünme yeteneği, yazma sürecimde de bana yardımcı oldu. Özellikle konuları detaylı bir şekilde inceleme ve mantıklı bir sıra ile düşünceleri aktarma becerisi, mühendislik eğitimimin bir parçası olarak kazandığım yeteneklerdi ve bunlar yazma sürecimde de işime yaradı. Ancak bazen aşırı analitik düşünme, yazma sürecimi yavaşlatabilir veya yaratıcı akışımı engelleyebilir. Bu durumda, bilinçli bir şekilde analitik düşünmeyi bir kenara bırakarak daha yaratıcı ve özgür bir şekilde yazmaya odaklanmayı öğrenmem gerektiğini fark ettim. Sonuç olarak, her iki alanın da dengeli bir şekilde birbirini beslemesi ve birbirinden öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ümit YABAN: Yazdıklarınızı ilk kime okutuyorsunuz? Bu kitapta kendinize en yakın hissettiğiniz öykü hangisi ve neden?
Hasan KILIÇ: Yazdığım öyküleri genellikle önce yakın arkadaşlarıma veya aileme okutuyorum. Onların geri bildirimleri benim için değerli oluyor ve yazdıklarımın nasıl karşılandığını görmek istiyorum.
Özellikle bir öykü seçmek zor ama illa ki bir öykü seçmem gerekiyorsa “Yedi” adlı öykümü kendime daha yakın hissediyorum. Yedi ölümcül günahı satranç tahtasında anlatan “Yedi” adlı öykümün bana daha yakın hissettirdiği birkaç sebep var. Öncelikle, bu öyküdeki kurgusal unsurlar ve sembolizm, derin düşünme ve yaratıcılıkla dolu bir dünya sunuyor. Satranç tahtasındaki her bir hamle, insan doğasının karmaşıklığını ve içsel çatışmalarını temsil ediyor. Karakterler, tahtadaki konumlarıyla insanın zaaflarını ve erdemlerini yansıtıyorlar. Bu derin sembollerle dolu yapı, yazar olarak beni düşünce ve duygusal derinliklere sürüklüyor.
Ümit YABAN: Türk ve Dünya Edebiyatından takip ettiğiniz isimler, hayranlık duyduğunuz yazarlar kimler?
Hasan KILIÇ: Türk edebiyatında, Vüs’at O. Bener’in eserlerini büyük bir hayranlıkla okudum. Bener’in edebi tarzı ve derinlikli karakterleriyle dokuduğu hikâyeler beni her zaman etkilemiştir. Onun eserlerindeki toplumsal eleştiriler ve insan psikolojisi üzerine derinlemesine analizler, okuru düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor. Bener’in öykülerindeki duygusal derinlik ve insanın iç dünyasına yaptığı yolculuklar, Türk edebiyatının önemli bir parçasını oluşturuyor. Ayrıca, Yaşar Kemal’in epik ve evrensel anlatımıyla yazdığı eserleri de çok seviyorum. Dünya edebiyatında ise Gabriel Garcia Marquez’in büyüleyici gerçeküstücü tarzıyla kaleme aldığı eserlerine hayranım. Ayrıca, Haruki Murakami’nin sıra dışı hikâyeleri ve atmosferik anlatımı da beni derinden etkilemiştir.
Ümit YABAN: Yeni dosya hazırlığınız var mı? İlk kitap tecrübesini yaşamış biri olarak, ikinci dosya hazırlığında mutlaka buna dikkat edeceğim dediğiniz başlıklar neler?
Hasan KILIÇ: Henüz erken ama yeni bir dosya hazırlığına başlayacak olmanın heyecan verici olduğunu düşünüyorum. İlk kitap tecrübemden aldığım dersler ışığında, ikinci dosya hazırlığında; karakterlerin daha derinlemesine işlenmesine ve okuyucuya daha güçlü duygusal deneyimler sunulmasına önem vereceğim. Öykülerin birbirine geçişlerini ve dosyanın akıcılığını sağlamak için dikkatli bir kurgusal düzenleme yapacağım.
Ümit YABAN: Sorularımla okuyanların hem sizi daha iyi tanıması hem de kendi kafalarındaki soru işaretlerine bu yoldan geçmiş birinden cevap bulmalarını diledim. İkinci kitabınızı heves ile bekliyorum. Gönlünüze, kaleminize layık ömrünüz olsun. Teşekkürler.
“İlk Ümit” Röportaj Serisinin Diğer Bölümleri İçin
27.04.2024 © Novelius Edebiyat


