26.03.2023 © Novelius Edebiyat
Yazan: Üzeyir KARAHASANOĞLU
Editörümüz Üzeyir Karahasanoğlu, Akın Ersöz’ün 2023 şubat ayında Mühür Kitaplığı etiketiyla yayımlanan “Allı Güllü Perdeler“ isimli öykü kitabı hakkında yazdı.
Allı Güllü Perdeler Üzerine Notlar, Üzeyir Karahasanoğlu…
Akın Ersöz’ü Gizemli Mektuplar romanıyla tanımıştım. Ondan önce Aşina Karşılaşmalar adlı bir öykü kitabı yayımlamış. Allı Güllü Perdeler üçüncü kitabı. Sırasıyla öykü, roman, öykü türlerinde ilerleyen yazarın gönlü bir tık daha öyküden yana diyebiliriz. Ki bir söyleşide kendini “öykü sevdalısı” diye andığını da belirteyim.
Allı Güllü Perdeler, kitaba adını veren öyküyle başlıyor. Kıyısından köşesinden de olsa deniz gören bir şehre taşınan bir adamın konukluğuna tanık oluyoruz. Deniz tutkunu adamın bu yeni şehirde hayatına apansız giriveriyor allı güllü perdeler ve onun arkasındaki menekşe gözlü kız. Satırları dikkatle, özenle okuyor, menekşe gözlü kızla bir bakışma, bir konuşma kolluyoruz. Ne var ki uzaktan bakan, uzaktan seven adamın apansız bulduğu sevgiyi apansız kaybetmesiyle gönlümüz sızlayarak çıkıyoruz öyküden.
Yeşile hasret kentinin beton yığını caddelerini, yalnızlıklarını unutmaya çalıştıkları için koşuşturan kalabalıklarını ve balkonunun kenarından da olsa görebildiği masmavi denizini özlüyor. Bir de allı güllü perdeleri.
Allı Güllü Perdeler’in temaları çeşitlilik gösterse de bunların içinde başı “özlem” çekiyor diyebiliriz. Geçmişe, çocukluğa, sevgiliye duyulan özlem… Bu temaları yine eksik bırakılma, ömrün geçiciliği gibi bütünleyici temalar takip ediyor.
“Bilirim, her şeyi taşıyamazsın yarına. Penceredeki bir bakışı, sokağın sana heyecan veren manzarasını.“
Allı Güllü Perdeler, Akın Ersöz, Mühür Kitaplığı
Yazarın gözleri, daha çok dışarıya dönük dersek hata etmiş olmayız. Öyle ki dış dünyayı daha ayrıntılı ve titiz gözleyen Refik Halitvari gözlemci bakışı, çevreye dikkat kesilmemizi sağlıyor. Buradan hareketle yazarın somut olanı anlatmaya eğilimli olduğunu söyleyebilirim. Somuttan yana bu tercihi, yaşanmışlıkların öykülerde yer yer yoğun biçimde işlendiğini ya da oralardan beslendiğini de hissettiriyor.
“Hastaneden çıkalı üç gün oldu. Babam daha iyi. Vücudu ilaçlara olumlu tepki veriyor. Kendini her geçen gün daha iyi hissediyor. Bir sonraki randevuda hekimine kendini daha enerjik kılacak bir ilaç ya da vitamin sormayı planlıyor. Bense Yazıcı’nın ‘Sen de bunun öyküsünü yaz!’ uyarısını gerçekleştirmeyi tasarlıyorum.“
Allı Güllü Perdeler, Akın Ersöz, Mühür Kitaplığı
Yazarın sırasıyla öykü, roman, öykü türlerinde eser vermesinden hareketle Allı Güllü Perdeler’de kahraman anlatıcı kadar tanrısal anlatıcıyı da tercih ettiğine değinmek istiyorum. Kahraman anlatıcı, doğası gereği öykülerde daha sık kullanılır. Zaman, mekân ve olayın dar sınırlar içinde var olduğu bir türde sınırlı kişiden birinin anlatıcı olarak kullanılması son derece olağandır. Nitekim öykücüler, bu sınırlı alanda kahramanın dünyasını dallandırıp budaklandırmamak için bu anlatıcıyı yoğun biçimde tercih ederler. İşte burada Akın Ersöz’ün tanrısal anlatıcıyı da alışılmışın dışında yoğun şekilde kullandığını gördüm. Tabii kudretli bir anlatıcının gözünden bakmanın tadı başka. Yadırgamadım ama şöyle düşünmeden de edemedim: Acaba yazarın gönlü yeniden romana mı kayıyor?

