Site icon Novelius Edebiyat

2024 Edebiyat Soruşturması –  Bölüm 16 – Bekir Göl

16.12.2024 © Novelius Edebiyat

Yayına Hazırlayan: Mehmet BAHÇECİ

16. Bölüm: Bekir Göl

Editörün Notu: 2024 Yılı Edebiyat Soruşturmamızda, edebiyatın yükünü sırtlanmış birbirinden değerli isimleri ağırlıyoruz. Konuklarımıza az sayıda ve net sorular yöneltmeye gayret ettik. Edebiyatseverler için faydalı olması temennisiyle...

Soru 1:

2024 Yılında yerli ve yabancı pek çok eser okurlarla buluştu. Yeni çıkan kitapları takip edebildiniz mi? İçlerinden okuduklarınız ve beğendikleriniz var mı? Düşüncelerinizi kısaca paylaşır mısınız?

Cevap 1:

Genellikle aç bitir kitapların yazıldığı yerli piyasaya karşı biraz çekimser kalıyorum açıkçası. Dönüp dönüp klasikleri ve 50 kuşağı öykücülerini okumak bana büyük keyif veriyor. Güncel yabancı yazarlardan takip edip beğendiklerim arasında Yan Lianke, Yu Hua, Claudio Morandini gibi isimleri sayabilirim.

Soru 2:

2024 Yılını okuma ve yazma anlamında nasıl geçirdiniz? Kendinize ve projelerinize vakit ayırabildiniz mi? Bize 2024 yılı panoramanızı çizer misiniz?

Cevap 2:

Bu yıl hayatla olan savaşımdan sağ çıkabildiğimi söyleyemem. O sebeple yazmaya ve okumaya pek vakit ayıramadım. Ayrıca ilk öykü kitabım “Günlere İnen Perde” romanoku yayınları tarafından Şubat 2024’te yayımlandı. Biraz durup dünyayı seyrediyorum. Hem büyüleniyorum hem yaralanıyorum. Belki bu büyü ve yara sonra başka hikayelere dönüşür.

Soru 3:

Türk Edebiyatı mı, Türkçe Edebiyat mı? Türkiyeli Edebiyatı mı?.. 2024’te de ısıtılıp önümüze konulan bu kavram kargaşası hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Nedir doğrusu?

Cevap 3:

Tam da bu edebiyat piyasasının tartışacağı şeyler bunlar. Dertlerinin bunu tartışma olduğunu da düşünmüyorum. Dertleri sadece rant sağlamak. Kim ne diyorsa desin umurumda değil. Ben Türk edebiyatı diyorum. Dilerim bir gün bu ülkede tekrar edebiyat konuşulmaya başlar.

Bekir Göl

Soru 4:

Son on yılda yayımlanan verilere baktığımızda, kitap okumak, ihtiyaçlar hiyerarşimizin 235. sırasında kendine yer bulabilmiş. Ülkemizde kitap okumaya ayrılan vaktin günlük ortalama 5 dakika ile sınırlı olduğunu da düşünürsek, çıkan sonuca hiç de şaşırmamalı.

Gelelim sorularımıza…

Kitaba ve okumaya olan talebin bu denli kısır, entelektüel beğenilerin de bu denli diplerde olduğu bir ülkede “yazma” motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?

Yayımlanmayacağını, kimsenin okumayacağını bilseniz de yine de yazar mıydınız?

Cevap 4:

Yazmak benim için hayata katlanma biçimi. Orada soluklanabiliyorum. Orası benim evim ocağım. Tek korkum ya bir gün yazmak da yetmezse… Evet, kimse okumasa da yine yazardım. İlk kitabım çok satanlar listesine girememiş olsa da yazmaya devam edeceğim.

Soru 5:

Daha nitelikli bir edebiyat ortamının oluşması adına yeni yılda (yayınevi-yazar-okur üçgeninde) neler yapılmalı? Ve 2025 Yılından beklentileriniz nelerdir?

Cevap 5:

Öncelikle herkes çıkar sağlayacağı yerleri övmekten ve o yerlere yanaşmaktan vazgeçsin. Gelin edebiyat konuşalım. Beklentim ömür el verirse bir öykü kitabı daha yazmak.

Soruşturma Ana Ekranına Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız…

16.12.2024 © Novelius Edebiyat

Exit mobile version