Allı Güllü Perdeler’in en çok dikkat çeken özelliklerinden biri çok sayıda alıntıya sahip olması. Kimler yok ki… Özdemir Asaf şiiri, Dickens, Salinger, Tolstoy, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Sabahattin Ali, Oğuz Atay, Ahmed Arif, Necip Mahfuz, Hayali, Aysel Gürel, Nilüfer, Behçet Necatigil… Görüldüğü üzere öyle kalabalık ve farklı sanatları icra eden bir sanatçı topluluğuyla karşılaşıyoruz ki bir an elinizdekinin bir öykü kitabı olduğunu unutabiliriz de. Romanlara, şiirlere, şarkılara, türkülere, aşk mektuplarına varana değin farklı konulara dair nice metne rastlayabiliyoruz.
Bu alıntılar, postmodernizm bağlamında kolaj, montaj gibi tekniklerle günümüz edebiyatında sıkça kullanılıyor ama Akın Ersöz’ün bir iki öyküsünde farklı amaçlarla ele aldığını düşünüyorum. Söz gelimi ünlü romanların ilk cümlelerine dair öyküsüyle, hikâye-öykü ayrımına dair öyküsü edebiyata dair konuların, sorunların yer yer açıklayıcı, bilgilendirici, hatta tartışmacı boyutlarıyla da işlenebileceğini göstermiş. Doğrusu kurmacaya didaktik bir metin sokmanın “risk” olduğunu düşünenlerdenim. Özellikle “Hikâye Anlatılır, Öykü Yazılır” öyküsünde (ya da hikâyesinde mi demeliyim?) cevap-yanıt tartışmasının üzerine inşa edilen, hikâye ve öykünün nasıl farklı olduklarına dair görüşleri sayan, en sonundaysa bu ayrıma ironiyle karşı çıkan öykünün yazarını ilahi bir gözle okuyoruz. Ki şöyle sonlanıyor öykü:
“Gazetesinin her hafta dört gözle beklediği kitap ekindeki yazarın dediği gibi hikâye anlatılmış, öykü yazılmıştı.“
Allı Güllü Perdeler, Akın Ersöz, Mühür Kitaplığı
Nitekim Akın Ersöz insan kalmanın unutmamakla, hatırlamakla gerçekleşeceğini bilenlerden. Allı Güllü Perdeler’de otuz bir öykü boyunca bu izleği kovalıyor. Nitekim kitap da şöyle bitiyor:
“Neleri unutuyoruz ya da “Unutmaya çalışıyoruz.” yaşam serüveninde. “Unutulmaz denen dertler”, güzelim anlar, yaşanası günler unutuluyor hiç istemesek de.“
Allı Güllü Perdeler, Akın Ersöz, Mühür Kitaplığı
Allı Güllü Perdeler’in çok okunması, çok konuşulması dileğiyle…
İnceleme Yazarı Hakkında:

Üzeyir KARAHASANOĞLU, 1981 Ankara doğumlu. Babasının işi gereği, çocukluğu bir yere bağlı kalamadan geçti. Buraların çoğunu hatırlamıyor bile.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu.
Öykü, deneme, eleştiri, inceleme yazıları Varlık, Kitap-lık, KE, Ecinniler, yeni e, Güney, Lacivert, Edebiyatist, Sincan İstasyonu, Berfin Bahar, Mavi Yeşil, Artemis, Sarmal Çevrim, Maraşantiya, Ototrof, Edebiyat Nöbeti, Deliler Teknesi, Öykü Gazetesi, Şahsiyet, Kitap Eki, Yoğunluk, Şehir, Kalem, Koridor, Har, Patika, Zon Kişot, Yalınayak, İle, Kafkaevi, Damar, Yaşam Sanat, Toplam, Altıyedi gibi dergilerde; BirGün, Evrensel, Yenigün, Radikal Genç gibi gazete ve gazete eklerinde; Oggito, Parşömen Sanal Fanzin, İshak Edebiyat, Edebiyat Burada, Gerçek Edebiyat, Litera Edebiyat gibi internet sitelerinde yayımlandı.
Altıyedi Dergisi ve Novelius Edebiyat Sitesi Yayın Kurulu Üyesi.
2022 Sennur Sezer Emek ve Direniş Öykü Ödülü’ne değer görülen Geçmişi Beklemek dosyası, Manos Kitap tarafından okura ulaştı.
Eşi Sevgi, çocukları Umut ve Ozan’la Zonguldak’ta yaşıyor, edebiyat öğretmenliği yapıyor. Kurmaca ile gerçeğin iç içe geçtiğini bilecek kadar hayal kuruyor, okuyor, yazıyor.
26.03.2023 © Novelius Edebiyat
Emeğinize, yüreğinize sağlık Üzeyir Bey. Allı Güllü Perdeler’de ve her kitabımda rahat okunmayı, içten bir anlatımı seçtim.
Geçenlerde Zerrin Saral Hanımla yaptığım söyleşide de söylediğim gibi ben “öykü sevdalısıyım” diyorum.
Sizin gibi değerli ve bence başarılı bir öykücüden “Allı Güllü Perdeler çok okunmalı ve konuşulmalı” yorumunu alabilmek önemli.
Tekrar teşekkür ederim emeğiniz ve değerlendirme için. Sağ olun, var olun.
Akın Ersöz